Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Otuz ili içeren soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan gazetecilerden ikisi tutuklandı; kadın yürüyüşünü takip eden gazeteciler darbedildi; Devlet Bahçeli’den Halk TV ve medya patronlarına tehdit; müebbet hapis cezası verilen Rojhat Doğru’nun istinaf talebi reddedildi
Otuz ili içeren soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan gazetecilerden ikisi tutuklandı
Ankara ve Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve 30 ili kapsayan soruşturma kapsamında Diyarbakır’da gözaltına alınan dokuz gazeteci ve yazar, nöbetçi mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Başka illerde gözaltına alınarak Eskişehir’e götürülen sekiz gazeteci de savcılığa çıkarıldı.
Dokuz gazeteci ve yazar, “PKK/KCK terör örgütünün siyasi alan ve basın yayın alanı yapılanmaları içerisinde terör örgütü adına faaliyet yürütme” şüphesiyle yürütülen soruşturma kapsamında, 26 Kasım sabahı Diyarbakır’da evlerine düzenlenen baskınlarda gözaltına alınmıştı.
Dokuz şüpheli, emniyetteki ifadelerinin ardından savcılığa sevk edilmiş ve savcı, ifadelerini aldığı Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Başkanı Roza Metina, karikatürist Doğan Güzel, yazar-çevirmen Ömer Barasi ve Berfin Atlı’yı adli kontrol talebiyle, yönetmen Ardin Diren, Abdurrahman Aydın, şair-yazar Ahmet Hicri İzgören, fotoğrafçı Emrah Kelekçiler ve gazeteci Ahmet Sünbül de tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk etmişti. Dokuz kişi gece geç saatlerde çıkarıldıkları mahkemeye tarafından, adli kontrol şartıyla, serbest bırakıldı.
Öte yandan, başka kentlerde gözaltına alınarak Eskişehir’e getirilen sekiz gazetecinin emniyetteki ifade işlemleri tamamlandı. Gazeteciler Mehmet Uçar, Erdoğan Alayumat, Bilal Seçkin, Suzan Demir, Tuğçe Yılmaz, Havin Derya, Mehmet Yaşar Abatan, Hamza Kaan (Bilge Aksu) ve Serap Güneş adliyeye sevk edildi. Kaan ve Uçar tutuklanırken, diğer gazeteciler serbest bırakıldı.
İstanbul’da kadın yürüyüşünü takip eden gazeteciler darbedildi
İstanbul Valiliği, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle 25 Kasım’da Beyoğlu ilçe sınırları içerisinde gerçekleştirilecek etkinlikleri yasakladı. Kadın örgütleri ise yasaklama kararını tanımadıklarını açıkladı.
Taksim Tünel'de toplanarak İstiklal Caddesi'ne yürümek isteyen kadınlar polis tarafından ablukaya alındı. Polis, "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganı atan kadınlara müdahale etti. Bazı protestocular darbedilerek gözaltına alındı.
Polis gözaltılar sırasında Gazete Duvar muhabiri Osman Çaklı'nın da aralarında bulunduğu gazetecileri darbetti.
Balıkesir'de gazeteciyi darbeden CHP'li belediye meclisi üyesi tutuklandı
Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde bir restoranda gazeteciHakan Sataroğlu'nu darbeden Burhaniye Belediye Meclisinin CHP'li üyesi Nadir Bayram 23 Kasım günü “kasten yaralama” suçlamasıyla tutuklandı.
"Zeytin Efe" adlı yerel gazetenin sahibi Sataroğlu, 19 Kasım akşamı restoranda oturduğu sırada yanına gelen Burhaniye Belediye Meclisinin CHP'li üyelerinden Nadir Bayram tarafından darbedilmişti.
Sataroğlu'na kendisi hakkında olumsuz bir haber yapmaya çalıştığı iddiasıyla saldırdığı öne sürülen Bayram, tokat ve yumruk darbeleriyle sandalyeden yere düşürdüğü gazeteciyi yerde bir süre tekmeledikten sonra uzaklaştı.
Müebbet hapis cezası verilen gazeteci Rojhat Doğru’nun istinaf talebi reddedildi
İstinaf Mahkemesi, çektiği görüntülerle gazetecilik ödülü aldığı Kobanê protestolarına, “bir elinde kamera bir elinde silah” ile katılmakla suçlanan Gelî Kurdistan TV eski kameramanı Rojhat Doğru’ya verilen müebbet ve 12 yıl 1 ay hapis cezasını hukuka uygun bularak, istinaf başvurusunu oy çokluğuyla reddetti. Doğru’nun avukatı kararı Yargıtay’a taşıdı.
Gazeteci Rojhat Doğru, Gelî Kurdistan TV kameramanı olduğu 2014 yılında Diyarbakır’da yaşanan Kobanê protestoları sırasında çektiği görüntülerle Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin (GGC) her yıl düzenlediği ‘Yılın Başarılı Gazetecileri’ yarışmasının görüntülü haber dalında “6 – 7 Ekim Olayları – Diyarbakır” başlıklı haberi ile 2015 yılında birincilik ödülü almıştı. Ödülün ardından Doğru, sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde hedef gösterilmişti. Kobanê olayları sırasında yaralan bir kişinin şikâyetçi olması üzerine doğru hakkında dava açılmıştı. Doğru’nun kendi kamerasıyla çektiği olay anına dair görüntülere dair hazırlanan bilirkişi raporunda, Doğru’nun elinde delici ve kesici cisim olmadığı belirtilmişti.
Yargılama devam ettiği sırada Doğru, cezaevindeki arkadaşına para gönderdiği gerekçesiyle İstanbul’da yürütülen bir soruşturma kapsamında 23 Mayıs 2020’de “örgüt üyeliği” (TCK 314) iddiasıyla tutuklanmış, 17 Temmuz’da ise tahliye edilmişti. Doğru’nun davası Diyarbakır’da görülen dava dosyası ile birleştirilmişti. Müşteki ve tanık Rıdvan Özdemir, 14 Ocak 2020’de verdiği ifadesinde Rojhat Doğru’nun bir elinde kamera diğer elinde ise silah bulunduğunu, yüzünün ise açık olduğunu iddia etmişti. Müşteki, olay sırasında birçok farklı yönden ateş edildiğini ancak hangi silahtan açılan ateşle yaralandığını bilmediğini söylemişti. Mahkeme başkanının “Şahsı nasıl teşhis ettin?” sorusunu Müşteki, olaydan üç gün sonra haberlerde yer alan görüntüleri izlerken gazeteci Doğru’yu teşhis ettiğini iddia etmişti.
Devlet Bahçeli’den Halk TV ve medya patronlarına tehdit
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 26 Kasım günü grup toplantısında Halk TV’yi ve medya patronlarını tehdit etti.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik açıklamalarını sürdüren Bahçeli, DEM Parti ile Öcalan’ın yüz yüze görüşmesi gerektiğini söyledi. Adından da konuyu medyaya getirerek şunları kaydetti: “Televizyon ekranlarına yuvalanan özel görevli MHP düşmanlarını, ne dedikleri, neyi teklif ettikleri, nasıl bir yöntem ve reçete sundukları belli olmayan cahil ve küstah yorumcu müsveddelerini, bilhassa Halk TV başta olmak üzere MHP’ye saldırı ortamı açan, taltif ve teşvik eden medya organlarını ve medya patronlarını tek tek not aldığımızı, yeri ve zamanı gelince de burunlarından fitil fitil getireceğimizi, kalabalıkta yapılan itibar suikastlarının tenhada özrünün kabul edilmeyeceğini muhataplarına duyurmak istiyorum.
“Akılsız, ahlaksız ve asılsız konuşanların, sahibinin sesini aktaranların, bu sinsi tertibe çanak tutanların, sponsor olanların, maaş bağlayanların alınlarını karışlar, kirli yakalarına da yapışırız.
“Türk-Kürt kardeşliğini kemikleştirip Türkiye Yüzyılını gerçeğe dönüştürmek için sabırla mücadele ediyorken, etnik bölücülüğün ve terör örgütünün hain emellerine kucak açan ve destek olan namertleri Türk milleti affetmeyecektir.”
Sanatçı Ferhat Tunç’un davası Nisan 2025’e ertelendi
Sanatçı Ferhat Tunç’un “örgüt üyeliği” (TCK 314) ve “örgüt propagandası” (TMK 7/2) iddialarıyla yargılandığı davanın 14. duruşması 28 Kasım 2024 günü Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Mahkeme, yurt dışında yaşayan Tunç'un savunmasının alınması için çıkarılan yakalama emrinin devamına ve infazının beklenmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma, 8 Nisan 2025 tarihinde görülecek.
Dokuz gazetecinin yargılandığı davada yargıda rüşvet iddialarına ilişkin ses kayıtları başsavcılığa sorulacak
Gazeteciler Can Bursalı, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Gökmen Karadağ, Doğan Akın, Nevzat Çiçek, Can Özçelik, Fatih Portakal ve Ayşenur Arslan hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın şikâyeti üzerine “aleni hakaret” (TCK 125/1,4) ve “iftira” (TCK 267/1) suçlamalarıyla açılan davanın 10. duruşması 28 Kasım 2024 günü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Savunma, davaya konu haberin dayandırıldığı ses kayıtlarının Başsavcılık tarafından incelenip incelenmediğinin sorulmasını ve dava dosyasına eklenmesini talep etti.
Şikayetçi Mustafa İnal’ın avukatı, ses kayıtlarının dosyaya eklenmesi talebine karşı çıkarak şikayetlerinin sürdüğünü belirtti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, davaya konu olan iddiaların yer aldığı ses kayıtlarıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak inceleme yapılıp yapılmadığının ve sonuçlarının mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 29 Mayıs 2025’te yapılacak.
Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın, Aralık 2020’de yayımlanan ‘Metastaz 2: Cendere’ isimli kitabında, Mustafa İnal’ın adının geçtiği “yargı üyelerine para verildiği ve mahkemelere müdahale edildiği” yönündeki iddialar gündeme gelmişti. Kitapta yer alan bu iddialar, adliyede kaydedildiği ileri sürülen bir ses kaydına dayanıyordu.
Taylan Özgür Öztaş, Tunahan Turhan ve Vedat Örüç’ün yargılandığı 38 sanıklı dava Ocak 2025’e ertelendi
Gazeteciler Taylan Özgür Öztaş, Tunahan Turhan ve Vedat Örüç ile 35 diğer sanık hakkında “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet” suçlamasıyla açılan davanın 11. duruşması 26 Kasım 2024 günü Anadolu 76. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Avukat Emine Özhasar, müvekkilleri Vedat Örüç’ün savunmasını savcılığın esas hakkındaki mütalaasını sunmasının ardından yapacaklarını belirtti.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti, 18 yaşından küçük üç çocuk hakkındaki adli kontrol kararlarını kaldırarak, davayı 14 Ocak 2025 gününe erteledi.
Gazeteciler İsmail Arı ve Yaşar Gökdemir “iftira” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı
“Kuzey Kıbrıs’ta MHP'li vekilin talimatıyla ‘veriler silindi’ iddiası” başlıklı haber nedeniyle BirGün gazetesi internet haber sitesinin sorumlu yazı işleri müdürü Yaşar Gökdemir ile haberi sosyal medya hesabında paylaşan muhabir İsmail Arı hakkında, “iftira” (TCK 267/1) suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 26 Kasım 2024 günü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada, MHP Milletvekili Levent Uysal ve eşi Ece Uysal’ın şikayeti üzerine haklarında dava açılan Yaşar Gökdemir ve İsmail Arı ile taraf avukatları hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan İsmail Arı, “Kıbrıs Postası isimli bir haber sitesinde Levent Özadam isimli bir gazeteci köşe yazısında Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nin sahte diploma dağıttığı iddiasını kaleme almış. BirGün gazetesi bu iddiayı Kıbrıs Postası’nı kaynak göstererek haberleştirmiş. Ben de bu haberi sosyal medya üzerinden paylaştım. Haberi ben yazmadım. Ben yalnızca haberi paylaştığım için buradayım. İftira suçunu işlemedim. Suçlama konusu paylaşım gazetecilik faaliyeti kapsamındadır” dedi.
“Yargı eliyle gazetecilik faaliyetim engellenmektedir” diyen Arı, müşteki Levent Uysal ve eşi Ece Uysal’ın şikayetleriyle son altı ayda 6-7 kez ifade verdiğini söyledi.
Gazetenin internet sitesinin sorumlu yazı işleri müdürü olan Yaşar Gökdemir de savunmasında üzerine atılı suçlamayı reddetti: “Biz yalnızca haber değeri taşıyan bir konuyu haber yaptık. Sadece habercilik yaptık iftira söz konusu değil. Suçlamayı kabul etmiyorum.”
Gazetecilerin avukatı Tolgay Güvercin, suç yerinin Kıbrıs olması nedeniyle teknik hukuk açısından davanın Türkiye’de açılmasının mümkün olmadığını beyan etti: “Dava konusu haber Kıbrıs’la ilgili bir haber. Kıbrıs’ta işlenen suç halkında Türkiye’de soruşturma açılabilir mi? Teknik hukuk açısından bu davanın açılması mümkün değil.”
Müştekiler Ece Uysal ve Levent Uysal’ın avukatı Ferhat Pamuk, davaya katılma talebinde bulunarak gazeteciler Gökdemir ve Arı’nın cezalandırılmalarını talep etti.
Savcı, sanıklardan İsmail Arı’nın, Levent Uysal’ın şikayetiyle “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığı 2024/349 esas sayılı dosyanın mevcut dosyaya celbini talep etti. Savcı, katılma talebinin de kabulünü istedi.
Mahkeme, iddia makamının talebini kabul ederek, 2024/349 esas sayılı dosya örneğinin mevcut doyaya alınmasına karar verdi. Suçtan zarar görme ihtimallerine binaen katılma taleplerini kabul eden mahkeme, davayı 13 Mayıs 2025 tarihine erteledi.
Arı ve Gökdemir, Ece Uysal’ın kurucusu olduğu Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KTSÜ) “sahte diploma ve yolsuzluk” iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturmanın haberleştirilmesi nedeniyle yargılanıyor. Dava konusu haber ve sosyal medya paylaşımında, üniversitenin dijital verilerinin Levent Uysal’ın talimatıyla silindiği öne sürülmüştü.
Nurcan Yalçın'ın dava dosyaları birleştirildi
Gazeteci Nurcan Yalçın, 2021 yılında "örgüt üyeliği” (TCK 314) ve "örgüt propagandası" (TMK 7/2) iddiasıyla yeniden yargılandığı davanın ikinci duruşması 26 Kasım 2024 günü Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmada Yalçın ve avukatı Resul Temur hazır bulundu.
Yalçın hakkında “6415 Sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’a muhalefet” iddiasıyla açılan dava dosyası da mevcut dava dosyasıyla birleştirildi.
Duruşmada daha önceki savunmalarını tekrar eden Yalçın, kendisinin de Kibriye Evren'in de gazeteci olduğunu belirterek, "Ben Kibriye Evren'in cezaevinde ziyaretçisiydim. Bahsi geçen kişiye Kibriye'nin oda arkadaşı olduğu ve ona borcu olduğu için para yatırdım. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Savcı eksik hususların giderilmesini talep ederken, Nurcan Yalçın’ın avukatı Resul Temur, söz konusu hükümlünün ve Kibriye Evren'in tanık olarak dinlenilmesini istedi. Mahkeme başkanı, Yalçın hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının devamına ve gazeteci Kibriye Evren'in tanık olarak dinlenilmesine karar vererek davayı 6 Mayıs 2025 tarihine erteledi.
Haberin ayrıntıları için tıklayın.
Barış Pehlivan’ın tazminat davası Mart 2025’e ertelendi
Gazeteci Barış Pehlivan'a Milli Savunma Bakan Yardımcısı Alpaslan Kavaklıoğlu'nun şikâyeti üzerine açılan 10 bin TL’lik tazminat davasının beşinci duruşması 26 Kasım 2024 günü Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya Pehlivan katılmazken avukatı Özge Naz Akkaya salonda hazır bulundu.
Dava 27 Mart 2025 gününe ertelendi.
Vice News davasında dosya savcıya gönderilecek
ABD merkezli Vice News’un muhabiri Jake Hanrahan’ın “örgüte finansman sağlama,” (TCK 220) “örgüt üyeliği” (TCK 314) ve “örgüt propagandası,” (TMK 7/2) kameramanı Philip Pendlebury’nin ise “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın 21. duruşması 25 Kasım 2024 günü Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar katılmazken, gazetecilerin avukatları duruşmada hazır bulundu. Daha önce sanıkların ifadelerindeki çeviri hatalarına itiraz eden avukatlar, yeniden tercüme edilen ifadelerin dava dosyasına eklenmesinden sonra savunma yapacaklarını belirtti.
Savcının dosyayı inceleyerek esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için mahkeme tarafından yetkilendirildiği duruşmada, hazırlanan mütalaanın sanık avukatlarına iletilmesine ve savunmaların alınması için ek süre tanınmasına hükmedildi.
Dava 17 Mart 2024 tarihine ertelendi.
En az 29 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde
Gazeteciler Hamza Kaan (Bilge Aksu) ve Mehmet Uçar'ın tutuklamalarının ardından, 29 Kasım 2024 itibarıyla, Türkiye’de en az 29 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.