Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Van’da yargılanan beş gazetecinin davası Ekim ayına ertelendi

Van’da yargılanan beş gazetecinin davası Ekim ayına ertelendi

Adnan Bilen, Cemil Uğur, Nazan Sala, Şehriban Abi ve Zeynep Durgut, yaptıkları haberler gerekçe gösterilerek “örgüt üyeliği” ile suçlanıyor

 

RUŞEN TAKVA, VAN

 

Van’da iki köylünün askerler tarafından helikopterden atılarak işkenceye uğradığı iddialarını haberleştirdikleri için “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) suçlamasıyla yargılanan beş gazetecinin ikinci duruşması 2 Temmuz 2021 tarihinde Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile Jin News muhabiri Şehriban Abi ve serbest gazeteci Nazan Sala, söz konusu haberlerin ardından Ekim ayında tutuklanmış, altı ay cezaevinde kaldıktan sonra haklarında açılan davanın Nisan ayında görülen ilk duruşmasında tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişlerdi. Davanın beşinci sanığı olan MA muhabiri Zeynep Durgut ise aynı soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

 

Beş gazeteci hakkındaki iddianamede, Sala’ya “örgüt üyeliği” suçlamasına ek olarak “örgüt propagandası” suçlaması da yöneltiliyor.

 

P24 tarafından takip edilen ikinci duruşmada tutuksuz yargılanan MA muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile gazetecilerin avukatları hazır bulundu. Duruşmayı basın mensupları da izledi.

 

Bilen: İşkencecilerin yargılandığını gördünüz mü?

 

Geçici heyetin baktığı duruşmada ilk olarak Adnan Bilen söz aldı. Bilen, “Türkiye'de sadece son beş gün içerisinde 50’den fazla gazeteci yargılandı. Bu açıdan gerçeği ortaya çıkaranların Türkiye’de ceza ödemesi gerektiğini biliyoruz. Biz de gerçeği ortaya çıkarmak için ödenmesi gereken bir bedel varsa bunu ödeyeceğiz. Gerçekleri ortaya çıkaran gazeteciler yargılanıyor, ancak suç işleyen işkencecilerin yargılandığını gördünüz mü?” diye sordu.

 

Uğur: Biz kurgu haber yapmadık, hakikati ortaya koyduk

 

Bilen’in ardından söz alan Cemil Uğur ise yaptığı savunmada, “Bu dava her ne kadar ‘örgüt üyeliği’ davası gibi lanse edilse de gazetecilik yargılanıyor. Helikopter olayını bizler kurgulayarak yazmadık. Görgü tanıklarının beyanları ve hastane raporlarıyla ortaya çıkardık. Bir hakikati ortaya çıkardığımız için şu an yargılanıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“MA’nın magazin haberleri yapmaması suç sayılmış”

 

Avukat Erselan Aktan, mahkeme heyetinin geçici heyet olduğunu öğrendiği için uzun bir savunma yapmayacağını belirtti. Aktan, “Müvekkillerimiz gazetecidir. Yargıtay’ın bu faaliyetler için koyduğu kıstaslar var. Bu da kamuoyunun yüksek faydasıdır. Kamunun yüksek yararında siz mahkeme heyeti ve savcılık makamı da vardır. Bu haberler sayın savcı ve heyetin haberdar olamadığı konuları size ulaştıran ve sizi görevinizi yapmaya teşvik eden haberlerdir. Ancak savcı, helikopter işkencesini iddianameye koyacağına, Mezopotamya Ajansı’nın magazin haberleri yapmamasını konu etmiş. Burada asıl suçlular gizlenirken haber yapanlar yargılanıyor” dedi.

 

Avukat Ekin Yeter ise, “Dosya kapsamında suç unsuru yok. Bu ülkede gerçekleri yazan muhalif gazeteciler tehdit altında. Bu da birey olarak bizim haber alma özgürlüğümüze engeldir. Burada yapılan gazetecilik faaliyetidir ama Jin News ve Mezopotamya Ajansı’nın neredeyse tüm haberleri yargılama konusu yapılmış” dedi.

 

“Dosyadan bir an evvel kurtulmalısınız”

 

Son olarak söz alan Avukat Murat Timur, “Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), bu dosya ile ilgili Dışişleri Bakanlığından ‘siz neden bu gazetecileri tutukladınız’ diye evrak istedi. Siz de bu dosyadan bir an evvel kurtulmalı ve derhal beraat kararı vermelisiniz. Bu açıdan dosyada uzatılacak çok bir şey yok. Savcılık zaten yargılamayı yüzüne gözüne bulaştırıp bu hâle getirdi. Gazetecileri tutuklatan savcı, yaptığımız tüm tahliye başvurularını bekletip, talebi cevaplaması için tutuklama kararı veren hâkimin nöbetçi olduğu güne denk getirdi" ifadelerini kullandı.

 

Adli kontrol şartının kaldırılması için yapılan talebe ilişkin savcının tek cümle ile “tüm talepleri reddediyoruz” demesine de tepki gösteren Timur, “Savcı, öyle ‘reddettim’ diyerek reddedemez. Bunun gerekçesini detaylı ve hukuki argümanlarla açıklamak, bizi ve mahkeme heyetini ikna etmek zorunda değil midir? Böyle bir hukuk olabilir mi?” diye sordu.

 

Duruşma sonunda ara kararlarını açıklayan mahkeme, Zeynep Durgut’un haftada üç kez olan imza verme yükümlülüğünün ayda bir olarak değiştirilmesine, diğer dört gazeteciye ise ayda bir olarak uygulanan adli kontrol şartının ve yurt dışına çıkış yasaklarının devamına karar verdi. Mahkeme heyeti, “eksik hususların giderilmesine” karar vererek davayı 21 Ekim 2021 tarihine erteledi.

Yukarı