Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Sedef Kabaş’a ilk duruşmasında mahkûmiyet ve tahliye; Sultan Eylem Keleş katılmadığı davada hapis cezasına çarptırıldı; Ahmet Kanbal’a beraat ve yeni soruşturma
Gazeteci Sedef Kabaş 49 günlük tutukluluğun ardından tahliye oldu
TELE1’de katıldığı bir programdaki ifadeleri gerekçe gösterilerek 22 Ocak 2022 tarihinde tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş, “Cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) ve “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” (TCK 125) suçlamalarıyla yargılandığı davanın 11 Mart’ta görülen ilk duruşmasında tahliye oldu.
Yargılamayı yürüten İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi, Kabaş’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti ancak Kabaş’ın tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Kabaş’ın bakanlar Adil Karaismailoğlu ve Süleyman Soylu’ya “hakaret” suçlamalarından ise beraatına hükmetti.
Duruşmayla ilgili ayrıntılı haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
Gazeteci Sultan Eylem Keleş’e katılmadığı davada 1 yıl 2 ay hapis cezası
Gazeteci Sultan Eylem Keleş’e sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açılan “Cumhurbaşkanına alenen zincirleme hakaret” (TCK 299/1-2) davasının ikinci duruşması 10 Mart 2022 günü İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Keleş ve avukatlarının mazeret bildirerek katılmadıkları duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcı, Keleş’in üzerine atılı suçu işlediğini savunarak cezalandırılmasını talep etti. Keleş ve avukatının yokluğunda hükmünü açıklayan mahkeme, “Cumhurbaşkanına alenen zincirleme hakaret” suçundan Keleş’e, 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Gazeteci Ahmet Kanbal’a beraat ve yeni soruşturma
Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “hakaret” ettiği gerekçesiyle yargılandığı davanın 10 Mart 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında beraat etti.
Kanbal, Soylu’nun Nisan 2020’de istifa ettiğini açıklamasından sonra yaptığı paylaşımda "Batacak gemiyi ilk önce fareler terk eder… Evrensel bir sözdür… Fareler gidince gemi de batar…” ifadelerini kullanmıştı. Kanbal’a bu paylaşımı nedeniyle “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla dava açıldı. Davanın beraatla sonuçlanan ilk duruşması Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme heyeti suçlamanın basit yargılama usulüne tabi olduğu gerekçesiyle beraat kararı verildiğini ancak Soylu’nun avukatlarının yaptığı itirazın üst mahkemece kabul edilmesi üzerine yargılamanın yeniden başladığını hatırlattı.
Kanbal duruşmada yaptığı savunmada, “Kullandığım söz evrensel bir sözdür. İçişleri Bakanı olan şahsın burada ne bir resmi ne ismi ne de onun istifasına dair bir haber bağlantısı yoktur. Sadece istifa ettiği gün bu paylaşımı yapmış olmamdan dolayı bu sonuç çıkarılmıştır” dedi.
Beraat kararının ardından Kanbal’a karşı bu kez haber ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla yeni soruşturma açıldı. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Mardin İl Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alınan Kanbal, muhalif gazetecilik kimliği sebebiyle hedef gösterildiğini söyledi. Soruşturmaya konu edilen sosyal medya paylaşımları ve haberlerinde suç unsuru bulunmadığını belirten Kanbal, ifadesinin ardından emniyetten ayrıldı.
Gazeteci Fatih Pınar 8 Mart yürüyüşünde polis şiddetine uğradı
Foto muhabiri ve belgesel yönetmeni Fatih Pınar, İstanbul’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yapılan yürüyüşü takip ettiği sırada polis şiddetine maruz kaldı. Pınar Twitter hesabından yaptığı paylaşımda polisin çok yakın mesafeden kasıtlı olarak gözüne biber gazı sıktığını aktardı.
MA muhabiri Mazlum Engindeniz’e soruşturma
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Mazlum Engindeniz, hakkında açılan bir soruşturma kapsamında ifade verdi. Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında ifadeye çağrılan Engindeniz, İstanbul’da olması nedeniyle avukatı Sercan Korkmaz ile birlikte Mecidiyeköy’de bulunan Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğüne gitti.
MA konuyla ilgili 7 Mart tarihli haberinde soruşturmanın “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yürütüldüğünü ve Engindeniz’e yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımlarının sorulduğunu belirtti.
Beyza Kural’a gözaltı girişiminde bulunan polisin talimatla ifadesi alındı
Bianet eski muhabiri Beyza Kural’ın maruz kaldığı polis şiddetiyle ilgili Anayasa Mahkemesinden çıkan ihlal kararının ardından üç polis hakkında “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” (TCK 117/1, TCK 119/1-e) suçundan açılan davanın İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesindeki dördüncü duruşması kar yağışına bağlı idari izin nedeniyle yapılmadı.
Sanık polislerden şimdiye kadar ifadesi alınamayan N.D.’nin ifadesi ise görev nedeniyle bulunduğu Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesinde alındı. Sanık polis N.D. talimatlı duruşmadaki beyanında gazetecinin kimliğini göstermek istemediğini, kendilerine “Siz kimsiniz, kendi işinize bakın” dediğini iddia etti. Darp eyleminde bulunmadıklarını savunan sanık polis, suçlamayı kabul etmeyerek beraat talep etti.
Davanın bir sonraki duruşması 13 Mayıs 2022 tarihinde İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek.
Evrensel’e verilen ceza Yargıtay tarafından bozuldu
Evrensel gazetesinde Mart 2016’da yayımlanan “Polis Nusaybin’de Halkı taradı: 3 yaralı” başlıklı haber nedeniyle gazetenin o dönemki Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çağrı Sarı ve o dönemki İmtiyaz Sahibi Arif Koşar hakkında TCK 301. madde uyarınca verilen beş aylık hapis cezası Yargıtay tarafından bozuldu. Evrensel'in 9 Mart tarihinde yayımlanan haberine göre, Yargıtay söz konusu suçun unsurlarının bulunmadığını belirterek mahkûmiyet kararının bozulmasına hükmetti.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde 6 Haziran 2017’de görülen karar duruşmasında mahkeme, Sarı ve Koşar’ı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını aşağılama” suçlamasıyla beşer ay hapis cezasına çarptırmış, karara karşı daha sonra yapılan istinaf başvurusu ise reddedilmişti. Yargıtay’ın bozma kararıyla birlikte yeniden yargılama yapılacak. Yeniden yargılamanın ilk duruşması 28 Haziran’da görülecek.
RTÜK’ten televizyonlara gıda fiyatları uyarısı
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, 7 Mart günü sosyal medya hesabından paylaştığı açıklamada, gıda fiyatlarında son dönemde yaşanan sert yükselişle ilgili haber yapan televizyon kanallarını “uyardı.” Şahin, kanalların ilgili kurumların açıklamalarını aktarmalarını istedi.
Açıklamasında, “Son günlerde haber bültenlerinde ve yorum programlarında gıda fiyatlarına ilişkin bazı spekülatif açıklamaların yapıldığı dikkatimizi çekmektedir. Halkı yanlış yönlendiren, kaygı ve paniğe sevk eden yayınlar RTÜK tarafından dikkatle takip edilmektedir,” ifadelerini kullanan Şahin, “Sağlıklı bir iletişim ortamının oluşması için medyamızın fiyat istikrarını bozan yayınlar yerine ilgili kurumların açıklamalarını taşımları son derece önemlidir. Kamuoyuna yanlış algıya yol açan yayınlardan vazgeçmeyen kuruluşlar hakkında 6112 sayılı yasanın ilgili hükümleri uygulanacaktır” dedi.
Emniyet yağ fiyatları paylaşımları hakkında işlem başlattı
Emniyet Genel Müdürlüğü, yağ fiyatları üzerinden “provokatif ve dezenformasyon içeren” paylaşımlarda bulundukları gerekçesiyle 45 hesap hakkında işlem başlattı.
Emniyetten 6 Mart günü yapılan açıklamada, “Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında, Twitter isimli sosyal medya platformu üzerinde ‘Yağ fiyatları’ üzerinden provokatif ve dezenformasyon içeren paylaşımlarda bulunan 45 hesap hakkında işlemlere başlanılmıştır” denildi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu aynı gün daha önce yaptığı açıklamada yağ temini konusunda bir sıkıntı olmadığını belirtmiş, “Bu konuda arkadaşlarımız sosyal medyada bu manipülasyonları yapanların veya sadece sosyal medya değil; gerçeklikte bu manipülasyonları yapanlara gerekli tespitleri yapıp, cezaları vermekten imtina etmezler" ifadelerini kullanmıştı.
BİK’in Evrensel gazetesine yönelik ilan yasağı 900. gününü doldurdu
Basın İlan Kurumunun (BİK) Evrensel gazetesine yönelik uyguladığı resmi ilan yasağı 5 Mart 2022 itibarıyla 900. gününü doldurdu.
BİK, 18 Eylül 2019 tarihinde okurların birden fazla gazete alması ve diğer bazı hususları gerekçe göstererek Evrensel’e ilan durdurma cezası vermişti. Aradan geçen sürede gazetenin yaptığı itiraz başvuruları BİK tarafından reddedildi. İlan yasağının kaldırılması için BİK’in Evrensel’i denetlemesi ve tespit edilen eksikliklerin giderilip giderilmediğini kontrol etmesi gerekiyor. Ancak Covid-19 salgınını gerekçe gösteren BİK, bu denetimi de henüz gerçekleştirmedi.
Evrensel’in yanı sıra Yeni Asya gazetesi de uzun süredir BİK tarafından uygulanan yasak nedeniyle resmi ilan alamıyor. Ocak 2020’den beri 800 güne yakın süredir ilan alamayan Yeni Asya, ilan gelirlerinden mahrum bırakılması ve artan girdi maliyetleri nedeniyle Şubat ayında sayfa sayısını 8’e düşürdüğünü duyurdu.
Gezi Davası’nda Osman Kavala ve Mücella Yapıcı’ya ağırlaştırılmış müebbet talebi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Gezi Davası’nın 21 Mart’ta görülecek bir sonraki duruşması öncesinde savcı esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu. Savcı, iş insanı Osman Kavala ve mimar Mücella Yapıcı’nın “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” (TCK 312) suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaada Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçunu “yardım eden sıfatıyla” (TCK 39) işledikleri gerekçesiyle 15 yıldan 20 yıla dek hapis cezasıyla cezalandırılması istenildi.
Savcı Edip Şahiner, haklarında yakalama kararı bulunan Pınar Öğün, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki dosyanın ise ayrılmasını talep etti.
Mütalaaya dair açıklama yapan Kavala’nın avukatları, mütalaada Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili suçlamaların yer almamasını değerlendirdi. Açıklamada “Osman Kavala hakkında ‘15 Temmuz darbe girişimini desteklemek’ (TCK 309) ve iki yıldır tutukluluk gerekçesi yapılan ‘Casusluk’ (TCK 328) suçlamalarının konusuz kaldığı imza altına alınmış, özellikle casusluk suçlamasının sadece tutuklamanın sürdürülmesine yönelik bir hukuki argüman olarak kullanıldığı açıkça itiraf edilmiştir” denildi. Konuyla ilgili ayrıntılı habere buradan ulaşılabilir.
Üniversitelerarası Kurul’dan doktora denkliği reddedilen akademisyene suç duyurusu
Akademisyen Dr. Mehmet Baki Deniz’in Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Binghamton Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde 2019 yılında tamamladığı doktora tezinin denkliğini reddeden Üniversitelerarası Kurul Başkanlığının (ÜAK) Deniz hakkında tezin içeriği nedeniyle suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı.
Deniz’in “1980-2008 Arasında Türkiye’yi Kim Yönetiyor? Sermaye Gücü ve Otoriter Popülizmin Yükselişi” başlıklı tezi için yaptığı denklik başvurusu, tezin “sert eleştiriler barındırması, kışkırtıcı olması” ve “sert üslup içermesi” gibi gerekçelerle ÜAK tarafından Ağustos 2021’de reddedilmişti.
Sözcü gazetesinde 9 Mart tarihinde yayımlanan habere göre, ret kararı sonrası Dr. Deniz, avukatı Mehmet Sepin aracılığıyla yürütmenin durdurulması davası açtı. Danıştay 8. Dairesinde görülen davaya ÜAK’ın gönderdiği savunmada doktora tezinin, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı döneminde rejimin otoriterleştiği ve sermayenin bu otoriterleşmeye etkisi gibi analizler nedeniyle reddedildiği ortaya çıktı.
Habere göre ÜAK Dr. Deniz’in teziyle ilgili üç üniversiteden (Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Marmara Üniversitesi) dört rapor alıp, tezi önce onayladı, sonra ise reddetti. Marmara Üniversitesinden verilen son raporda tezin “Bilimsel ve akademik kurallarla bağdaşmayan, objektiflik, gerçeklik, doğruluk kriterlerini taşımadığı” iddia edildi ve tezdeki “otoriterleşme” tespiti gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299 ve 301. maddeleriyle Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) ilgili maddeleri üzerinden “Cumhurbaşkanına hakaret,” “Türkiye Cumhuriyeti Devletini aşağılama” ve “terör” suçları üzerinden değerlendirilmesi istendi.
ÜAK’ın 25 Mayıs 2021’de savcılığa suç duyurusunda bulunduğu, davacı akademisyen Dr. Deniz’in konuyla ilgili ifadesinin alınmadığı belirtildi.
İstanbul’daki duruşmalara kar engeli
Yoğun kar yağışı ve kuvvetli rüzgâr şeklinde gerçekleşen olumsuz hava koşulları nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulunun kararı neticesinde İstanbul’da görev yapan hâkim ve Cumhuriyet savcıları 10-11 Mart günleri idari izinli sayıldı.
Kar engeli nedeniyle Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Pınar Gayıp ve editör Semiha Şahin’in “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla; İleri Haber eski Genel Yayın Yönetmeni Doğan Ergün ve dönemin Sorumlu Müdürü olan mevcut Genel Yayın Yönetmeni İzel Sezer’in “alenen hakaret”, “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetmek suretiyle elde edilen verileri basın ve yayın yoluyla hukuka aykırı olarak ifşa etmek”, ve “iftira” suçlamalarıyla; tiyatro sanatçısı Genco Erkal’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davaların duruşmaları yapılmadı. Dosya üzerinden görülen davalar ileri tarihlere ertelendi.
Tunahan Turhan ve Taylan Öztaş’ın yargılandığı dava Eylül ayına ertelendi
Özgür Gelecek muhabiri Taylan Öztaş ve Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Tunahan Turhan’ın da aralarında bulunduğu 38 kişi hakkında “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” suçlamasıyla açılan davanın beşinci duruşması 8 Mart 2022 tarihinde Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Öztaş ve Turhan ile avukatlarının katılmadıkları duruşmada mahkeme, eksik hususların giderilmesine karar vererek davayı 27 Eylül 2022 tarihine erteledi.
Öztaş ve Turhan, belediyelere kayyum atanmasını protesto etmek amacıyla Kadıköy’de 2019 yılının Ağustos ayında düzenlenen bir eylemi takip ettikleri için eylemden iki gün sonra gözaltına alınmış, savcılıktaki ifadelerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmışlardı.
Aziz Oruç’un yargılandığı dava ertelendi
Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde 11 Aralık 2019’da gözaltına alınarak tutuklanan ve daha sonra tahliye edilen gazeteci Aziz Oruç’un “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı davanın yedinci duruşması 9 Mart 2022 tarihinde Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Sanıkların ve avukatlarının mazeret bildirerek katılmadıkları duruşmada mahkeme, davayı 3 Haziran 2022 tarihine erteledi.
Oruç’a yardım ettikleri iddiasıyla tutuklanıp ilk duruşmada tahliye edilen Muhammet İkram Müftüoğlu ve HDP Doğubayazıt İlçe Eş Başkanı Abdullah Ekelek ile gazeteci Dicle Müftüoğlu davanın diğer sanıkları arasında bulunuyor.
PİRHA ve Yeni Yaşam’a erişim engeli
Hatay 1. Sulh Ceza Hakimliği, Pir Haber Ajansı (PİRHA) ve Yeni Yaşam’ın internet sitesine erişim engeli getirdi.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), karar sonrası Yeni Yaşam’ın “yeniyasamgazetesi2.com” alan adıyla ve PİRHA’nın “pirha.net” alan adıyla haber akışını sürdürdüğü internet sitesine sansür uyguladı. Yeni Yaşam’ın internet sitesi 28 Ocak’ta da engellenmişti.
Erişim engeli kararları Anayasa Mahkemesinin 27 Ekim 2021’de aldığı ve erişim engellerinin hak ihlali olarak tanımlandığı pilot kararına rağmen geldi.
Gazeteci Can Selman’ın yargılandığı dava Nisan’a ertelendi
30 Haziran 2021’de düzenlenen 1. Eskişehir LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne yönelik polis müdahalesi esnasında gözaltına alınan 16 kişiye açılan davanın ilk duruşması 7 Mart 2022’de Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla yargılanan sanıklar arasında yerel yayın organı Mevzu Dergi’den gazeteci Can Selman da bulunuyor.
Savunmasında eyleme çekim yapmak için gittiğini ancak alana ulaşana kadar polisin çoktan herkesi gözaltına aldığını söyleyen Selman, “Daha yoldayken gözaltı haberlerini sosyal medya üzerinden almıştım. Gittiğimde her şeyin bittiğini görünce evime dönmeye karar verdim. Evime doğru yürürken birden polis saldırdı ve basın olduğumu söylememe rağmen beni gözaltına aldı” diye konuştu. Mahkeme savunmaların ardından davayı 26 Nisan'a erteledi.
En az 57 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde
Expression Interrupted, Sedef Kabaş'ın tahliye edilmesinin ardından cezaevindeki gazeteciler listesini güncelledi. 11 Mart 2022 tarihi itibarıyla Türkiye’de en az 57 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.