Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Rawin Sterk Yıldız

Rawin Sterk Yıldız

Rudaw TV muhabiri Rawin Sterk Yıldız, Yunanistan sınırında bulunan mültecilerle ilgili haber takibi yaptığı sırada “sınır ihlali yaptığı” gerekçesiyle 29 Şubat 2020 tarihinde gözaltına alındı. 

 

Gözaltı emrini veren Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı, 29 Şubat’ta Adana, Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıklarına yazarak hakkında daha önce “örgüt üyeliği” suçlamasıyla soruşturma yürütülen Yıldız’la ilgili işlem yapılıp yapılmayacağını sordu. Gözaltı süresi uzatılan Yıldız, 2008 yılında hakkında açılan ancak hiçbir ilerleme olmaksızın bekletilen bir soruşturma dosyası nedeniyle 3 Mart günü Ankara TEM Şube görevlileri eşliğinde Ankara’ya götürüldü. Dosyası hakkında gizlilik kararı verildi. 

 

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’sinde üç gün gözaltında tutulan Yıldız, 6 Mart sabahı Ankara Adliyesi’ne çıkarıldı. Savcılık sorgusu tamamlanan Yıldız, İdlib’e dair yaptığı sosyal medya paylaşımları suçlamalara gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası yapmak” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla tutuklanması istemiyle Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. 

 

Sulh Ceza Hâkimliğindeki sorgusunda, bahsi geçen sosyal medya paylaşımlarının propaganda maksatlı olmadığını, gazetecilik faaliyetleri kapsamında olduğunu söyleyen Yıldız, serbest bırakılmayı talep etti.

 

Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği, “kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunduğu” gerekçesiyle Yıldız hakkında “örgüt propagandası yapmak” suçundan tutuklama kararı verdi. Hâkimlik, “örgüt üyeliği” suçlaması yönünden ise dosyadaki mevcut delil durumunu dikkate alarak savcılığın tutuklama talebini reddetti. 6 Mart günü tutuklanan Yıldız, Sincan Cezaevi’ne gönderildi.

 

2008 yılında açılmış olan soruşturma dosyasında Yıldız aleyhinde delil bulamayan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yetkisizlik kararı vererek soruşturma dosyasını Temmuz 2020’de İstanbul’a gönderdi. 

 

İddianame

 

Dosyanın İstanbul’a gönderilmesinin ardından 24 Temmuz günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nca hazırlanan iddianamede, Yıldız’ın “örgüt propagandası” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılanması talep edildi. Savcı Edip Şahiner tarafından hazırlanan üç sayfalık iddianamede, Yıldız’ın sosyal medya paylaşımları ve çalıştığı kurumlar, hakkındaki suçlamalara delil olarak gösterildi. Savcı Şahiner, Rudaw TV muhabiri Yıldız’ın, daha önce çalıştığı Roj TV ve Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) “PKK/KCK terör örgütü adına yayın yaptığını” iddia etti. Savcı, Yıldız’ın DİHA’ya haber yapmasını ve Roj TV’de yayınlanan programlara telefonla katılmasını suçlamalara dayanak yaptı.

 

Savcı, Yıldız’ın Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıp beraat ettiği dosyayı, “ örgüt üyeliği” iddiasının delili olarak değerlendirdi.

20 Mayıs 2008 tarihine Adana DTP il binasında düzenlenen basın toplantısında yapılan yoklamada isminin geçmesi nedeniyle Yıldız hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla dava açılmıştı. Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Yıldız savunmaları sırasında, söz konusu toplantıya haber takibi için katıldığını belirterek hakkındaki suçlamayı reddetmişti. Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi 9 Aralık 2019 tarihli gerekçeli kararında, “örgüt üyeliği” suçundan cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığından Yıldız’ın beraatine karar vermişti. 

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nca hazırlanan iddianame, İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

 

İlk duruşma ve tahliye kararı

 

2 Eylül 2020 tarihinde görülen davanın ilk duruşmasında savunmasını yapan Yıldız, iddianamede “yanıltma, yönlendirme ve kanaat oluşturma” olduğunu söyledi. İddianamede gözaltına alınmadan önce hakkında arama kararı ve soruşturma varmış gibi ifadeler olduğunu belirten Yıldız, “Böyle bir durum söz konusu değil. Dört ayrı GBT noktasından geçerek Edirne Pazarkule sınır kapısına gittim. Kaçmak gibi bir durumum söz konusu değil, çünkü yurtdışına giriş çıkışımda herhangi bir engel yoktu” dedi. 

 

İddianamede maddi hatalar olduğunu söyleyen Yıldız, “Sosyal medya paylaşımlarımda örgüt propagandası yaptığım iddia ediliyor. Ancak söz konusu paylaşımlarımda örgüt adına herhangi bir unsur bulunmuyor. İstanbul’da yargılandığım dosyanın Adana’da yargılanıp beraat ettiğim dosyadan hiçbir farkı yok” diyerek tahliyesini talep etti.

 

Duruşma savcısı mütalaasında, Yıldız’ın dosyasının İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan “KCK Basın Davası” ile birleştirilmesini talep etti. Savcı, atılı suçun vasıf ve mahiyeti gerekçesiyle Yıldız’ın tutukluluğunun devamını istedi. 

 

Mahkeme, Yıldız’ın yurtdışına çıkış yasağı konularak tahliyesine karar vererek Yıldız’ın dosyasını birleştirme talebiyle İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

 

KCK Basın davası

 

Yıldız, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Kürdistan Topluluklar Meclisi (KCK) soruşturması kapsamında 20 Aralık 2011 tarihinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla gözaltına alındı. Yıldız, gözaltı süresinin dolmasının ardından çıkartıldığı mahkemece 24 Aralık 2011 tarihinde tutuklanarak cezaevine gönderildi.  

 

Mayıs 2012 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar tarafından hazırlanan 800 sayfalık iddianamede, Yıldız’la beraber 36’sı tutuklu 44 basın çalışanının “örgüt üyeliği” suçundan cezalandırılması istendi. İddianamede, Yıldız’ın çalıştığı kurumların “örgütle bağlantılı olduğu” iddia edilerek suçlamaya delil yapıldı. İddianame İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşması 10 Eylül 2012 yılında görüldü. 

 

Dava kapsamında 14 ay tutuklu kalan Yıldız, 8 Şubat 2013 tarihinde görülen duruşmada yurt dışı çıkış yasağıyla tahliye edildi. Dava halen devam ediyor. 

Yukarı