Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Kazım Kızıl

Kazım Kızıl

Belgesel yapımcısı, video aktivist ve gazeteci Kazım Kızıl, 17 Nisan 2017 tarihinde 16 Nisan Anayasa referandumu sonrası bir grup üniversite öğrencisi tarafından İzmir’in Bornova ilçesinde düzenlenen bir protesto gösterisi sırasında gazeteci Anıl Deveci ve 19 göstericiyle birlikte gözaltına alındı.

Kızıl ve diğerleri 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmekten gözaltına alındı. Ancak 21 Nisan’da savcılığa getirilen ve daha sonra mahkemeye çıkarılan Kızıl, sosyal medya paylaşımlarının geriye dönük incelenmesi sonrasında “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklandı. Kızıl’la birlikte altı kişi daha tutuklanırken Deveci ve diğerleri adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Daha sonra hazırlanan iddianamede Kızıl’ın bazı sosyal medya paylaşımlarında “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu işlediği iddia edildi. Ayrıca Kızıl’ın olayın yaşandığı gün tüm uyarılara rağmen olay yerinden ayrılmadığı, “Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet” suçunu işlediği iddia edildi. İddianamede Kızıl’ın 2 yıl 6 aydan 7 yıla kadar hapsi istendi.

Kızıl’ın yargılandığı davanın ilk duruşması 10 Temmuz 2017’de İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada savunmasını yapan Kızıl, gazeteci olduğunu ve 17 Nisan’daki gösteriyi haber maksadıyla gazeteci olarak takip ettiğini söyledi. Kızıl, hakkındaki “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasına kaynaklık eden tweetlerinin de ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu, paylaşımlarında şiddete çağrı ya da nefret söylemi olmadığını söyledi.

Duruşma sonunda mahkeme heyeti Kızıl ve diğer altı tutuklu sanığın adlî kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar vererek davayı 16 Ekim 2017 tarihine ertelendi.

Bu tarihte görülen ikinci duruşmada, davaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılma talebi kabul edilirken, mahkeme bir sonraki duruşmanın 15 Ocak 2018 tarihinde görülmesini kararlaştırdı.

Davanın dördüncü duruşması 16 Nisan 2018 tarihinde İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, davayı 4 Haziran 2018'e erteledi.

4 Haziran günü görülen duruşmaya Kazım Kızıl ve avukatı katılmazken davanın diğer sanıklarının avukatları müvekkillerinin beraatlerini talep ettiler. Mahkeme, davanın karar aşamasında olması nedeniyle dosyanın incelemeye alınmasına karar vererek, davayı 1 Ekim 2018 tarihine erteledi.

1 Ekim günü görülen sekizinci duruşmada yine karar çıkmazken, dava 19 Aralık 2018 tarihine ertelendi.

Davanın 18 Mart 2019 tarihinde görülen duruşmasında, bilirkişi raporunu inceleyen savunma avukatları, iddia edilen suçların rapor edilen görüntülerde yer almadığını, dosyadaki görüntülerin iddia edilen suçların tespit edilmesi için yetersiz olduğunu belirterek Kazım Kızıl, Baran Ateş ve Özgür Mert için beraat talebinde bulundu. Duruşma sonunda mahkeme davayı 19 Haziran 2019 tarihine erteledi.

İzmir merkezli “Kamera Sokak“ isimli yurttaş haberciliği kolektifinin de kurucularından olan Kızıl’ın tutuksuz yargılandığı davanın 11. duruşması 19 Haziran 2019 tarihinde görüldü. Kızıl ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmanın sonunda hükmünü açıklayan İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesi, Kızıl’ın “gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etmek” suçundan beraatine hükmederken, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan ise 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Cezayı ertelemeyen mahkeme, Kızıl’ın daha önce cezaevinde geçirdiği süreyi göz önünde bulundurarak cezasının infaz edilmeyeceğine hükmetti.
Yukarı