Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Olağanüstü Hâl’de Gazeteciler - 142 

Olağanüstü Hâl’de Gazeteciler - 142 

CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, “Basına Yönelik Hak İhlâlleri Raporu”nu açıkladı: Şubat’ta 13 gazeteci hapis cezasına çarptırıldı

Türkiye’de medya çalışanlarına yönelik baskıları aylık olarak raporlaştıran Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, 2018 yılının Şubat ayına dair verileri 28 Şubat günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği bir basın toplantısında açıkladı.

Yarkadaş’ın “Basına Yönelik Hak İhlâlleri Raporu”na göre, Şubat ayında 24 gazeteci gözaltına alındı, beş gazeteci tutuklandı, 13 gazeteci ise hapis cezasına çarptırıldı. İktidarın beş haber sitesine erişim engeli, bir habere ise yayın yasağı koydurttuğunu belirten Yarkadaş, raporunu Slovakya’da katledilen gazeteci Jan Kuciak ile sevgilisi Martina Kusnirova’ya ithaf ettiğini açıkladı.

Yarkadaş, “Meslektaşımız, kara para trafiği üzerine bir dosya hazırlarken Pazar günü katledildi. İktidarlar, gerçekleri yazan kim olursa olsun peşini bırakmıyor,” dedi. Yarkadaş, bir süre önce Malta'da Daphne Galizia adlı gazetecinin vergi cennetleri üzerine araştırma yaparken arabasına bomba konularak katledildiğini de hatırlattı.

Şubat ayı içinde muhabirlerden gazete dağıtıcılarına toplam 120 basın çalışanının hâkim karşısına çıktığını belirten Yarkadaş, geride kalan ay içerisinde Ahmet Altan, Nurcan Baysal ve İsmail Saymaz tarafından yazılan kitapların cezaevleri yönetimleri tarafından keyfi bir şekilde içeriye alınmadığını da sözlerine ekledi.

Yarkadaş ayrıca Şubat'ta bir tiyatro oyununun yasaklandığını, bir televizyon kanalına para cezası verildiğini, beş programa ise yayın durdurma cezası verildiğini belirtti.

Ahmet Altan’a köşe yazısından 5 yıl 11 ay hapis cezası 

Ahmet Altan, “Ezip geçmek” başlıklı köşe yazısı nedeniyle yargılandığı davanın 28 Şubat günü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmasında “terör propagandası” suçundan 3 yıl, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan ise 2 yıl 11 ay olmak üzere toplamda 5 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Konuyla ilgili ayrıntılı habere buradan ulaşılabilir.

Hayatın Sesi yöneticileri için 13 yıla kadar hapis talep edildi

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Hayatın Sesi televizyonunun üç yöneticisine “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla açılan davanın üçüncü duruşması 1 Mart 2018 günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Eylül 2016’da kapatılan kanalın aynı anda hem IŞİD, hem TAK, hem de PKK propagandası yaptığı iddiasıyla açılan davanın üçüncü duruşmasında, savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcı, kanalın yöneticileri Gökhan Çetin, İsmail Gökhan Bayram ve Mustafa Kara için “iştirak halinde zincirleme olarak terör propagandası yapmak” suçundan ayrı ayrı 13 yıla kadar hapis cezası talep etti.

Suçlamalar için 2015 ve 2016 yıllarında yayımlanan toplam beş haber gerekçe gösteriliyor.

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülen duruşmada avukatlar Devrim Avcı ve Gülşah Kaya hazır bulunurken, sanıklar vareste tutuldukları için duruşmaya katılmadı.

Mahkeme, esas hakkındaki savunmaların hazırlanması için duruşmayı 24 Nisan’a erteledi.

JinNews muhabiri Durket Süren gözaltına alındı 

JinNews muhabiri Durket Süren 1 Mart günü Diyarbakır’ın Lice ilçesinde gözaltına alındı.

Hakkında arama kararı olduğu gerekçesiyle ilçe girişinde gözaltına alınan Süren, sağlık kontrolü için Lice Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Buradaki kontrollerinin ardından Lice Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Süren’in Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne götürüleceği belirtildi.

BTK, Ahval haber sitesine erişimi engelledi 

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Ahval haber portalının internet sitesine 28 Şubat 2018 itibariyle erişim engeli getirdi. 1 Aralık 2017 tarihinde yayına başlayan sitenin Türkiye’deki internet yayınının gerekçesiz olarak engellendiği belirtildi.

“Başkanlık eleştirisi” yüzünden uzaklaştırılan TRT çalışanı görevine döndü

Sosyal medyada başkanlık sistemini eleştirdiği için TRT’deki görevinden uzaklaştırılan Haber-Sen yöneticisi Binali Erdoğan, mahkemenin Ocak ayında verdiği kararın ardından 1 Mart 2018 günü görevine geri döndü.

16 Nisan referandumu öncesinde TRT İzmir Bölge Müdürlüğü’nde baş kameraman olarak çalışırken sosyal medya üzerinden yaptığı başkanlık karşıtı paylaşımlardan dolayı hakkında başlatılan soruşturmadan dolayı önce görevinden uzaklaştırılan, ardından tutuklanarak bir ay süreyle cezaevinde kalan Erdoğan hakkında Ocak ayında mahkemeden görevden uzaklaştırılmasının hukuksuz olduğu yönünde karar çıkmıştı.

Erdoğan’ın “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuksuz olarak yargılandığı dava ise İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Bu davanın 2 Şubat’ta görülen son duruşmasında mahkeme Erdoğan’ın sosyal medya hesaplarının bilişim uzmanınca incelenmesine karar vererek davayı 3 Mayıs’a ertelemişti.

Hüsnü Mahalli’nin yargılandığı “hakaret” davasında görevsizlik kararı 

Gazeteci Hüsnü Mahall’nin bir yazısında ve katıldığı bir televizyon programında “cumhurbaşkanına hakaret” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” ettiği suçlamalarıyla yargılandığı davanın 1 Mart günü görülen üçüncü duruşmasında İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi görevsizlik kararı verdi.

Duruşmaya, 7 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan Mahalli ve avukatları katıldı. Duruşmada savunma yapan Mahalli, “Ben gazetecilik faaliyeti kapsamında özellikle siyasetçilerin söylediklerini kaynak olarak alıyorum. Dolayısıyla yorumlarımı da bu söylenenlere dayandırıyorum. Bana yöneltilen suçlamaların hiçbiri ciddi nitelikte değildir,” diyerek beraatini talep etti.

Mahkeme, görevsizlik kararı vererek basın suçlarına bakan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevli olduğunu ifade etti.

TGS’den Cumhuriyet’e protesto 

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Cumhuriyet gazetesi muhabiri ve aynı zamanda TGS İşyeri Temsilcisi Deniz Ülkütekin’in gerekçe sunulmadan işten çıkarılmasını 28 Şubat günü Cumhuriyet gazetesi önünde protesto etti.

Burada yapılan açıklamada, “Cumhuriyet çalışanlarının koşullarını düzeltmek ve gazeteyi daha güçlü kılmak için çalışmaya devam edeceğiz. Aynı sağduyu ve özveriyi Cumhuriyet yönetiminden de bekliyor, İşyeri Temsilcimizin geri alınmasını bekliyoruz,” denildi.

Açıklamada konuşan TGS Genel Sekteri Mustafa Kuleli, “Yönetimin işyeri barışını bozan tavırlarını tehlikeli buluyoruz,” dedi.

Kuleli açıklamanın devamında şunları söyledi: “İşyeri Temsilcimiz Deniz Ülkütekin daha önce 138 gün zorunlu izne gönderilmiş, izin dönüşünde fiili olarak haber üretmesi engellenmiştir. Cumhuriyet çalışanları tarafından seçilmiş İşyeri Temsilcimizin, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç’in ‘işten atılmayacak’ sözüne rağmen, keyfi biçimde gazeteden kovulması kabul edilemez. İşyeri barışını bozacak, birliğimizi zayıflatacak ve çalışanlarda motivasyon kaybına yol açacak böyle bir adımı atmaya kimsenin hakkı yoktur. Kanunen işten çıkartılması yasak olan İşyeri Temsilcimizi atmak için gösterilen yoğun çaba ve gösterilen hasmane tutum manidardır.”

Kuleli’nin ardından Cumhuriyet Gazetesi Haber Koordinatörü ve TGS İşyeri Temsilcisi Aykut Küçükkaya konuştu. Küçükkaya, kararın geri alınmasını ve Ülkütekin’in işine geri dönmesini istedi.

Türkiye’de tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunan tüm gazetecilerin, Olağanüstü Hâl kapsamında kapatılan basın yayın kuruluşları, vakıf ve derneklerin listelerine buradan erişebilirsiniz.
Yukarı