Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Yeniden görülen Gezi davasında Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı

Yeniden görülen Gezi davasında Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı

Gezi davasında mahkeme, Çarşı davası dosyasının birleştirme hususunu değerlendirmek için istenmesine ve Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar vererek davayı 6 Ağustos’a erteledi

 

CANSU PİŞKİN, İSTANBUL

 

Gezi davasında eylemleri organize ve finanse ettikleri iddiasıyla yargılanıp Şubat 2020’de aralarında tutuklu iş insanı Osman Kavala'nın da bulunduğu 9 kişi hakkında verilen beraat kararlarının istinaf mahkemesi tarafından bozulmasının ardından davanın yeniden görülmesine 21 Mayıs 2021 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.

 

Duruşmada tutuksuz sanıklar Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay ile sanık avukatları hazır bulundu. Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala ise duruşmaya tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlandı. P24’ün takip ettiği duruşmayı HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Serpil Kemalbay; CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker; TİP Milletvekilleri Ahmet Şık, Erkan Baş ve çok sayıda uluslararası gözlemci izledi.

 

Duruşma tarihinden önce avukatlar davayı izleyecek kişilerin sayısının fazla olması sebebiyle duruşmanın, adliyenin büyük salonlarından birinde yapılmasını talep etmişti. Ancak boş salon olmaması nedeniyle duruşma, 25 kişilik salonda yapıldı. İzleyiciler salona sığmayınca birçok kişi duruşmayı ayakta takip etti.

 

Mahkeme başkanı Sercan Karagöz, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin bozma kararını özetledi. Başkan Karagöz, mahkemeye dün (20 Mayıs 2021) Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nden Osman Kavala’nın tutukluluğuna yönelik bir yazı geldiğini söyledi. Hakimler ve Savcılar Kurulu aracılığıyla mahkemeye yollanan belgede, Kavala’nın 7-9 Haziran 2021’de yapılacak Bakanlar Komitesi toplantısına kadar serbest bırakılmaması halinde organizasyonun elindeki en uygun yöntemleri kullanmaya hazır oldukları belirtildi. Karagöz daha sonra sanıklara bozma kararıyla ilgili taleplerini sordu.

 

“Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz”

 

İlk olarak söz alan Mücella Yapıcı, bozma kararını reddettiğini belirterek beraatını talep etti.

 

Yapıcı’nın ardından söz alan Can Atalay, “Bozma kararı sonrasında serbestlik ilkesi esas. Siz biraz evvel ‘bozma kararına uymak zorundayım’ dediniz. Uyabilirsiniz ancak bozma sonrası serbestlik ilkesi gereği beraat kararı verebilirsiniz. Osman Kavala Gezi’den beraat ettiği gün Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sert bir tepki gösterdi. Yargıya bu kadar açık müdahale varken biz bu memlekette yaşayamayız. Biz hakkınca beraat istiyoruz. Bu iddianame ve iddianamemsi metinler Fetullahçı çete ile yeni bir suç ortaklığıdır. Biz Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Tutuksuz sanıklardan Tayfun Kahraman da “Bu dosyada hukuka dayanan ve hukuki olarak kabul edilecek hiçbir delil bulunmadığı halde ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyoruz. Gezi direnişine katılan herkes bizim nezdimizde yargılanıyor. Bu kabul edilemez. Daha önce heyetinizce verilen beraat kararında ısrarcı olmanızı ve birleştirme kararına muvafakat vermemenizi talep ediyorum” diye konuştu.

 

“İnandırıcılığını kaybetmiş bir senaryoyu canlandırma teşebbüsü”

 

Tutuklu yargılanan Osman Kavala ise bozma kararına ilişkin şöyle konuştu: “Bozma kararında ne beni ne de diğer suçlananları suçla ilişkilendirecek bir öğe bulunmuyor. Asıl gerekçe farklı davaları birleştirmenin önünü açmak. Anladığım kadarıyla bu siyasi davalarda algı yaratmak için elverişli bir yöntem.”

 

Kavala, beraat kararının bozulmasını davaların birleştirilmesi için atılan bir adım olarak değerlendirdi: “Davaların birleştirilmesi 8 yıl önce algı yaratmak için hazırlanmış ama mahkemelerin verdiği beraat kararıyla inandırıcılığını kaybetmiş bir senaryoyu canlandırma teşebbüsü olacaktır” dedi.

 

“Birleştirmelerle bir mahkumiyet verilmesi hukuki olmayacaktır”

 

Sanıkların ardından avukatların beyanlarına geçildi. Yapıcı, Atalay ve Kahraman’ın avukatı Fikret İlkiz, “Gezi ile ilgili ne kadar ceza davası varsa bu dosya ile birleştirilmek isteniyor. Birleştirmelerle bir mahkumiyet kararı verilmesi asla hukuki olmayacaktır. Bu garabeti yaşamak bizim için utançtır” dedi. İlkiz ayrıca, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün katılma taleplerinin reddini istedi.

 

 

Dava kapsamında yargılanan diğer sanıkların avukatları da sırasıyla söz alarak, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29 Aralık 2015’te beraatle sonuçlandırdığı ancak Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin Nisan 2021’de bozup yeniden yargılama yapılması yönünde karar verdiği Çarşı Davası ile birleştirilmesi hususunda mahkemenin muvafakat vermemesini talep etti.

 

Yurtdışında olan sanıklardan İnanç Ekmekçi’nin avukatı Aynur Tuncel Yazgan, müvekkilinin savunmasının istinabe yoluyla alınmasını ve hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını istedi.

 

“Birleştirme hukuka aykırı”

 

Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar söz alarak, “Müvekkilimin İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘casusluk’ (TCK 328) suçlamasıyla yargılandığı davada üç duruşma yapıldı. Tanıklar dinlendi, dosya karar aşamasına geldi ve mahkeme birleştirme talebiyle dosyayı buraya gönderdi. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi sayın mahkemenize ‘muvafakatın var mı’ dedikten sonra ‘ben bunu birleştiriyorum’ demek hukuka aykırıdır. Çünkü müvekkilimin oradaki suçlamasıyla buradaki hiçbir sanığın alakası yok. O zaman neden birleştiriliyor?” diye sordu.

 

Bayraktar dosyanın, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yeniden yargılaması yapılacak olan Çarşı Davası ile birleştirme hususuna ilişkin de şu ifadeleri kullandı: “Çarşı Davası’nda 35-40 arası sanık var. Düşünün bir de onların bu kalabalık dosyaya katıldığını. Biz nasıl derdimizi anlatacağız 60 kişinin içinde? Müvekkilim tutuklu. Çarşı ile Dolmabahçe ile bizim ne ilgimiz var? Ama bizim ilgimiz tutukluluğun devamı yönünde oluyor. Birleştirme yanlış ve suni bir yaklaşımdır. Birleştirme gerçekleşirse aylarca yıllarca sürecektir bu yargılama. Buna da insanın tahammülü yok.”

 

İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü adına duruşmaya katılan avukat ise söz alarak, istinaf mahkemesinin bozma kararına uyulmasını ve eksiklerin giderilmesini talep etti.

 

Duruşma savcısı mütalaasında, suçun vasıf ve mahiyeti gereği yargılama sonunda alacağı ceza göz önünde bulundurularak Kavala’nın tutukluluk halinin devamını istedi. Savcı ayrıca Çarşı dosyasının incelenmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istenmesini talep etti.

 

“Adalet yanıltılıyor”

 

Tutukluluğa karşı beyanda bulunan Osman Kavala şöyle konuştu: “Gezi protestolarını planladığım, yönettiğim ve finanse ettiğim algısının canlı tutulması için; aleyhime hiçbir delil olmamasına rağmen, Gezi davasından beraat etmiş olmama rağmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) tutuklanmamın hak ihlali olduğuna hükmetmesi ve derhal serbest bırakılmamı talep etmesine rağmen, cezaevinde tutulmam gerekli görüldü. Suçlamalar değişiyor, bayrak yarışlarında bayrağın elden ele geçmesi gibi farklı yargıçlar ve mahkemeler yere düşürmeden tutukluluğumu birbirlerine geçiriyorlar. AİHM’nin tespit ettiği gibi yetkiyi kötüye kullanarak kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakmak ve bu davranışı devam ettirebilmek için yasaların dışına çıkarak adalet yanıltılıyor. Mahkemenizin bu eyleme son vereceğini ümit ediyorum.”

 

“Birleştirmelerle Kavala hapiste tutulmaya çalışılıyor”

 

Kavala’nın avukatlarından Bayraktar da savcının tutukluluğa ilişkin mütalaası için söz aldı. Bayraktar, “Savcının mütalaasında söylediği tutukluluk ölçülüdür/makuldür mantığı çağdaş adalet anlayışından uzaklaştırıyor bizi. Müvekkilim tam 43 ay 3 gündür yani 1311 gündür tutuklu. AİHM kararında tutukluluk için ‘uzatılmış’ ifadesini kullanıyor ve siyasi olduğunu söylüyor. Müvekkilim hakkındaki dosyalarda fiil aynıdır dolayısıyla bir kimse bir fiilden ancak bir kez yargılanır kuralı burada ihlal ediliyor. Bir insanın 21. yüzyılda 3 yıl 7 ay gibi uzun bir süre cezaevinde tek başına bırakılması bu tahakküm bu baskı ne kadar sürecek? Tahliye kararının bekletilmeksizin verilmesini talep ediyorum” dedi.

 

Kavala’nın avukatlarından Deniz Tolga Aytöre, birleştirme yönündeki kararları eleştirerek, “Bu kitlesel yargılamalar ve dava yığınları oluşturarak Kavala’nın tutukluluğunun devamı sağlanmaya çalışılıyor. Çünkü casusluk suçlaması tutuklamayı taşıyamıyor artık. Dolayısıyla bu birleştirmelerle Kavala içeride tutulmaya çalışılıyor. Biz Kavala’nın tutuklu kalması için yargının hukuka karşı verdiği mücadeleye şaşırıyoruz. Bunu anlayamıyorum” dedi.

 

Aytöre, “İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin daha önce vermiş olduğu beraat kararının gerekçesinde ‘hukuka aykırı elde edilmiş delillerle beraat verdiği’ yazıyor. Bozma kararından sonra bu deliller hukuka uygun mu oldu? İddianamede Henri Barkey ile Kavala arasında iletişim tespit tutanağı ve tanık olduğu iddia ediliyor. Ama ne iletişim tespit tutanağı var ne de tanık beyanları. İddianamede deliller değil ithamlar söz konusu. Kamu yetkisini kullanarak anayasal hakları ellerinden alınan Osman Kavala’dır. Unsurları oluşmamış atılı suçtan bihakkın tahliyesini talep ediyoruz” diyerek savunmasını tamamladı.

 

Taleplerin tamamlanmasının ardından duruşmaya yaklaşık iki saatlik bir ara verildi. Mahkeme, haklarında yakalama kararı bulunan sanıkların yakalanmasının beklenmesine, İnanç Ekmekçi’nin istinabe talebinin reddine karar verdi. Osman Kavala’nın oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına karar verildi. Başkan Karagöz, karara muhalefet şerhi koyduğunu açıkladı. Gezi Parkı davasıyla birleştirilmesi istenen Çarşı Davası dosyasının da mahkemesinden istenmesine hükmedildi. Birleştirme kararı verilip verilmeyeceği önümüzdeki günlerde değerlendirilecek. Duruşma 6 Ağustos 2021 tarihine ertelendi.

 

Yukarı