Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Aziz Oruç yeniden yargılandığı davada beraat etti; Yüsra Batıhan hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” davası; Ardıl Batmaz’ı darp eden polise adli para cezası veren mahkeme hükmün açıklanmasını geri bıraktı; Ayşe Kara hakkında yakalama kararı
Gazeteci Yüsra Batıhan hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” davası
Kahramanmaraş’ta 2023 yılında yaşanan depremlerle ilgili yaptığı haberleri paylaşan gazeteci Yüsra Batıhan hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) iddiasıyla dava açıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Mezopotamya Ajansı’nda yayımlanan “Cenazeler gömülüyor, devletin haberi yok” ve “HDP’nin depremzedeler için gönderdiği 30 konteynere el konuldu” başlıklı haberleri gerekçe göstererek iddianame hazırladı.
İddianameyi kabul eden Ankara 75. Asliye Ceza Mahkemesinin talimatı üzerine gazeteci Batıhan, Mersin 16. Asliye Ceza Mahkemesinde talimatla ifade verdi.
Batıhan hakkında açılan davanın ikinci duruşması 21 Ocak 2025 tarihinde Ankara 75. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek.
İddianamede, Adana Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi’nin sosyal medyada yaptığı “sanal devriye” uygulaması sırasında tespit ettiği Batıhan’ın deprem paylaşımları hakkında yaptığı ihbar üzerine soruşturmanın başlatıldığı bilgisi yer aldı. Ancak soruşturmaya dayanak gösterilen ve kolluğa internet ortamında “sanal devriye” yetkisi veren yasa maddesi “özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasına” ayrı olduğu gerekçesiyle 2020 yılında Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti.
Evren Demirdaş hakkında açılan “dezenformasyon” soruşturmasında “kovuşturmaya gerek yok” kararı
Sözcü gazetesi muhabiri Evren Demirdaş hakkında yaptığı haberler gerekçe gösterilerek, iş insanı Veysel Demirci’nin şikâyeti üzerine “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) şüphesiyle başlatılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 29 Kasım tarihli kararında, “yanıltıcı bilgiyi yayma” suçunun sadece halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla işlenebileceği ve şikayete konu olan haberlerin bu suçu oluşturmadığı kaydedildi.
Demirdaş, TOKİ tarafından Elazığ merkez Karşıyaka mahallesinde 283 adet konut, bir adet iki dükkanlı Ticaret Merkezi inşaatları ile altyapı ve düzenleme işi ihalesini, AKP’ye yakınlığıyla bilinen iş insanı Veysel Demirci’nin Ziver Petrol İnşaat şirketinin aldığını yazmıştı. İhalenin pazarlık usulüyle yapıldığına dikkat çeken Demirdaş, haberinde Veysel Demirci'nin kamudan aldığı dokuz ihaleye daha yer verdi ve iş insanının TOKİ’den 642 milyon TL’lik ihale aldığını belirtmişti. Demirci, bu habere ilişkin Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına “dezenformasyon” iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.
Dicle Müftüoğlu hakkında verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı
On ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci Dicle Müftüoğlu hakkında verilen beraat kararının gerekçesinde, tanık beyanları dışında "örgüt üyeliğini" doğrular nitelikte herhangi bir delilin olmadığı kaydedildi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu, mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) ve “örgüt kurmak ve yönetmek” (TCK 314/1) iddialarıyla yargılandığı davada beraat etmişti. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ekim'de verdiği kararın gerekçesini açıkladı.
Kararda, Dicle Müftüoğlu'nun "kod adı kullandığına, örgüt talimatıyla hareket ettiğine, örgütsel faaliyet yürüttüğüne, örgüt hiyerarşisinde yer aldığına" dair Kerem Gökalp adlı tanık ile gizli tanık beyanı dışında herhangi bir delilin bulunmadığı belirtildi.
Açık ve gizli tanık beyanlarını doğrular nitelikte herhangi bir delil olmadığına dikkat çekilen kararda, hakkında çeşitli iddialarla işlem yapılan kişilerle yaptığı arama kayıtlarında "örgütsel içeriğe" rastlanmadığı, meslektaşlarıyla yaptığı para transferlerinin "örgütsel faaliyet" olmadığı kaydedildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 29 Nisan 2023 tarihinde Diyarbakır’daki ikametine baskın yapılarak gözaltına alınan Dicle Müftüoğlu, gazeteci Sedat Yılmaz ile birlikte 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde tutuklanmıştı. Savcılığın hazırladığı iddianame doğrultusunda “örgüt kurmak ve yönetmek” ile “örgüt üyeliği” iddialarıyla Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Müftüoğlu, 29 Şubat 2024’teki üçüncü duruşmada tahliye edilmişti. On ay tutuklu yargılanan Dicle Müftüoğlu, 24 Ekim’de görülen karar duruşmasında beraat etmişti.
Savcı, gazeteci Yağmur Kaya’nın da aralarında bulunduğu 52 kişinin beraatını istedi
Gazeteci Yağmur Kaya ve 51 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi hakkında, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” iddiasıyla açılan davanın 11. duruşması 6 Aralık 2024 günü İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada sanık avukatları hazır bulundu.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlarını istedi.
Sırasıyla söz alan sanık avukatları mütalaaya katıldıklarını belirterek, müvekkillerinin beraatını talep etti.
Mahkeme, mazeretli olan avukatların da esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarını alabilmek için davayı 9 Aralık 2024 tarihine erteledi.
Aziz Oruç yeniden yargılandığı davada beraat etti
Gazeteci Aziz Oruç’un “örgüt propagandası” (TMK 7/2) iddiasıyla yeniden yargılandığı davanın ilk duruşması 5 Aralık 2024 günü Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya Oruç katılmazken, yetki belgesi sunan Barış Kurtboğan salonda hazır bulundu.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcılık, Oruç’un paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı belirtilerek, Oruç’un beraatına karar verilmesini talep etti.
Duruşmaya verilen beş dakikalık ardından kararını açıklayan mahkeme, suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle Oruç'un beraatına oybirliğiyle karar verdi.
Kapatılan Dicle Haber Ajansı'nda (DİHA) 2016 yılında yayımlanan çeşitli haberlerini Twitter hesabında paylaşan gazeteci Aziz Oruç, 2 Mart 2020 tarihinde “örgüt propagandası” suçlamasıyla 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 28 Kasım 2020 tarihinde onadığı bu karar, 21 Mart 2024'te Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından görüşülmüştü. Yargıtay, Oruç hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini belirterek Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin mahkûmiyet kararını bozmuştu.
Gazeteci Mehmet Göcekli’nin yargılandığı dava Nisan ayına ertelendi
Demokrat Haber Genel Yayın Yönetmeni ve İmtiyaz Sahibi Mehmet Göcekli’nin “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamasıyla yargılandığı davanın sekizinci duruşması 5 Aralık 2024 günü İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada Göcekli’nin avukatı hazır bulundu.
Mahkeme, Göcekli hakkındaki yakalama emrinin infazının beklenmesine karar vererek davayı 24 Nisan 2025 tarihine erteledi.
İddianamede Göcekli’ye yöneltilen suçlamaya, 2011-2016 yılları arasında şahsi sosyal medya hesabından yaptığı ve içerisinde Demokrat Haber’de yayınlanan haberlerin olduğu paylaşımlar ile 2015-2018 yılları arasında Demokrat Haber’in Facebook hesabından yapılan haber paylaşımları delil olarak gösteriliyor.
Savcı, gazeteci Pınar Gayıp’ın dosyasının ayrılmasını istedi
Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Pınar Gayıp’ın da aralarında olduğu üç kişinin “örgüte üyeliği” (TCK 314) ve “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamalarıyla yeniden yargılandığı davanın dördüncü duruşması 4 Aralık 2024 günü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmaya sanıklar ve avukatları mazeret bildirerek katılmadı.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, sanıklar Gülsen İmre ve Ferhat Harun Pehlivan’ın “örgüt propagandası” suçundan cezalandırılmalarını istedi. Pınar Gayıp’ın devam eden soruşturma ve kovuşturmalarını göz önünde bulunduran savcı, gazetecinin dosyasının ayrılmasını talep etti.
Mahkeme, birleşen dosyalar yönünden Pınar Gayıp’ın savunmalarının alınabilmesi için davayı 8 Ocak 2025 tarihine erteledi.
Gazeteci Ardıl Batmaz’ı darp eden polise adli para cezası veren mahkeme hükmün açıklanmasını geri bıraktı
Haber takibi yapan gazeteci Ardıl Batmaz’ı, 26 Nisan 2022’de dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un önünde darp eden Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’nın koruma polisi hakkında “basit yaralama” (TCK 86/1) suçlamasıyla açılan davanın altıncı duruşması 3 Aralık 2024 günü Elazığ 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Sanık Ömer Faruk Taş ve avukatının katılmadığı duruşmada Ardıl Batmaz’ın avukatı Kader Arat hazır bulundu.
Katılan Ardıl Batmaz’ın avukatı Kader Arat, celse arasında tanık olarak dinlenen Hasan Celal Kaya’nın müvekkilini darp eden kişilerden biri olduğunu belirterek, Kaya hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve düzenlenecek iddianamenin mevcut dosya ile birleştirilmesini talep etti. Arat, “Tanık Hasan Celal Kaya celse arasında yokluğumuzda dinlenilmiştir. Tanığa soru sorma hakkımız elimizden alınmıştır. Bu durum adil yargılanma hakkını ihlal etmektedir” dedi.
Mahkeme, tanık Hasan Celal Kaya hakkında açılması muhtemel dava ile mevcut dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmadığı ve dosyaların birleştirilmesinin yargılamayı uzatacağı gerekçeleriyle Arat’ın talebini reddetti.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, sanık Ömer Faruk Taş’ın katılan Ardıl Batmaz’ı “basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralamak”tan cezalandırılmasını istedi.
Batmaz’ın avukatı Kader Arat da sanık Ömer Faruk Taş’ın cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme, üzerine atılı kasten yaralama suçunu işlediği sabit olduğundan sanık Ömer Faruk Taş’a 4 bin 800 TL adli para cezası verdi. Mahkeme, “sanığa yüklenen suçtan yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın adli para cezası olması, sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, mağdurun uğradığı veya mağdur tarafından talep edilen somut bir zararın olmaması, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat oluştuğu” gerekçeleriyle hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Gazete dağıtıcısı Ercan Yeltaş yeniden yargılandığı davada beraat etti
Rojeva Medya ve Özgürlükçü Demokrasi gazetelerini dağıtan Ercan Yeltaş’ın, Anayasa Mahkemesinin (AYM) verdiği ihlal kararının ardından “örgüt propagandası” (TMK 7/2) iddiasıyla yeniden yargılandığı davanın 3 Aralık 2024 tarihli duruşması Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya Yeltaş ve avukatı Resul Temur katıldı.
Yeltaş, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek beraat talebinde bulundu.
Savcı, esas hakkındaki mütalaasında, AYM’nin ihlal kararına rağmen önceki cezalandırma kararının gerekçeli şekilde tekrarlanmasını talep etti.
Yeltaş, esasa karşı yaptığı savunmada suçlamaları reddetti ve beraat talebini yineledi. Avukatı Resul Temur ise müvekkilinin cezai sorumluluğu bulunmadığını vurguladı.
Mahkeme, Yeltaş’ın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat kararı verdi.
Ayşe Kara hakkında yakalama kararı çıkarıldı
Gazeteci Geşbun Ayşe Kara’nın “örgüt üyeliği” (TCK 314) iddiasıyla yeniden yargılandığı davanın üçüncü duruşması 3 Aralık 2024 günü Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Kara’nın katılmadığı duruşmada avukatı Resul Temur salonda hazır bulundu.
Temur, müvekkilinin yurtdışında yaşadığını belirterek, ifadesinin istinabe yöntemiyle alınmasını talep etti. Temur, bu talebin kabul edilmesi durumunda Kara’nın adresini mahkemeye sunacağını söyledi.
Savcılık, yapılan araştırmalara rağmen Kara’ya ulaşılamadığını ifade ederek, sanığın yurt dışında bulunması nedeniyle ifadesinin alınması için yakalama kararı çıkarılmasını istedi.
Mahkeme, Kara’ya isnat edilen suçun alt sınırının beş yıl olması ve bu suç için istinabe yasağı bulunması gerekçesiyle talebi reddetti. Kara hakkında yakalama emri çıkarılmasına, ayrıca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak Kara hakkındaki soruşturmanın durumunun sorulmasına karar verdi.
Dava, 6 Mart 2025 gününe ertelendi.
En az 28 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde
2 Şubat 2024 günü tutuklanan A3 Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Gençel'in serbest bırakıldığının öğrenilmesinin arfdından, 6 Aralık 2024 itibarıyla, Türkiye’de en az 28 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.