Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Tutuklu DİHA muhabiri İdris Sayılgan, “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşmasında da tahliye edilmedi
Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İdris Sayılgan’ın “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 19 Şubat 2018 günü Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Sayılgan, davada aralarında MEYA-DER Muş il başkanı Medeni Işık ve DBP Muş İl Eşbaşkanı Hatice Şeker’in de bulunduğu dördü tutuklu beş kişiyle birlikte yargılanıyor.
P24 tarafından duruşma salonundan takip edilen duruşmaya Sayılgan, tutuklu bulunduğu Trabzon Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS sistemi ile bağlandı.
Duruşmada savcı tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamı yönünde mütalaa verdi. Mahkeme başkanı savunmaların tahliye talepleri yönünden yapılmasını istedi.
Sayılgan, savunmasında, daha önce savunma yaptığını ancak kayıtlara geçmediğini belirtti. Toplam 67 sayfa olan iddianamenin 57 sayfasının tapelerden oluştuğunun, kendisine dair tapelerde herhangi bir suç unsuru olmadığının altını çizen Sayılgan, “Tapeler üzerinden gerçeği yansıtmayan bir değerlendirme yapılmış,” dedi.
Yaptığı haberler için Basın Kanunu’nun öngördüğü dört aylık zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunu ve bu nedenle soruşturma konusu yapılamayacaklarını belirten Sayılgan, “İddianamede ‘yaptığı her haberi örgüt amacına hizmet için yapmıştır’ deniyor. Hangi haberimde bu amaca hizmet var?” diyerek, “Örgütün gazetecisiymişim gibi lanse ediliyorum. Ben sadece gazeteciyim,” şeklinde konuştu.
Sayılgan ayrıca, “Ben muhalif bir gazeteciyim. İktidarın muhalif gazetecilere yönelik baskıları biliniyor. Ben bu mesleğe sahip çıkacağım. Yaptığım işin örgütle bir bağlantısı bulunmamaktadır,” dedi.
Sayılgan savunmasını, beraatini ve tahliyesini talep ederek tamamladı.
Sayılgan’ın avukatı Barış Oflas ise “Müvekkilim muhalif kesimlerin sesi olduğu için, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı yargılanıyor,” diyerek, Sayılgan’ın Anayasa’da koruma altına alınan ifade özgürlüğü hakkının ihlâl edildiğini belirtti ve Sayılgan’ın uzun tutukluluk nedeniyle adlî kontrolle serbest bırakılmasını talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, Sayılgan dâhil tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar vererek davayı 23 Mayıs’a erteledi.
Altanlar ve Ilıcak’a ağırlaştırılmış müebbet hapis
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Şubat 2018 günü, aralarında romancı, gazeteci ve kapatılan Taraf gazetesinin eski yayın yönetmeni Ahmet Altan, kardeşi ekonomi profesörü ve köşe yazarı Mehmet Altan, ve gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu tutuklu yargılanan altı kişiyi “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
P24 tarafından mahkeme salonunda takip edilen duruşmayla ilgili ayrıntılı habere ve kararın tam metnine buradan ulaşılabilir.
Mezopotamya Ajansı'ndan 2 haberci kısa süreli gözaltına alındı
Mezopotamya Ajansı'nın Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Elif Çetiner ve muhabiri Melike Ceyhan, 18 Şubat tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda gözaltına alındı. Gazeteciler öğle saatlerinden sonra serbest bırakıldı.
Haber takibi için Beyoğlu'nun Hacı Ahmet Mahallesi'ne giden Çetiner ve Ceyhan polis tarafından mahalle girişinde durduruldu. Genel Bilgi Taraması'ndan (GBT) geçirilen Çetiner ve Ceyhan, gözaltına alınarak Kasımpaşa Polis Karakolu'na götürüldü. Burada ifadeleri alınan Çetiner ve Ceyhan'ın “ihbar” gerekçesiyle gözaltına alındıkları öğrenildi.
İhbarda, “İki bayan şahıs Afrin’le ilgili röportaj yapıyor. Bu bölge Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge olduğundan provokasyon olabilir,” denildiği ifade edildi.
İfadeleri alınan Çetiner ve Ceyhan daha sonra serbest bırakıldı.
Mavioğlu “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davasında beraat etti
Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın 15 Şubat 2018 günü İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmasında beraat etti.
Mavioğlu, 20 Temmuz 2015'te 33 kişinin öldürüldüğü Suruç katliamı ile ilgili paylaştığı “Al 400 milletvekilini, 30 evladımızı geri ver aşağılık katil” tweeti nedeniyle dört yıl sekiz aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyordu. Davada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan davacı olarak yer alıyordu.
Duruşmada Mavioğlu, “Ben ve benim gibi katliam karşıtları çeşitli bahanelerle, hukukun eğilip bükülmesi pahasına, attığımız kınama mesajları nedeniyle yargılanıyoruz. Peki, iyi de, katliam destekçileri ve nefret kusanlar hakkında, iyiliğin kötülüğe galebe çalması umudunu besleyecek tek bir soruşturmanın bile olmaması her fırsatta hukukun üstünlüğünün olduğu söylenen bir ülkede garip değil midir?” dedi.
“Hukuku, yasaları eğip bükmekle, acemice niyet okumaya dayanarak üretilen mesnetsiz iddiaları davaya dönüştürmekle, sadece adalet oyalanır,” diyen Mavioğlu, iddianameyi hazırlayan savcı Umut Tepe’nin, davaya konu tweetin tarihini “2016 yılı” diye yanlış yazmasını da eleştirdi.
Mahkeme, Mavioğlu'na yöneltilen suçun işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraat kararı verdi.
Üç Barış Akademisyeni daha hâkim karşısına çıktı
Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için “Terör örgütü propagandası” ile suçlanan Yıldız Teknik (YTÜ) ve Kadir Has üniversitelerinden üç akademisyen, 15 Şubat 2018 günü İstanbul 36. ve 34. Ağır Ceza Mahkemeleri’nde ilk duruşmalarına çıktı.
Mahkemeler her üç dosyada da avukatların beraat talebini reddetti. Duruşmalar Eylül ve Kasım aylarına ertelendi.
İmzacı akademisyenlere yönelik davalar 5 Aralık 2017'de başladı. En az 148 akademisyene dava açılırken, Bianet’in verilerine göre 15 Şubat itibariyle 124 akademisyenin ilk duruşmaları, bu kişilerden 16'sının ikinci duruşmaları görülmüş oldu.
Sosyal medya operasyonlarında 2 tutuklama
İçişleri Bakanlığı, 19 Şubat tarihli haftalık açıklamasında, Türkiye’nin Afrin’e yönelik “Zeytin Dalı” harekâtının başladığı 20 Ocak 2018 tarihinden 19 Şubat haftasına kadar, “Operasyona yönelik olarak 85 eylem-etkinlik gerçekleştirildiğini, sosyal medya üzerinden 587 propaganda yapıldığını, yapılan eylem-etkinlik ve propaganda faaliyetleri sonucunda 786 şüphelinin gözaltına alındığını” bildirdi.
“Zeytin Dalı” operasyonuyla ilgili paylaşımlarından dolayı İzmir’de 15 Şubat’ta gözaltına alınan beş kişiden ikisi tutuklandı, ikisi ise adlî kontrolle serbest kaldı.
Tutuklu gazeteci Deniz Yücel tahliye edildi
Bir yıldır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Almanya’nın Die Welt gazetesi Türkiye temsilcisi Deniz Yücel, Başbakan Binali Yıldırım’la Almanya Başbakanı Angela Merkel arasında Berlin’de gerçekleşen görüşmeden bir gün sonra, 16 Şubat 2018 günü serbest bırakıldı.
Konuyla ilgili ayrıntılı habere buradan ulaşılabilir.
Deniz Yücel’in 16 Şubat günü Silivri Cezaevin’den tahliyesinin ardından Türkiye’de cezaevinde bulunan gazeteci sayısı 155 oldu. Detaylı listeye buradan erişilebilir.
Türkiye’de tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunan tüm gazetecilerin, Olağanüstü Hâl kapsamında kapatılan basın yayın kuruluşları, vakıf ve derneklerin listelerine buradan erişebilirsiniz.