Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Hasan Cemal’e “Silvan” yazısı nedeniyle hapis cezası verildi

Hasan Cemal’e “Silvan” yazısı nedeniyle hapis cezası verildi

“Örgüt propagandası” suçlamasıyla 3 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılan Hasan Cemal’in cezası, 3 bin 360 TL adlî para cezasına çevrildi

T24 yazarı ve P24 Kurucu Başkanı Hasan Cemal’in 4 Aralık 2015 tarihinde kaleme aldığı “Silvan’dan: Bizi acılara ve ölümlere o kadar alıştırdılar ki…” başlıklı köşe yazısı nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması 7 Mayıs 2019 günü İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

P24’ün izlediği duruşmada, Hasan Cemal ve avukatı Fikret İlkiz hazır bulundu. Duruşmayı izlemeye gelenler arasında gazeteciler, akademisyenler, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) ve Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) temsilcileri de vardı.

“Basın özgürlüğünden yoksun bir ülke hukuka uzaktır”

Duruşmada esasa ilişkin savunmasını yapan Cemal, “Türkiye bugün demokrasi, hukuk ve özgürlük açısından büyük bir çöküş yaşıyor. Yetmiş beş yaşında, 50 yıllık bir gazetecinin burada “örgüt propagandası”yla yargılanması da bu çöküşün hazin fotoğraf karelerinden biridir” diye konuştu.

Cemal savunmasına şöyle devam etti: “Şunu vurgulamak isterim: Meslek hayatım boyunca hiçbir zaman propaganda yazarı olmadım, hep barışı savundum. Kürt sorunuyla ilgili dört kitap, binlerce yazı yazdım. Hepsinde barış vardır. Bunca yıl sonra beni hâlâ “terör propagandası”ndan hapse atmak isteyen zihniyetin hukuk ve özgürlükle ilişkisi yoktur, olamaz. Türkiye’nin demokrasi, hukuk ve özgürlükler açısından yaşamakta olduğu büyük çöküşle ilgili birçok fotoğraf karesi gözümün önüne geliyor. Bunlar arasında, bugün hâlâ demir parmaklıkların arkasında tutulan birçok isim var. Çöküşe dair bir göstergeye daha işaret etmeden olmaz. Dünyada 180 ülke var. Ve Türkiye, basın özgürlüğü açısından bu 180 ülke arasında ancak 157. sırada yer alıyor. Basın özgürlüğünden böylesine yoksun bir ülke demokrasi, hukuk ve özgürlüğe çok uzak bir ülkedir. Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul ve İmamoğlu kararına gelince… Demokrasi tabutuna çakılan son çividir. Sayın Yargıçlar, bu ülkede demokrasi, hukuk ve özgürlük deyince bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum. Bugün de böyle günlerden birini yaşamaktayım. Ama yine de altını çiziyorum: Demokrasi, hukuk ve özgürlük bayrağı ömrümün sonuna kadar elimden düşmeyecek. Çünkü şuna kesin inanıyorum: Despotlar tarih önünde mahkûm olmaktan kurtulamayacaklar. Son sözüm: “Terör propagandası” yapmadım, “terör propagandası”na alet olmadım. Beraatimi talep ediyorum”

“Cemal gazetecilik görevini yerine getirmiştir”

Cemal’in ardından avukatı Fikret İlkiz beyanda bulundu. İlkiz, suça konu edilen yazıda söyleşi yapılan kişiler hakkında “örgüt propagandası”na (TMK 7/2) aykırılıktan beraat kararı verilmiş olmasını ve kararın kesinleştiğini hatırlattı.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nin (istinaf mahkemesi) mevcut dosyayla ilgili bozma kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesine dayandığını söyleyen İlkiz, “İstinaf mahkemesinin bu gerekçesine katılıyorum. Bir gazetecinin, başka bir kişinin fikirlerinin yayılmasına yardım ettiği için cezalandırılması, basının kamu adına düşünceleri yayımlamasını engelleyecektir. Anayasa’nın 28., 5187 sayılı Basın Kanununun 3. ve AİHS’nin 10. maddelerine göre ifade/basın özgürlüğü koruma altında bulunduğundan, gazetecilik görevini yerine getirmiş olduğunu ifade ediyor ve hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Mahkeme cezada indirime gitti

Duruşma sonunda hükmünü açıklayan mahkeme, Cemal’in “örgüt propagandası” suçlamasıyla 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin daha önce aynı suçlama ile Cemal'e 1 yıl 3 ay ceza verdiğini ve mevcut dosyanın bu dosya ile birleştirilmesi gerektiğini ancak önceki dosyanın karara bağlanmış olması nedeniyle bunun mümkün olmadığı belirtilen mahkeme, bu nedenle verilen cezanın 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen cezadan mahsup edilerek, 3 ay 22 güne indirilmesine hükmetti. Mahkeme, bu cezayı da 3 bin 360 TL adlî para cezasına çevirdi.
Yukarı