Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Öznur Değer tutuklandı; yeniden görülen Dink davasında 9 sanığa müebbet hapis; Ahmet Güneş’e tahliye; Orhan Bursalı’ya hapis cezası
Ahmet Güneş tahliye edildi
Tutuklu gazeteci Ahmet Güneş, hakkındaki iddianamenin kabul edilmesinin ardından 4 Şubat 2025 günü tahliye edildi.
İstanbul merkezli bir soruşturma kapsamında 17 Ocak'ta yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan gazeteciler Necla Demir, Rahime Karvar, Ahmet Güneş, Velat Ekin, Vedat Örüç ve Reyhan Hacıoğlu, "örgüt üyeliği" (TCK 314) iddiasıyla tutuklanmıştı.
Aynı soruşturma kapsamında daha sonra gözaltına alınan Eylem Babayiğit de 24 Ocak'ta tutuklanmıştı.
JinNews muhabiri Öznur Değer tutuklandı
JinNews Muhabiri Öznur Değer, Mardin’in Kızıltepe ilçesine bağlı İpek Mahallesindeki aile evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Sabah saatlerinde özel harekat polisleri ile beraber yapılan baskında, evin kapısı kırılarak içeri girildi. Öznur Değer, darp edilerek evden çıkarılırken, ters kelepçe takılıp polis aracına bindirildi.
Evde yapılan aramanın ardından gazeteci Değer’in teknik malzemelerine de el konuldu. Öznur Değer, İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Değer’e, sosyal medyada yaptığı haber paylaşımları ile 19 Aralık’ta Kuzey ve Doğu Suriye’de haber takibi sırasında SİHA saldırısında öldürülen Cihan Bilgin ve Nazım Daştan ile ilgili yaptığı paylaşımlar soruldu.
Değer, 7 Şubat’ta tutuklandı.
Eylem Babayiğit “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılanacak
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 Ocak’ta gözaltına alınarak 24 Ocak’ta tutuklanan Medya Haber sunucusu Eylem Babayiğit hakkında “örgüt üyeliği” (TCK 314) suçlamasıyla iddianame hazırladı.
Savcılık, Babayiğit'in "PKK’nin propaganda ve ajitasyon çalışmalarının yürütülmesinden ve süreklileştirilmesinden'' sorumlu olduğunu ileri sürerek, programlardan bazı kesitlerin fotoğraflarını dosyaya koydu.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti. İlk duruşma 19 Mart 2025 günü görülecek.
Tuncay Özkan'a savcılıktan soruşturma, Sözcü TV’ye RTÜK’ten inceleme
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Milletvekili Tuncay Özkan hakkında, Sözcü TV'de "Başkent Kulisleri" adlı programdaki cezaevlerine ilişkin konuşmasıyla ilgili “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) şüphesiyle soruşturma başlattı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Sözcü TV'de yayınlanan "Başkent Kulisleri" adlı programda "Cezaevleriyle ilgili servis edilen yemekler ya da verilen sağlık hizmetleri üzerinden siyasi suikastlar olabileceği’ ne ilişkin konuşması nedeniyle "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" iddiasıyla resen soruşturma başlatıldığı öğrenildi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin de program hakkında inceleme başlatıldığını bildirdi.
Medyaya “Gezi Parkı” incelemesi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna yazı göndererek, bazı medya kuruluşlarının 27 Mayıs 2013 tarihinden itibaren meydana gelen Gezi Parkı olaylarının propagandasını yaptığını ve bu şekilde toplumsal olayların yaygınlaşmasına neden olduğunu belirtti.
Bu sebeple o dönem kamuoyunda gezi parkı olaylarını legal gösteren medya kuruluşlarının yayınlarının tespit edilerek kayıtların bir örneğinin savcılığa gönderilmesini talep etti. RTÜK’ün hazırlayacağı dosya savcılığa ulaştıktan sonra tespit edilen medya kuruluşlarının sorumluları da savcı huzurunda şüpheli sıfatıyla ifade verebilir.
Murat Ağırel’e sosyal medya üstünden ölüm tehdidi
Gazeteci Murat Ağırel, 4 Şubat 2025 günü X hesabından yaptığı paylaşımda, kendisinin ve ailesinin ölümle tehdit edildiğini duyurdu.
Ağırel, şunları söyledi: “Maalesef yine bir tehdidi ifşa edeceğim. Bu kez sadece ben değil, tüm ailem hedefte. Bir kişi, isim de vererek ‘şayet o kişi ile röportaj yaparsam’ 13 yaşındaki kızıma, eşime, kız kardeşlerime tecavüz edip; onları ‘Narin gibi katledeceğini’ söylüyor. Bu sefer, milyonlarca yurttaş gibi benim ve tüm ailemin kimlik bilgilerini ele geçiren, yapay zekâ ile porno fotoğraf / video üretip şantaj yapan bir çetenin tehditleri ile uğraşıyorum. Adreslerimize kadar mahrem olması gereken tüm kişisel bilgilerimizin ellerinde olduğunu anladığım bu çete, ailemin tüm fertlerinin telefonlarına tehdit mesajları gönderiyor. Mesajlarının bir kısmını paylaşıyorum… Emniyet Siber Suçlar bu kişilere hemen ulaşır isterse… Kayda geçsin diye paylaşıyorum. Biz gazetecilerin nasıl yaşadığını görün istiyorum.”
BirGün muhabiri Sarya Toprak ifadeye çağırıldı
BirGün muhabiri Sarya Toprak, 7 Aralık'ta yaptığı “Faile Değil Kadına Soruşturma” haberindeki mağdur kadına şiddet uyguladığı belirtilen Ömer P.'nin şikâyeti üstüne ifadeye çağırıldı.
Toprak ifadesinde, "Haberimi mağdur kadının şikayetine ve darp raporuna dayanarak yaptım. Ömer P. hakkında iftirada bulunmadım" dedi.
Başsavcılığın “gazetecilerin tutuklanması” talebine ret
Gazeteciler Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz'un serbest bırakılmasının ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etti. Başsavcılık Pehlivan ve Oğuz'un tutuklanmasını talep etti.
İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği, adli kontrol kararını değiştirecek bir husus olmadığına dikkati çekerek başsavcılığın tutuklama talebini reddetti.
Usul üzerine sulh ceza hakimliğinin verdiği kararı değerlendiren İstanbul 71. Asliye Ceza Mahkemesi, adli kontrol altına alınmalarına dair kararın dosya kapsamı itibariyle 'ölçülü' ve 'orantılı' olduğunu vurguladı. Ayrıca mahkeme, gazeteci Pehlivan ve Oğuz hakkında tutuklama talebinde bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazını reddetti.
İsmail Arı: “MHP’li Levent Uysal ‘örgüt kurma’ iddiasıyla tutuklanmamı istemiş”
Gazeteci İsmail Arı, 5 Şubat’ta X hesabından yaptığı paylaşımda MHP Milletvekili Levent Uysal’ın şikayeti üzerine sürekli ifadeye çağırıldığını belirtti.
Arı, “MHP Milletvekili Levent Uysal’ın şikâyetiyle sanırım 8 veya 9’uncu defa ifade verdim. Şimdi de suç örgütü kurduğumu iddia edip tutuklanmamı istemiş. Ben gazeteciyim! Benim işim suç örgütü kurmak değil suç örgütlerinin, çetelerin haberini yapmak. Kumpas mı kuruyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
Serhan Asker’in kızının da pasaportu iptal edildi
Halk TV programcısı Serhan Asker, kendi yurt dışı yasağı nedeniyle kızının da yeşil pasaportunun iptal edildiğini belirtti.
X Hesabından paylaşım yapan Asker, "Demek ki babasına yurt dışı yasağı konulunca kızının da seyahat hürriyeti elinden alınıyormuş" dedi.
Artı Gerçek haber sitesinin X hesabına erişim engeli
Artı Gerçek haber sitesinin sosyal medya platformu X hesabına, “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle 7 Şubat’ta erişim engeli getirildi.
Erişim engeline dair Artı Gerçek tarafından yapılan açıklamada, "Haber içeriklerine sitemiz ve diğer sosyal medya hesaplarımız üzerinden ulaşabilirsiniz. Artı Gerçek olarak haber vermeye devam edeceğiz" denildi.
Yavuz Baydar’ın hesabına erişim engeli
Gazeteci Yavuz Baydar’ın (@yavuzbaydar4) X hesabına erişim engeli getirildi.
Yeniden görülen Hrant Dink ana davasında 9 sanığa müebbet hapis cezası
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetiyle ilgili 15 kamu görevlisinin “tasarlayarak kasten öldürme” (TCK 82) ve “Anayasayı ihlal” (TCK 309) suçlamalarından yeniden yargılandığı davanın onuncu duruşması 7 Şubat 2025 günü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada tutuklu sanıklar Veysal Şahin, Gazi Günay, Okan Şimşek, Osman Gülbel ve Yavuz Karakaya, Hasan Durmuşoğlu tutuklu bulundukları cezaevinden; tutuksuz sanıklar Mehmet Ayhan, Bekir Yokuş, Mehmet Ali Özkılınç, Onur Karakaya, Ali Öz ve Volkan Şahin ise ikamet ettikleri illerden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Başka bir dosya kapsamında tutuklu bulunan Muharrem Demirkale ile taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.
Savcı, 31 Mayıs 2024 tarihli duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasında, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlileri Veysal Şahin, Okan Şimşek, Gazi Günay, dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür yardımcılarından Osman Gülbel, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlileri Onur Karakaya ve Mehmet Ayhan, dönemin Trabzon İstihbarat Şube R bürosuda sorumlu amir ve Şube Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu ile dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Bekir Yokuş’un “tasarlayarak kasten öldürme” ve “Anayasa’yı ihlal” suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle; dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli astsubayları Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya’nın “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti. Savcı, eski Mülkiye başmüfettişleri Mehmet Ali Özkılınç, Şükrü Yıldız ile dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi Volkan Şahin’in ise delil yetersizliğinden beraatlarına karar verilmesini talep etmişti. Dönemin Trabzon Emniyet İstihbarat Şube başkanı Müdürü Faruk Sarı’nın ise dosyasının ayrılması talep edildi.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan Muharrem Demirkale, “30 yıllık görevimin 18 yılını istihbaratta geçirdim. Bu 18 yıl içinde her türlü terör örgütünün operasyonuna katıldım. Ben sadece devlet-i aliyyenin işlerini yaptım vatana ve millete bağlılık içinde. Hiçbir örgütle ilişkim yok. Net olarak söylüyorum bu dava kumpas davasıdır. Bu dosya kapsamında hakkımda hukuken geçerli herhangi bir somut delil olmadığı gibi aleyhime bir tanık beyanı da yoktur. Bu cinayetin işleneceğini bildiğimin somut delili nerede? Hiçbir yerde. Bilgim olmayan bu olayda hangi kusurum var da yargılanıyorum?” diye sordu.
Son sözü sorulan Muharrem Demirkale, “Kalbe ağır gelen ne varsa bize yaşattınız, bize yaşattığınızı siz de yaşarsınız” dedi. Tutuklu sanıklardan Hasan Durmuşoğlu, Veysal Şahin, Gazi Günay ve Okan Şimşek suçsuz olduklarını belirterek tahliye ve beraat talebinde bulundular. Tutuksuz sanıklar Osman Gülbel, Yavuz Karakaya, Mehmet Ayan, Ali Öz, Bekir Yokuş, Volkan Şahin, Mehmet Ali Özkılıç, Şükrü Yıldız ve Onur Karakaya da son söz olarak beraatlarını talep etti.
Mahkeme, Volkan Şahin, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç’ın beraatına hükmetti. Heyet, Muharrem Demirkale’ye “tasarlayarak öldürmek” suçundan müebbet hapis; Yavuz Karakaya'ya “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Bekir Yokuş’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak öldürmeye yardım” suçundan 10 yıl hapis; Veysal Şahin’e “ihmali davranışla öldürme” suçundan 15 yıl hapis, Gazi Günay’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Okan Şimşek’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Ali Öz’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapis, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Mehmet Ayhan’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Onur Karakaya’ya “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Osman Gülbel’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 16 yıl 8 ay hapis; Hasan Durmuşoğlu’na “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
Mahkeme, Bekir Yokuş, Onur Karakaya ve Mehmet Ayhan’ın hükümle beraber tutuklanmasına karar verdi.
Faruk Sarı’nın ise firari olması sebebiyle dosyasının ayrılmasına hükmedildi.
Orhan Bursalı’ya hapis cezası
Gazeteci Orhan Bursalı hakkında, 2023 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde bir kişinin ikamet izin belgesini sosyal medya hesabından paylaştığı gerekçesiyle “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” suçlamasıyla açılan davanın üçüncü duruşması 7 Şubat 2025 günü Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Bursalı'nın katılmadığı duruşmada avukatı Enes Hikmet Ermaner hazır bulundu.
Esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı, Bursalı'nın cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme, Orhan Bursalı'nın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Melek Avcı’nın “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı dava başladı
Jinnews muhabiri Melek Avcı'nın “örgüt propagandası” (TMK 7/2) iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 6 Şubat 2025 günü Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya gazeteci Melek Avcı ve avukatı Şevin Kaya katıldı.
Kimlik tespiti ardından savunma yapan Melek Avcı, iddianamede suçlama konusu yapılan haber içeriklerini sıralayarak, “İddianamede, tecrit haberleri, uluslararası kurumların açıklamaları, DAİŞ karşıtı açıklamalar, Rojava günü kutlamaları ve kimyasal silah kullanımıyla ilgili değerlendirmeler yer alıyor. Hatta bir bakanlığın soru önergesine verdiği yanıtı içeren haber paylaşımı bile suçlama konusu yapılmış” dedi.
Avukat Şevin Kaya, müvekkili Melek Avcı’nın gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılandığını belirterek, beraat talep etti.
Mahkeme, savcının mütalaasını hazırlaması için davayı 29 Nisan 2025 gününe erteledi.
Sanatçı Ferhat Tunç’un davası Mayıs ayına ertelendi
Sanatçı Ferhat Tunç’un “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla yargılandığı davanın 20. duruşması 5 Şubat 2025 günü Büyükçekmece 4. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya katılan olmadı.
Dava 7 Mayıs 2025 gününe ertelendi.
Furkan Karabay hakkında zorla getirme kararı
Gazeteci Furkan Karabay hakkında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oğulları Bilal Erdoğan ile Ahmet Burak Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın şikâyetleri üzerine "Cumhurbaşkanına hakaret," (TCK 299) "hakaret" (TCK 125) ve "iftira" (TCK 267) iddialarıyla açılan davanın ilk duruşması, 5 Şubat 2025 günü İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Karabay'ın katılmadığı duruşmada hazır bulunan avukatı Özge Naz Akkaya, "Müvekkili bir sonraki celse hazır edeceğiz" dedi.
Savcı dosyadaki eksikliklerin tamamlanmasını talep etti. Mahkeme, Furkan Karabay hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine karar verdi.
Dava 21 Şubat 2025 gününe ertelendi.
Mirgün Cabas’ın YouTube kanalındaki programına 19 Ocak’ta konuk olarak katılan Karabay, programdaki ifadeleri gerekçesiyle yargılanıyor.
Gazeteci Barış Pehlivan’ın “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla yargılandığı dava ertelendi
Gazeteci Barış Pehlivan’ın, 22 Eylül 2023 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Katilleri açıklıyorum” başlıklı yazısı nedeniyle eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olan Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’ın şikâyeti üzerine, “iftira” (TCK 267) ve “hakaret” (TCK 125) suçlamalarıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 4 Şubat 2025 günü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafındam takip edilen duruşmada Pehlivan ve avukatı hazır bulundu.
Pehlivan savunmasında, “Dava konusu olan köşe yazımdaki her şeyi bundan beş sene önce Cendere isimli kitabımda yazdım. Beş yıl önce daha fazlasını yazmama rağmen sesini çıkarmayan Yüksel Kocaman şimdi ne oldu da daha azını yazdığım köşe yazıma dava açtı? İddianamede, davaya konu edilen yazımda Yüksel Kocaman’ın rüşvet aldığı iddiasına yer verdiğim yazıyor ancak yazımda Kocaman’ın rüşvet aldığına dair bir iddiam ya da ifadem söz konusu değil” dedi.
Pehlivan’ın avukatı Enes Hikmet Ermaner, müvekkilinin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığını söyledi.
Mahkeme, iddianameye konu yazı içeriğindeki olay ve yargı mensupları hakkında herhangi bir idari soruşturma yürütülüp yürütülmediği hususunun Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Genel Sekreterliğinden sorulmasına, idari soruşturma mevcut ise soruşturmanın gizliliğini ihlal etmeyecek ölçüde gerekli bilgi ve belgelerin istenmesine karar verdi. Dava 8 Temmuz tarihine ertelendi.
Gazeteci Barış Pehlivan’ın “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılandığı dava Temmuz ayına ertelendi
Gazeteci Barış Pehlivan hakkında, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Mehmet Naci İnci’nin şikâyeti üzerine “kamu görevlisine hakaret” (TCK 125/3) suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması 4 Şubat 2025 günü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada Barış Pehlivan ve taraf avukatları hazır bulundu.
Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Sen misin mahrem bilgilere sahip çıkan!” başlıklı yazısı nedeniyle yargılanan Pehlivan savunmasında, “Yazımda kaynak olarak gösterdiğim YÖK disiplin kurulu raporları ve Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni Tuna Tuğcu’nun iddiaları var. Bu raporlar ve iddialar ışığında yazımı kaleme aldım. Herhangi bir şekilde hakaret ya da iftira söz konusu değildir. Akademisyen Tuna Tuğcu’nun tanık olarak dinlenilmesini istiyorum” dedi.
Pehlivan’ın avukatı Enes Hikmet Ermaner de dava konusu yazının YÖK raporları ve akademisyenlerin beyanlarına dayanarak kaleme alındığını belirtti ve yazının içerisinde “hakaret” suçuna vücut verebilecek herhangi bir ibare bulunmadığını söyledi.
Müşteki Naci İnci’nin avukatı, Pehlivan’a, yazısındaki Montaigne alıntısının anlamını sordu. Pehlivan, “Tam Çağlayan Adliyesine yakışır bir soru sordunuz. Montaigne yaşasaydı da tanıklığa çağırsaydık” dedi.
Mahkeme, söz konusu bilgi ve belgelerin dosyaya celbi için YÖK’e müzekkere yazılmasına ve tanık dinlenmesi yönündeki taleplerin daha sonra değerlendirilmesine karar verdi. Dava 8 Temmuz tarihine ertelendi.
Pehlivan, 11 Ocak 2024 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Sen misin mahrem bilgilere sahip çıkan!” başlıklı yazısı nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci’nin şikâyeti üzerine yargılanıyor.
Merdan Yanardağ “yanıltıcı bilgiyi yayma” suçlamasından beraat etti
Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek "yanıltıcı bilgiyi yayma" (TCK 217/A) iddiasıyla yargılandığı davanın beşinci duruşması 4 Şubat 2025 günü İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Yanardağ'ın katılmadığı duruşmada avukatı Bilgütay Hakkı Durna hazır bulundu.
10 Aralık'taki duruşmada açıkladığı esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı, Yanardağ'ın atılı suçtan cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme, suç kastı ile hareket edildiğini gösterir her türlü şüpheden uzak, kesin ve yasal delil bulunmaması ve yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Merdan Yanardağ'ın beraatına karar verdi.
Yanardağ, Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik suikast iddialarıyla ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılanıyordu.
Ercan Aktaş’ın davası Eylül ayına ertelendi
Gazeteci Ercan Aktaş hakkında "örgüt propagandası" (TMK 7/2) suçlamasıyla açılan davanın yedinci duruşması 3 Şubat 2025 günü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya katılan olmadı.
Mahkeme, Aktaş hakkındaki yakalama kararının infazının beklenmesine hükmederek, davayı 8 Eylül 2025 gününe erteledi.
En az 32 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde
Gazeteci Ahmet Güneş’in serbest bırakılmasının, JinNews muhabiri Öznur Değer’in tuuklanmasının ardından, 7 Şubat 2025 itibarıyla, Türkiye’de en az 32 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.