Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.


Halk TV davasında tüm sanıklara beraat, Suat Toktaş’a tahliye; iki dosyada üç gazeteciye hapis cezası; RTÜK’ten Sözcü TV’ye ceza; İsmail Çoban tahliye edildi
Diren Yurtsever’e dava açıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kobanê Davası’nda tanık olarak dinlenen S. B.’nin şikâyeti üzerine gazeteci Diren Yurtsever hakkında başlattığı soruşturmayı tamamladı. "Muhbirlerin hüviyetlerini açıklamak veya yayımlamak” (TMK 6) suçlamasıyla hazırlanan iddianame İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Yurtsever'in Mezopotamya Ajansı'nda (MA) Yazı İşleri Müdürlüğü görevi yaptığı sırada ajansta geçen “Kobane iddianamesinde çelişen tanık beyanları,” ''Kobane Davası'nda itirafçılar dinlenecek'' ile ''Ankara-Kobane Davası'nda mahkeme heyeti, itirafçı Sami Baran ve Kerem Gökalp'in haftaya dinlenmesine karar verdi'' başlıklı haberler suç sayıldı.
İsmail Çoban tahliye edildi
Kahramanmaraş Türkoğlu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Azadiya Welat eski Yazı İşleri Müdürü İsmail Çoban, 1 Mart günü tahliye oldu.
3 Mayıs 2018 tarihinde "örgüt üyeliği” (TCK 314) iddiasıyla tutuklanan Çoban, sırasıyla Diyarbakır, Mersin Tarsus, Maraş Türkoğlu, Konya Ereğli cezaevlerinde tutulmuştt. Denetimli tahliye hakkından yararlandırılmayan Çoban, verilen 6 yıl 9 ay cezanın tamamını infaz ettikten sonra tahliye edildi.
Aziz Oruç hakkında beraat ettiği suçlamalardan yeni dava
Gazeteci Aziz Oruç’a, “pişmanlıktan” faydalanarak teslim olan Melik Canbay’ın beyanları nedeniyle “örgüt üyeliği” (TCK 314) iddiasıyla dava açıldı.
Kocaeli’nde hakkında yakalama kararı bulunan Canbay, teslim olduktan üç gün sonra yani 27 Eylül 2024’te Kocaeli Emniyet Müdürlüğünde ifade vermişti. Canbay, Oruç’u 2018 yılında Federe Kürdistan Bölgesi’nde Rojnews Ajansı’nda Türkçe editörü olarak gördüğünü, ajansa gelen tüm haberlerin düzenlenmesinde ve yayımlanmasında sorumlu olduğunu, fırsat bulduğunda örgütün üst düzey sorumlularıyla röportaj yapıp yayımladığını ileri sürmüştü.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı, Canbay’ın beyanları kapsamında hazırladığı iddianameyi Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesine “birleştirme” talebiyle gönderdi.
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi 21 Şubat’ta birleştirme talebini kabul etti.
Öte yandan gazeteci Oruç, soruşturma kapsamında yer alan iddialar nedeniyle daha önce de yargılanmıştı. Oruç, Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 18 Ocak 2023’te görülen 11. duruşmanın sonunda üzerine atılı “örgüt üyeliği” suçunu işlediğine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat etmişti.
RTÜK’ten Sözcü TV’ye “halkı sokağa çağırdı” cezası
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Sözcü TV’de sunuculuğunu Serap Belovacıklı’nın yaptığı “Aklın Yolu Programı”na katılan Türker Ertürk’ün konuşmaları gerekçesiyle kanala beş idari para cezası ve beş kez program durdurma cezası verdi.
Ertürk’ün farklı tarihlerde yapmış olduğu açıklamalarla "halkı sokağa çağırdığı, iktidarın seçimleri kaybetse dahi Türk Silahlı Kuvvetleri aracılığıyla darbe yapabileceği" imasında bulunduğunu öne sürüldü.
Ayrıca Sözcü’ye, RTÜK’e bildirdiği logodan farklı bir logo kullandığı gerekçesiyle idari para cezası uygulandı.
JinNews Haber Müdürü Öznur Değer tahliye edilmedi
Mardin’de 7 Şubat'ta gözaltına alındıktan sonra tutuklanan JinNews Haber Müdürü Öznur Değer’in tutuk incelemesi, Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından yapıldı.
Duruşmaya Öznur Değer’in avukatları Ali Kahraman ver Erdal Kuzu katıldı.
Beyanda bulunan Kahraman, suçlama konusu yapılan dijital medya paylaşımlarının haber içerikleri olduğunu belirtti ve Değer’in serbest bırakılmasını istedi.
Beyanların ardından mahkeme, Değer’in tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Gazeteci Furkan Karabay’ın tazminat davası ertelendi
Gazeteci Furkan Karabay hakkında, eski İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar'ın Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) yolladığı dilekçeyi de konu alan sosyal medya paylaşımı nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan tarafından açılan 250 bin TL’lik manevi tazminat davasının ikinci duruşması 6 Mart 2025 günü İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada taraf avukatları hazır bulundu. Karabay ise duruşmaya katılmadı.
Karabay’ın avukatı Özge Naz Akkaya, Karabay’ın İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığı dava dosyasının istenilmesini ve bekletici mesele yapılmasını talep etti.
Mahkeme, İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesindeki dosyanın UYAP sistemi üzerinden istenilmesine karar verdi. Dava 8 Temmuz’a ertelendi.
Onur Öncü’nün davası ertelendi
Gazeteci Onur Öncü'nün sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek, Milat gazetesi Ankara Temsilcisi Özlem Doğan'ın şikâyeti üzerine "hakaret" (TCK 125) iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 4 Mart 2025 günü İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Dava 6 Mart’a ertelendi.
Davanın ikinci duruşması 6 Mart 2025 günü İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Öncü ve avukatı Hazal Sümeli duruşmada hazır bulundu.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı Öncü’nün atılı suçtan cezalandırılmasını talep etti.
Avukat Hazal Sümeli, mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre talep etti.
Müşteki Doğan ve avukatının davaya katılma talebiyle, avukat Hazal Sümeli'nin esas hakkındaki mütaalaaya karşı savunma yapmak için süre talebini kabul eden mahkeme, davayı 18 Mart 2025 gününe erteledi.
Hatice Şahin’in “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı dava Haziran ayına ertelendi
Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Hatice Şahin’in, “örgüt üyeliği” (TCK 314) suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası aldığı kararın bozulmasının ardından yeniden yargılandığı davanın ilk duruşması 6 Mart 2025 günü Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Mahkeme, Şahin hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının devamına, dosyanın Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinden görülen dava ile birleştirilmesi için yazı yazılmasına karar vererek davayı 17 Haziran 2025 gününe erteledi.
Kazım Güleçyüz’e hapis cezası
Yeni Asya gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz'ün, Fethullah Gülen’in ölümünün ardından X platformundan yaptığı paylaşım gerekçe gösterilerek "örgüt propagandası" (TMK 7/2) iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 5 Mart 2025 günü İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
23 Ekim'de tutuklanıp 19 Aralık'taki ilk duruşmada tahliye edilen Güleçyüz ile beraber yargılanan üç sanık ve avukatları duruşmada hazır bulundu.
Celse arasında sunduğu esas hakkındaki mütalaayı tekrar ettiğini belirten iddia makamı, tüm sanıkların atılı suçtan cezalandırılmalarını talep etti.
Önceki beyanlarını tekrar ettiğini belirten Güleçyüz'ün avukatı Mustafa Özbek, "Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ediyoruz, mahkemeniz aksi kanaatte ise lehe olan yasal hükümlerin uygulanmasını ve müvekkilime ait emanetlerin iadesini talep ediyoruz" dedi.
Mahkeme, Kazım Güleçyüz'ün atılı suçtan 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme hükmün açıklanmasını geri bıraktı. Mahkeme, kayıtlı imajların bulunduğu harddisklerin dosyada delil olarak kalmasına, dijital materyallerin de iadesine karar verdi.
Bir sanığın 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmeden mahkeme, diğer iki sanık hakkında ise beraat kararı verdi.
Yeniden görülen Sözcü davasında tüm sanıklara beraat
Sözcü gazetesi yazarları ve yöneticileri hakkında “örgüte yardım” (TCK 220/) suçlamasıyla yeniden yargılandığı davanın 6 Mart 2025 tarihli duruşması İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Avukatların yanı sıra gazeteci Gökmen Ulu'nun da katıldığı duruşmaya Sözcü yazarı Emin Çölaşan SEGBİS ile bağlandı.
Sanıklar, Yargıtay'ın kararına uyulmasını ve beraatlerını talep etti. Savcı, mütalaasında Emin Çölaşan ve Yonca Yücekaleli’nin cezalandırılması isterken diğer sanıklara beraat talep etti. Mahkeme heyeti, savunmalar dinlendikten sonra karar için kısa bir ara verdi. Heyet, Yargıtay'ın kararına uydu ve bütün sanıkların ayrı ayrı beraatını kararlaştırdı.
Gazeteye yönelik ilk dava, gazetenin sahibi Burak Akbay, muhabir Gökmen Ulu, eski çalışan Mediha Olgun ve muhasebeci Yonca Yücekaleli hakkında açılmıştı. Daha sonra yazarlar Emin Çölaşan, Necati Doğru, genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz, internet haber koordinatörü Yücel Arı ve internet genel yayın yönetmeni Mustafa Çetin’e de dava açılmıştı. Tüm isimlere ‘FETÖ’ye üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek’ suçlaması yöneltilmiş, davalar birleştirilmişti.
Gazetenin yazarları sanıklar Emin Çölaşan ve Necati Doğru, "FETÖ silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlamasından 3 yıl 6 ay 15’er gün hapis cezasına çarptırılmıştı. İnternet sitesinin yayın yönetmeni sanık Mustafa Çetin ve gazetenin genel yayın yönetmeni sanık Metin Yılmaz da aynı suçtan 3 yıl 4'er ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Kürşat Yılmaz ve Görkem Kınacı’ya hapis cezası
Evrensel gazetesi İmtiyaz Sahibi Kürşat Yılmaz ve eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Görkem Kınacı’nın Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın şikâyeti üzerine "iftira” ve “hakaret” (TCK 125) suçlamalarıyla yargılandığı davanın sekizinci duruşması 4 Mart 2025 günü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Kınacı ve Yılmaz'a "iftira" suçundan ayrı ayrı 10 ay hapis cezası veren mahkeme, "hakaret" suçu yönünden ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verdi.
Dinçer Gökçe, Nilay Can ve Veysi Dündar’ın davası Mayıs ayına ertelendi
Gazeteciler Dinçer Gökçe, Nilay Can, Veysi Dündar ve bir diğer sanık hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması 4 Mart 2025 günü Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Nilay Can’ın avukatı Bilge Batur salonda hazır bulundu.
Dava 28 Mayıs 2025 gününe ertelendi.
Osman Akın ve Veysi Sarısözen’in davası Haziran ayına ertelendi
Gazeteciler Osman Akın ve Veysi Sarısözen’in “örgüt propagandası” (TMK 7/2) iddiasıyla yargılandığı davanın 18. duruşması 4 Mart 2025 günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya gelen olmadı.
Dava 24 Haziran 2025 gününe ertelendi.
Sinan Aygül’ün 14 yıldır devam eden davası yine ertelendi
Gazeteci Sinan Aygül’ün “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) iddiasıyla yeniden yargılandığı “Bitlis KCK” davasının 54. duruşması 4 Mart 2025 günü Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Aygül ve avukatı duruşmaya katılmadı.
Mahkeme davayı 24 Haziran 2025 gününe erteledi.
Zeynep Kuray’ın davasında dosya savcılığa gönderildi
Gazeteci Zeynep Kuray’ın “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 4 Mart 2025 tarihinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Kuray ve avukatı Hazal Sümeli duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme, dosyanın esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için savcılığa gönderilmesine hükmederek, davayı 8 Mayıs 2025 tarihine erteledi.
Hayko Bağdat’ın “propaganda” davası Temmuz ayına ertelendi
Gazeteci Hayko Bağdat’ın sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davasının 16.duruşması 4 Mart 2025 günü İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya katılan olmadı.
Dava 10 Temmuz 2025 gününe ertelendi.
Tutuklu gazeteci Suat Toktaş tahliye edildi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gündeme getirdiği bilirkişi S.B. ile ilgili haberi yayımlayan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Sorumlu Müdür Serhan Asker, Programlar Koordinatörü Kürşad Oğuz, programcı Barış Pehlivan ve sunucu Seda Selek hakkında “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek” (TCK 133/1), “kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması” (TCK 133/3) ve “yargı görevini yapanı etkileme” (TCK 277) suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması 4 Mart 2025 günü İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada tutuklu yargılanan Suat Toktaş, tutuksuz yargılanan Seda Selek, Serhan Asker, Kürşad Oğuz ve Barış Pehlivan ile avukatları hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Seda Selek, üzerine atılı suçlamaları reddetti: “Rejiden kulağıma söylenene ve yayınlanana kadar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun basın açıklamasında dile getirdiği hususlara dair, bu davanın da müştekisi konumunda olan S.B. ile gazeteci Barış Pehlivan arasındaki röportajın haberleştirildiğini ve yayına sokulacağını bilmemekteydim.”
Seda Selek’in avukatı Hüseyin Ersöz, Yargıtay ve AİHM kararlarına atıf yaparak, bir ses kaydının gazeteci tarafından yayınlanmasının suç olmadığını, ifade ve basın özgürlüğü olarak değerlendiğini söyledi.
Savunmasını yapan Kürşad Oğuz, “Barış Pehlivan’ın, bilirkişi S.B. İle telefon konuşmasına şahit olunca tamamen gazetecilik refleksiyle konuşmayı kayıt altına aldım. Bu kaydı yayınlamasak bile haberi yapılacaktı ama söylediği hiçbir şeyi atlamamak için kayıt yaptım. Hiçbir şekilde üzerinde oynamadan kaydı Suat Toktaş’a gönderdim. Suat Toktaş da yine gazetecilik refleksiyle kaydı yayınladı. Bilirkişiyi etkileme suçlaması da gerçeği yansıtmıyor çünkü zaten yazılmış bir rapordu” dedi. Oğuz, üzerine atılı suçlamaları reddederek beraatını talep etti.
Oğuz’un avukatı da suçlama konusu eylemin basın özgürlüğü kapsamında kaldığını, müvekkilinin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat talebinde bulundu.
Barış Pehlivan savunmasında, “Bir siyasetçinin, bir bilirkişi hakkında böylesi iddialarda bulunması bu topraklarda yaşamış herkesin dikkatini çekmelidir. Benim de bir gazeteci olarak, o siyasetçinin iddialarını ciddiye almak ve bu çarpıcı tezlerini muhatabına sormak gibi bir görevim var. Ekrem İmamoğlu’nun basın toplantısı bitti. Ben de ilgili bilirkişiye hakkındaki iddiaları sormak istedim. Bunun için kendisine ulaştım ve sorularımı sordum. Tamamen gazetecilik refleksi ve haber atlatmak için yapılan bir görüşmeydi.”
Pehlivan’ın avukatı Hüseyin Esröz, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığını belirtti. Ersöz, müvekkili hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve beraatını talep etti.
Tutuklu yargılanan Suat Toktaş savunmasında, “Burada beş kişi yargılanıyoruz ama olay üç kişi arasında cereyan ediyor. Seda Selek ve Seyhan Akser’in dahli yoktur. Kaçma şüphesiyle tutuklandım. Kaçsaydım o gün kaçardım. Kaçmadım. Bir yönetici olarak işimin sorumluluğunu aldım. Diğer tutuklanma gerekçem delil karartma şüphesiydi. Ancak o ses kaydından başkaca bir delil yok. Toplumda infial yaratan bir sonuç da doğurmadı söz konusu kayıt. Tüm bunlara rağmen 34 gündür tutukluyum. Yargılanan gazeteciliktir. İşin sorumluluğunu alıyorum ancak süreci de anlatmak istiyorum. Kaydı bana gönderdiler. Barış’a yazdım, kaydı yayınlamak için bilirkişiden izin var mı, dava açmaz değil mi diye sordum. Barış, ‘abi biz gazeteciyiz yanıtı’ verdi. Ben de izin aldığını düşünerek bilgisayarı kapattım, masamdan kalktım ve kaydı yayına verdim. Sorduğum soru ve aldığım cevap bir irade sakatlanmasına sebep olmuştur. Suç işleme kastım yoktur. Yatarı olmayan bir suçtan ben 34 gündür niçin cezaevinde tutuluyorum? Ses kaydı şikayete dayalı bir suç. Oysa bilirkişi S.B. şikayetçi olmamış. Resen soruşturulan bir soruşturmaya sonradan dahil oluyor. Bu hukuksuzluk ve usul hatası dehşet verici bir hata. Savcı öyle basit hatalar yapmış ki istemeden lehimize çalışmış” ifadelerine yer verdi. Toktaş tahliyesini ve beraatını talep etti.
Suat Toktaş’ın avukatı, uzlaşmaya tabii bir suçtan tutuklu bulunan müvekkilinin anayasal haklarının ihlal edildiğini söyledi. Toktaş’ın avukatı tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Serhan Asker de savunmasında, üzerine atılı suçlamaları reddederek beraatını talep etti: “Ses kaydının yayınlandığı gün izindeydim. Barış’ın gözaltına alındığını televizyonda gördüm. Sorumlu müdür olduğum için benim de alınabileceğimi düşündüm, öyle de oldu. O gün izinli olmama, ses kaydının yayınlanmasında dahlim olmamasına rağmen iki gün gözaltında kaldım. Haftada bir imza veriyorum, yurt dışı çıkış yasağım var.”
Serhan Asker’in avukatı da atılı suçun unsurları oluşmadığından müvekkilinin beraatını talep etti.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Toktaş, Pehlivan, Oğuz, Selek ve Asker’in atılı suçlardan cezalandırılmasını talep etti. Savcı, delillerin henüz toplanmamış olmasını gerekçe göstererek, Suat Toktaş’ın tutukluluk halinin devamını istedi.
Savcının mütalaasına karşı sırasıyla söz alan sanıklar ve avukatları, mütalaaya katılmadıklarını belirterek beraat taleplerini yineledi.
Mahkeme, “yargı görevini yapanı etkileme” suçundan tüm sanıkların beraatlarına hükmetti. “Kişiler arasındaki aleni konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” suçlaması yönünden ise dava şartı olan uzlaşma prosedürü gerçekleşmediğinden dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmesine karar verdi. Toktaş’ın tahliyesiyle beraber tüm sanıklar hakkındaki yurt dışı çıkış yasaklarının devamına hükmeden mahkeme, tutuksuz sanıkların haftada bir gün imza atma şeklindeki adli kontrol tedbirini ise kaldırdı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün mahkemenin tahliye ve beraat kararına itiraz etti.
En az 37 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde
Suat Toktaş’ın tahliye edilmesi, İsmail Çoban’ın da tahliye edildiğinin öğrenilmesinin ardından, 7 Mart 2025 günü itibarıyla, Türkiye’de en az 37 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.
