Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Taraf davasında verilen mahkumiyetler bozuldu

Taraf davasında verilen mahkumiyetler bozuldu

Taraf davasında verilen cezaları hukuka aykırı bularak bozan istinaf mahkemesi, azami tutukluluk süresini dolduran Baransu’nun, başka suçtan tutuklu değilse tahliyesine hükmetti

 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, Taraf gazetesinin eski yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur ve muhabir Mehmet Baransu hakkında verilen cezaları hukuka aykırılık (CMK 289) gerekçesiyle bozdu. Oybirliğiyle alınan kararda azami tutukluluk süresini dolduran Baransu’nun, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse tahliye edilmesine hükmedildi.

 

Mersin Limanı’nda gümrükte ele geçirilen genetiği değiştirilmiş (GDO) pirinç hakkında yaptığı haberle ilgili yargılandığı davada 19,5 yıl hapis cezası alan Baransu hüküm özlü olduğu için cezaevinden çıkamayacak.

 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 4 Mart 2022 tarihli karar duruşmasında Baransu’yu “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme” suçlamasıyla altı yıl, “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” suçlamasıyla da yedi yıl olmak üzere toplam 13 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. “Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok etme, tahrip etme, bunlar üzerinde sahtecilik yapma, hileyle alma veya çalma” suçundan Baransu’nun beraatına karar veren mahkeme, “örgüt üyeliği” suçlaması yönünden ise davanın reddine karar vermişti.

 

Çongar, Altan ve Oğur’un “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme” suçundan 3 yıl 4 ay hapisle cezalandırılmasına karar veren mahkeme, Çongar, Altan ve Oğur’un diğer suçlar yönünden beraatlarına hükmetmişti.

 

“Davadan zarar görmeyen emekli askerlerin katılma hakkı yok”

Kurtuluş Tayiz’in tanık olarak usulüne uygun dinlenmemiş olması ve gerekçeli karardaki suç tarihinin yanlış yazılmasını bozma gerekçesi yapan Daire, yeniden yargılama için dosyayı ilk derece mahkemesine gönderdi.

 

Daire, davada katılan sıfatıyla bulunan Dursun Çiçek, İzzet Ocak ve Suat Aytın’ın istinaf taleplerini ise, davadan zarar görmedikleri ve bu nedenle katılma hakları bulunmadığı için reddetti.

 

Mehmet Baransu’nun avukatı Çiğdem Koç, “Yargılama boyunca bu davanın Balyoz’la ilgisi olmadığını defalarca söyledik. İstinaf mahkemesi bozma kararında, katılanların suçtan zarar görmediklerini belirterek dava konusunun Balyoz ile alakası olmadığını gösterdi. Mehmet Baransu sadece gazetecilik yaptığı haberlerden yargılandı ve bu yargılamalar sonunda suçlamalara konu eylemlerinin gazetecilik faaliyeti olduğu anlaşılacak” dedi.

 

“Balyoz değil Egemen Harekât Planı”

Yasemin Çongar ve Ahmet Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu istinaf mahkemesinin bozma kararını şu şekilde değerlendirdi:

 

“Bugün İstanbul 27. Ceza Dairesinde kamuoyunda ısrarla ismi Balyoz Kumpas Davası yapılan davanın incelemesinde, CMK 289 gereği verilen kararın hukuka aykırı bir karar olduğu hüküm altına alınmış, ilk derece mahkemesi olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararının bozularak ilk derece mahkemesinde yeniden görülmesine karar verilmiştir. Kararda ilk olarak, altı yıl devam eden davada ısrarla bu davanın Balyoz Davası olduğunu iddia eden katılanlar ile katılma istekleri kabul edilmeyen tüm askerler ve Millî Savunma Bakanlığının istinaf talepleri net edilmiştir. Ve görülen davada ‘zarar gören sıfatları bulunmadığı’ için istinaf yasa yoluna başvurma hakları bulunmadığı bildirilmiştir.

 

“Bunun anlamı, bu davanın altı yıl süren yargılamasında hemen hemen her duruşmada çekişme ve tartışma konusu yaptıkları davanın konusunun Balyoz Kumpas davası olmadığıdır. Müvekkillerimin yargılandığı davanın konusu Egemen Harekât Planı’dır. Bu belgenin temin edilmesi iddiası ile açılan davada Genelkurmay Başkanlığı bu planın 2008 yılında imha edildiğini resmi yazı ile dava dosyasına bildirmiştir. 2008 yılında imha edilen planın 2010 yılında temin edilmesi gibi anlamsız bir iddia ile açılan davada davaya katılma hakkı bulunmayanlar altı yıl boyunca davanın Balyoz Davası olduğunu iddia etmişler ise de nihayet istinaf incelemesinde verilen ‘katılma hakları olmadığı kararı’ ile ilk aşamada bu gerçek saptanabilmiştir.

 

“Diğer bir bozma nedeni suç tarihinin 2010 yılı olmasına karşın mahkeme kararında 2013, 2015 gibi farklı tarihlerin gösterilmiş olmasıdır.

 

“Mehmet Baransu yönünden açılan diğer davaları ile birlikte dosyanın değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamına göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi istenmiş, yasal zorunluluk gereği azami tutukluluk süresi aşıldığından adli kontrol şartı ile tahliyesi kararı verilmiştir.

 

“Eksik inceleme nedeni olarak da Kurtuluş Tayiz’in tanık sıfatı ile duruşmaya davet edilmesine ve sanıkların hukuki durumunun yeniden tayini gerektiğine karar verilmiştir. Bundan sonraki aşamada, ilk hüküm kaldırılmış olduğundan ilk derece mahkemesi tarafından yeninden yargılama yapılacaktır.”

Yukarı