Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Özgürlükçü Demokrasi gazetesine ve gazetenin basıldığı matbaaya gece saatlerinde polis baskını düzenlendi, çalışanlar gözaltına alındı Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin İstanbul Beyoğlu ilçesinde bulunan merkez binasına ve gazetenin basımının yapıldığı matbaaya 28 Mart’ın erken saatlerinde özel harekât polisleri tarafından baskın düzenlendi. Gece saat 00:30 sıralarında yapılan ve saat 03:00’e kadar devam eden baskınlarda binaların arandığı, gazetenin İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar, Gün Matbaası sahibi Kasım Zengin ve matbaa çalışanları Erdoğan Zamur, Kemal Kurt, Musa Kaya, Cemal Tunç, Kemal Daşdöğen, İrfan Karaca ve Mehmet Emin Sumeli’nin gözaltına alındığı bildirildi.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca gazetenin PKK ile iltisakı bulunduğu gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında aralarında gazete ve matbaa çalışanlarının da bulunduğu 21 kişi gözaltına alındı.
Şüpheliler hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından işlem yapılacağı belirtildi. Ayrıca soruşturma kapsamında, savcılığın talebi üzerine Sulh Ceza Hakimliği'nce gazeteye ve matbaaya kayyum atandığı öğrenildi.
Gazetenin editörleri ve basın örgütlerinden temsilciler öğle saatlerinde yaptıkları basın açıklamasında, o ana kadar imtiyaz sahibi Yaşar ve sekiz matbaa çalışanı dahil toplamda dokuz kişinin gözaltına alındığı bilgisini teyit edebildiklerini belirtirken, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile ilgili belirsizliğin altını çizerek, gazeteye kayyum atandığına dair kendilerine yazılı bir tebligatın yapılmadığını ancak gazetenin TMSF eliyle kapatıldığı bilgisinin kendilerine sözlü olarak tebliğ edildiğini aktardılar. Sabah saatlerinde gazeteye TMSF tarafından kayyum atandığı bilgisi gelmiş, ancak gazetecilerin ulaştığı TMSF yetkilileri iddiayı yalanlamışlardı. Basın açıklamasında ayrıca Özgürlükçü Demokrasi’ye düzenlenen baskın ve ardından gazetenin kapatılmasının önceki hafta Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satışıyla “dolaylı olarak hükümetin eline geçmesinden çok kısa bir süre sonra” gerçekleştiğine dikkat çekilerek, bunun muhalif medyayı susturma konusunda yeni bir girişim olduğunun altı çizildi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), hükümetin satın alma yoluyla susturamadığı medya kuruluşlarını el koyarak susturmaya çalıştığını belirtti ve “Türkiye tek sese, tek renge, tek görüşe sığmaz” ifadesini kullandı. Özgürlükçü Demokrasi’ye yönelik baskınla tüm gazetecilere gözdağı verildiğini belirten TGS, OHÂL ile birlikte medyaya yönelik baskıların daha da arttığını, iktidarın her farklı görüşü "terörizm" ile yaftaladığını ve iktidarın dilini kullanmayan herkesin hedef hâline getirildiğini vurguladı. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, medya üzerindeki baskının son bulması ve gözaltına alınan gazetecilerin serbest bırakılması çağrısı yaparak, halkın haber almasının önüne geçilmek istendiğini belirtti: “Doğan Yayın Holding’in devriyle, medyanın tek elde toplanması en temel sorunumuz hâline geldi. Bu durum halkın haber alma hakkının engellenmesi anlamına geliyor. Özgürlükçü Demokrasi’ye yapılan baskın ve el koyma girişimi 2019 seçimine giderken iktidarın kendini eleştiren tüm kesimleri susturmak istediğini gösteriyor. Özgür bir medya ortamı için daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor.” Mahkeme, Altan’ın tahliye talebi hakkında istinafı adres gösterdi İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 20 Mart’ta açıkladığı ihlal kararının ardından tutuklu akademisyen ve köşe yazarı Mehmet Altan’ın tahliyesi için yapılan talep hakkında dosyadan el çekildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Mahkeme, 28 Mart günü açıkladığı kararında bu aşamadan sonra tutukluluk hususunda değerlendirme yapılamayacağını belirtti ve bu konuda yetkinin istinaf mahkemesi olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili ceza dairesinde olduğunu söyledi. Mahkeme, kendisine resmi yoldan ulaşan bir AİHM kararı olmadığını da kaydetti. Kararın ardından Altan'ın avukatları Adalet Bakanlığı’na ikinci kez başvuru yaparak kararın tercüme edilmesini ve ilgili merciye tebliğ edilmesini talep etti. Altan’ın avukatları İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne de bir dilekçeyle başvurarak 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına itiraz etti. Dilekçede AİHM kararı gereği Altan’ın tahliye edilmesi gerektiği belirtildi. Konuyla ilgili ayrıntılı haberi buradan okuyabilirsiniz. Ahmet Altan “Erdoğan’a hakaret” davasında beraat etti Tutuklu gazeteci yazar Ahmet Altan, 2012 yılında yayımlanan bir köşe yazısında o tarihte başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a “basın yoluyla hakaret” etmekten ceza aldığı davada Yargıtay'ın daha önce aldığı bozma kararına uygun olarak beraat etti. 27 Mart günü İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Altan tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS’le katıldı. P24 tarafından mahkeme salonundan takip edilen duruşmaya Altan’ın avukatı Ergin Cinmen katılırken Erdoğan’ın avukatlarının gelmediği görüldü. Duruşmada söz alan Altan, Yargıtay’ın bozma kararının çok önemli olduğunu, kararın hakaret kavramına hukukî kriter getirdiğini söyledi. Altan, “Yargıtay yazıda aşağılama kastı yoksa hakaret değil, ağır eleştiridir demiştir. Yargıtay'ın kararına uymanızı talep ediyorum,” diye konuştu. Altan, kapatılan Taraf gazetesinde Ocak 2012’de yayımlanan ve Şırnak’ın Uludere ilçesindeki Roboskî köyü yakınlarında 34 kişinin bir hava saldırısında öldürülmesini konu alan “Devlet Yardakçılığı ve Ahlak” başlıklı yazısında Erdoğan’a “basın yoluyla hakaret” etmekten suçlu bulunmuş ve 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Ceza daha sonra 7,000 TL para cezasına çevrilmişti. Temyiz başvurusunu değerlendiren Yargıtay ise Eylül 2017’de açıkladığı kararında “hakaret suçunun unsurlarının gerçekleşmediğine” hükmetmiş ve alt mahkemenin kararını bozmuştu. Bunun üzerine davayı tekrar gören Anadolu Asliye 2. Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda “suçun yasal unsurlarının oluşmadığına” hükmetti ve Altan’ın beraatine karar verdi. Dündar hakkındaki “Özgür Gündem’le dayanışma” davası ertelendi Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan “Nöbetçi genel yayın yönetmenliği” kampanyasına katıldığı gerekçesiyle “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın yedinci duruşması 27 Mart 2018 günü Çağlayan’daki İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma 4 Eylül 2018’e ertelendi. Mahkeme celse arasında, yurt dışında bulunan Dündar hakkındaki yakalama kararı infaz edilmediğinden, talimatla ifadesinin alınması için Almanya yetkili makamlarına yazı yazmıştı. Mahkeme, bu yazıya verilecek cevabın beklenmesine karar vererek duruşmayı 4 Eylül’e erteledi. AYM’ye Akın Atalay için ikinci kez başvuru yapıldı Cumhuriyet gazetesinin avukatları, Cumhuriyet davası kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay adına Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvurunun 1 yıl 3 aydır mahkeme gündemine alınmaması üzerine 26 Mart 2018 günü AYM’ye ikinci bir dilekçe sunarak yeniden başvuru yaptı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AYM’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili verdiği ihlâl kararlarına dikkat çekilen dilekçede avukatlar, Akın Atalay’ın tutukluluğunun hukuka, Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırılığının alenî hale geldiğini belirterek, başvuruyla ilgili ivedilikle karar verilmesini talep etti. Cumhuriyet gazetesi yönetici ve gazetecileri adına 26 Aralık 2016’da AYM’ne bireysel başvuruda bulunulmuş, AYM 11 Ocak 2018 günü bu başvurulardan sadece Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay hakkında “Tutuklamanın hukukî olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği” kararı vermişti. Bununla birlikte, yargılamayı yapan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Günay hakkındaki karar emsal gösterilerek yapılan Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Akın Atalay’ın tahliye taleplerini reddetmişti. Dilekçede, AYM’ne Murat Sabuncu, Akın Atalay, Güray Öz, Musa Kart, Kadri Gürsel, Hakan Karasinir, Önder Çelik, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör adına yapılan bireysel başvuruların halen gündeme alınmak üzere bölüm başkanlığında bekletildiği belirtilerek, bu bireysel başvuru dosyalarının Genel Kurul’a sevk edilerek Anayasa Mahkemesi tarafından bir an önce karar verilmesi istendi. ByLock’tan tutuklanan eski FB TV haber müdürü tahliye edildi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ByLock soruşturması kapsamında 2017 yılının Ağustos ayında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Fenerbahçe TV'nin eski haber müdürü Yasir Kaya, hakkındaki davanın 24 Mart 2018 günü İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasının sonunda tahliye edildi. Duruşmada Kaya’nın yanı sıra avukatları Fatih Uzun ve Ali Rıza Dizdar hazır bulundu. Duruşmada söz alan Kaya, önceki savunmalarını tekrar ettiğini kaydederek çocuğunun sağlık durumu dikkate alınarak tahliyesini istedi. Daha sonra söz alan avukatı Fatih Uzun, müvekkilinin hakkında soruşturma yokken ifade vermeye gittiğini söyledi. Uzun, müvekkilinin kaçma şüphesi olmadığını belirterek tahliyesini istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Kaya’nın tutuklu kaldığı süreyi ve çocuğunun sağlık sorunlarını dikkate alarak Kaya’nın yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliyesine karar verdi. Gazeteci Duygu Erol serbest bırakıldı Ankara'da 20 Mart'ta yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınan gazeteci Duygu Erol 23 Mart günü serbest bırakıldı. Operasyonda gözaltına alınan aralarında HDP yöneticileri ve gazeteci Erol'un da bulunduğu 11 kişi emniyet ifadelerinin ardından Ankara Adliyesi'ne sevk edildi. Gözaltına alınanların sosyal medya paylaşımları ve 2016 ve 2017 yıllarında katıldıkları basın açıklamalarının suçlama konusu olarak yöneltildiği öğrenildi. Erol ile birlikte Sulhaddin Değer, Abdullah Ay, Diyar Turgut ve Diyadin Fırat savcılık ifadelerinin ardından “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Sulh Ceza Hâkimliği'ne çıkarılan gazeteci Erol ile Değer, Ay, Turgut ve Fırat adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gazeteci Fuat Yaşar’a fotoğraf soruşturması Diyarbakır'da 1HaberVar isimli internet sitesinde muhabirlik yapan gazeteci Fuat Yaşar hakkında, zırhlı polis aracı TOMA önünde fotoğraf çektirdiği için soruşturma açıldı. Yaşar, soruşturma kapsamında 22 Mart tarihinde Terörle Mücadele Şubesi'nde (TEM) ifade verdi. Yaşar hakkında kimliği açıklanmayan bir kişinin sosyal medya paylaşımlarını ihbar etmesiyle soruşturma açıldığı, ihbar üzerine harekete geçen savcılığın “örgüt propagandası” iddiasıyla soruşturma başlattığı öğrenildi. Yaşar'ın soruşturma dosyasına, sokağa çıkma yasakları döneminde yaşamını yitiren sivillerle ilgili yazdığı yazılar ve sosyal medya paylaşımları da konulmuş. İfade verdikten sonra Artı Gerçek'e konuşan Fuat Yaşar, “örgüt propagandası” iddiasıyla suçlandığı paylaşımlarında bir örgüt ismi veya propaganda bulunmadığını, hepsini haber ya da mizah amaçlı yazdığını belirtti. 2 ETHA çalışanı ilk duruşmasına Temmuz’da çıkacak Etkin Haber Ajansı’nın (ETHA) 150 günden uzun süredir tutuklu bulunan editörü İsminaz Temel ve muhabiri Havva Cuştan hakkındaki iddianame tamamlandı. Temel ve Cuştan’ın “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamaları ile yargılanacağı davanın ilk duruşması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16-17 Temmuz 2018 tarihlerinde görülecek. İki gazeteci, aralarında avukatların da bulunduğu çok sayıda kişi ile birlikte 19 Ekim 2017 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kenan Zurnacı'nın 13'ü tutuklu 23 kişi hakkında hazırladığı iddianamede editör İsminaz Temel'in takip ettiği haberlere konu olan eylem, cenaze töreni, anma gibi etkinliklere “örgütün çağrısıyla katıldığı” iddia ediliyor. Suruç katliamından sağ kurtulan muhabir Havva Cuştan ise, 2014-2015 yıllarındaki Kayıplar Haftası ve Hasan Ocak eylemlerine katılmakla suçlanıyor. Gazeteci Cem Bahtiyar tahliye edildi Balıkesir’in Bandırma ilçesinde evine yapılan baskınla gözaltına alındıktan sonra 7 Şubat 2018 günü tutuklanarak cezaevine gönderilen gazeteci Mete Cem Bahtiyar, 20 Mart’ta tahliye edildi. Bandırma T Tipi Cezaevi’nde tutulan gazeteci Bahtiyar’ın avukatı geçtiğimiz günlerde tutukluluğa itiraz etmişti. İtirazı değerlendiren mahkeme Bahtiyar için tahliye kararı verdi. Bahtiyar sosyal medya paylaşımları ve BirGün gazetesinde yaptığı haberler gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, “Örgüt propagandası yapmak” iddiası ile tutuklanarak Bandırma T Tipi Cezaevi’ne gönderilmişti. Cezaevindeki gazeteciler listesi güncellendi Gazeteciler Mete Cem Bahtiyar ve Yasir Kaya’nın tutuklu bulundukları cezaevlerinden tahliye edilmeleri ve Van’da 2017 yılında sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklanan Çaldıran Ajans adlı haber sitesinin imtiyaz sahibi gazeteci Ayhan Demir’in hakkındaki davanın 28 Şubat 2018 günü görülen duruşmasının ardından cezaevinden tahliye edildiğinin anlaşılmasının ardından P24 cezaevindeki gazeteciler listesini güncelledi. Buna göre, 28 Mart 2018 itibariyle Türkiye’de en az 151 gazeteci tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor. Ayrıntılı listeye buradan ulaşılabilir.