Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
100. günde yapılan basın açıklamasının ardından grevdeki gazeteciler Mehtap Yenidoğan, Sefa Söyler ve Nejdet Eksilmez ile son durumu ve bundan sonraki aşamaları konuştuk
Sputnik Türkiye’de işten çıkarılan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyesi 24 gazetecinin işe iade, sendikal haklarının tanınması ve toplu iş sözleşmesi talebiyle başlattığı grev 24 Kasım itibarıyla 100 gününü doldurdu.
Expression Interrupted platformu, grevin 100. gününde Sputnik’in İstanbul ofisinin bulunduğu Süzer Plaza önünde gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından grevdeki gazetecilerle bir söyleşi düzenledi. Moderatörlüğünü gazeteci Canan Coşkun’un üstlendiği söyleşide, işten çıkarılan gazeteciler Mehtap Yenidoğan, Sefa Söyler ve Nejdet Eksilmez konuşmacı olarak yer aldı.
“Gücümüzü Anayasadan alıyoruz”
Sputnik Türkiye’de 12 yıldır radyo programcısı olarak çalışan Mehtap Yenidoğan, sendikalaşma ve işten çıkarılma süreçlerini şu şekilde özetledi:
“Sendikalaşma sürecimiz ekonomik gerekçelerle başladı. Ücretlere artış talebi tek tek görüşmelerle daha zor olduğundan bizim adımıza sendikanın süreci yürütmesini istedik. TGS’ye üye olduk. Yeterli çoğunluk sağlandı. Sendika, Çalışma Bakanlığından yetki belgesini aldıktan sonra işverenle görüşmeler başladı. Aslında iyi de gidiyordu. İşverenle birçok maddede uzlaşı da sağlanmıştı fakat mevzu ücrete geldiği zaman görüşmeler tıkandı. Biz sözleşmenin imzalanacağına inanırken işveren masadan kalktı. Biz de işverenin masaya dönmesi için 24 Temmuz’da basın açıklaması yaparak greve çıkacağımızı duyurduk. Fakat hemen greve çıkmadık. Tekrar masaya dönmesi için işverene bir süre tanıdık. Bu süreç devam ederken 7 Ağustos günü masamızın başında oturuyorken toplantı odasına çağırıldık ve işten atılacağımızı öğrendik. Sonrasında 17 Ağustos’ta da greve başladık.”
Sputnik Türkiye, işten çıkarmaları ekonomik gerekçelere dayandırmış ancak istihdama devam etmişti. Yenidoğan, “Radyoda üç spiker işten atılmıştık. Bizden sonra yerimize üç spiker alındı. Daralma gerekçesiyle biz işten çıkarılmışken nasıl oluyor da yerimize üç kişi alınıyor? Tecrübeli bir kadroyduk. Kurumun yıllar içinde biriktirdiği bir yayın politikası vardı. Yayın politikalarının oluşturulmasına katkıda bulunan insanlardık. Tabii bunun bir yansıması oluyor yayınlara” diye konuştu.
Dayanışmanın önemine de dikkat çeken Yenidoğan sözlerini şöyle tamamladı: “100 günü geride bıraktık. Mevsim koşulları zorlaşıyor ama hazırız. Bize dayanışma güç katıyor, özellikle meslektaşlarımızın dayanışması. Güneşte kavrulduk, rüzgârda savrulduk, yağmurda ıslandık. Bu alanda bir tek kar görmedik, ona da hazırlıklıyız. İnsan çok zor süreçlere bile uyum sağlayabilen bir canlıymış. Burada başka bir güç, başka bir dayanma azmi devreye giriyor. Dayanıyoruz, direneceğiz. Birlikteyiz, mücadele ediyoruz, bu bize güç veriyor. Gücümüzü Anayasadan alıyoruz. Dolayısıyla sonuç alınana kadar burada durmaya gücümüz var. İşten atılanların işe iadesi, sendikal özgürlüklerin tanımlanması, ücretlerin ve hakların toplu iş sözleşmesiyle garanti altına alınması temel taleplerimiz. Bunlar sağlanana kadar burada durmaya devam edeceğiz. Meslektaşlarımızdan, sivil toplum kuruluşlarından, siyasi partilerden desteklerini her zaman bekliyoruz. Biz buradayız ve mücadeleye devam edeceğiz.”
“‘Sendikayı boşverin’ baskısı yapıldı”
Sputnik Türkiye’de rejide çalışan Sefa Söyler, 24 kişinin aksine işten çıkarılmadan greve çıkanlardan olduğunu anlattı: “İşten çıkarmalar olduktan sonra içeride iki kişiyi tuttular ama bu hamle grevi kırmaya yönelikti. İşçilerin çıkarılmasından greve kadar geçen 1 haftalık süre boyunca içeride çok yoğun bir süre boyunca baskı oldu. Radyo Sputnik Haber Müdürü Fethi Yılmaz, rejideki arkadaşları topladı ve ‘sendikada mısınız’ diye sordu. Grev aşamasına gelmemize rağmen, ‘sendikayı boş verin, iyi bir şey değil’ diye baskı kuruyorlardı.”
TGS Sputnik İşyeri Temsilcisi Nejdet Eksilmez’in işe iade davasını kazanmasının kendileri için bir umut olduğunu ifade eden Söyler, sözlerine şöyle devam etti: “Bu kararın hepimizin davasına olumlu etki edeceğini düşünüyorum. İnsanların yaşadıkları sıkıntılar karşısında kendi iç dünyalarını karartmalarını istemem. Bu benim ilk sendikal tecrübem. İyi ki bu hakkımız var ve bunu herkesin savunması gerektiğini düşünüyorum.”
“Asıl irademiz işverenin sendikalaşmayı tanıması”
TGS Sputnik İşyeri Temsilcisi Nejdet Eksilmez’e ise grevin 100’üncü gününden bir gün önce sonuçlanan işe iade davasını sorduk. Eksilmez’in açtığı davayı 23 Kasım 2023 tarihinde ilk celsede karara bağlayan İstanbul 4. İş Mahkemesi, gazetecinin sendikal nedenlerle işten çıkarıldığına hükmetmişti. Eksilmez dava sürecini ve taleplerini şöyle özetledi:
“İşten çıkarmaların ardından belli bir yasal süre var. Bu süre içerisinde TGS avukatları bütün arkadaşlarımız için itirazlarını yapıp işe iade davaları açtılar. Ben işyeri temsilcisi olduğum için davam diğer arkadaşlarımdan ayrı görüldü. Benim davamda örnek bir karar oldu ve ilk duruşmada mahkeme işe iade kararı verdi. Biz baştan beri kazanacağız diye yola çıkmıştık çünkü hukuki olarak ne yaptığımızın farkındaydık. Başından beri, örgütlenmemizden bugüne kadar gelen sürede bütün adımlarımızı hukuki olarak attık. Bu nedenle mahkeme kararından bir endişemiz yoktu. Asıl irademiz işverenin sendikalaşmayı tanıması, sendikamıza saygı duyması, başlattığımız toplu sözleşme görüşmelerine devam edilmesi ve imzalanması.
“Bu kararın ardından bugün içeride program yapan programcılar, yayıncılar, kendilerine yönetici diyen arkadaşlarımız böyle bir karar dururken başka konularla ilgili neyin hukukunu, adaletini anlatıp haberini yapacaklar? Şu an haber burada, gözlerinin önünde bir haber var. Yirmi dört gazeteci Türkiye’de işten atılırken herhangi bir basın kuruluşunda çalışsanız dikkatinizi çeker ki bu sizin kendi kurumunuzda oluyor. Buna tepki vermiyor, sessizce izliyorsunuz. İçeride yayınlara devam ederek sözde gazetecilik yapıyorsunuz. Bunun adına gazetecilik denmez. Yöneticilik de denmez.”