Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Avrupa Halk Partisi’nden Şahin Alpay’a mektup

Avrupa Halk Partisi’nden Şahin Alpay’a mektup

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün önerisi doğrultusunda Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin Türkiye’de cezaevindeki gazetecilere mektup yazdığı bir kampanyanın en son adımında Avrupa Halk Partisi (EPP) Başkanı Manfred Weber, 2016’nın Temmuz ayından beri tutuklu bulunan Şahin Alpay’a mektup yazdı.

RSF’nin konuyla ilgili açıklamasında Alpay’ın medya yorumcusu, köşe yazarı ve siyaset bilimi profesörü olduğu hatırlatıldı. Açıklamada ayrıca Avrupalı vekillerin daha önce Musa Kart, Ahmet Şık, Nazlı Ilıcak ve Kadri Gürsel’e de mektup gönderdiği hatırlatıldı.

Cezaevindeki gazetecilere daha önce yazılan mektuplar Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifak (S&D), Yeşiller - Avrupa Özgür İttifakı (Greens-EFA), Avrupa Birleşik Solu/Nordik Yeşil Sol İttifakı (GUE/NGL) ve Avrupa Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) üyelerince kaleme alınmıştı.

30 Temmuz 2016’dan beri cezaevinde bulunan Alpay, 73. doğum gününü cezaevinde kutladı. 2002’de Zaman gazetesinde köşe yazmaya başlayıncaya kadar Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri gibi medya kuruluşlarında çalışan Alpay, son yıllarda Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetine karşı oldukça eleştirel bir yaklaşım sergiliyordu.

“Terör örgütünü övmek” ve 15 Temmuz darbesini “meşrulaştırmak”la suçlanan Alpay, 18 Eylül tarihinde çoğunluğu gazeteci 29 diğer kişiyle birlikte “darbe” davasında hâkim karşısına çıkacak.

RSF, açıklamasında Türkiye’de medyanın zaten “alarm veren” durumda olduğunu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hâl sürecinde basına yönelik baskıların daha önce hiç görülmemiş boyutlara ulaştığını söyledi. Türkiye’nin profesyonel gazeteciler için dünyadaki en büyük cezaevi hâline geldiğini söyleyen RSF’ye göre, Türkiye’de 150 gazeteci demir parmaklıklar ardında bulunuyor. P24’ün listesine göre, bu rakam 168.

Açıklamada ayrıca KHK’lar kapsamında 150 medya kuruluşunun kapatıldığı ve 775 basın kartının iptal edildiği hatırlatıldı. RSF ayrıca Türkiye’de internet ve sosyal ağ sansürünü daha önce hiç görülmemiş düzeylere ulaştığını belirtti. RSF’nin Dünya Basın Özgürlüğü endeksine göre Türkiye 180 ülke arasında 155. Sırada bulunuyor.

Orijinali İngilizce olan mektupta şöyle denildi:

Sayın Alpay,

Bu yazmak istemediğim bir mektup.

Çünkü gerek olmamalıydı.

Çünkü 21. yüzyılda basın özgürlüğünün artık risk altında olmadığını ve geçen yüzyıllarda gerçekleşen gelişmenin geriye dönemeyeceğini zannederdim.

Çünkü mektubumu basından okuduğunuzu düşünmek saçma. Ben sizin yazılarınızı basından takip ediyor olmalıyım, siz benimkileri değil.

Çünkü Avrupa Birliği’ne komşu bir ülkenin, Avrupa Birliği’ne üye olmak isteyen bir ülkenin, medya çalışanları için dünyanın en büyük cezaevi haline geldiği fikrine alışmıyorum.

Çünkü bugün dünyada ifade ve düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğünün ne kadar kırılgan olduğunu görmek beni çok öfkelendiriyor.

Çünkü ülkenizde gazeteci olmak büyük cesaret gerektiriyor ama böyle olmamalı.

Çünkü, basın özgürlüğü tehdit altındayken, demokrasi olamayacağına inanıyorum.

Sayın Alpay, bu mektubu size ve yalnızca işlerini yaptıkları için cezaevinde bulunan tüm meslektaşlarınıza yazıyorum.

Size, cezaevinde olduğunuz fikrine asla alışamayacağımı söylemek için yazıyorum.

Size, mesleğiniz olarak gazeteciliği seçmiş olmaktan gurur duymanız gerektiğini söylemek için yazıyorum.

Size, vatandaşları bilgilendirme görevinize olan sadakatinize bağlı kaldığınız için teşekkür etmek istiyorum.

Avrupa Birliği’nin sizden ve meslektaşlarınızdan vazgeçmeyeceği ve sizi unutmayacağını söylemek için yazıyorum.

İçtenlikle,

 

Manfred Weber, Milletvekili

Avrupa Parlamentosu Halk Partisi Başkanı

 
Yukarı