Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü – 485

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü – 485

Rabia Önver’in evine polis baskını; Ahmet Kanbal hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” soruşturması; “Boğaziçi sergi” davasında savcı ceza istedi; üç davada dört gazeteciye beraat

Gazeteci Rabia Önver’in evine polis baskını

Hakkari’de insanları uyuşturucu ve seks işçiliğine zorladığı iddia edilen isimlerle ilgili haber yapan JinNews muhabiri Rabia Önver’in Yüksekova ilçesindeki evi, 20 Eylül tarihinde polisler tarafından basıldı. Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığının “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) iddiasıyla başlattığı soruşturma kapsamında evde saatlerce arama yapan polisler, Önver hakkında yakalama kararı olduğunu bildirdi.

Öte yandan baskın sırasında evde olmayan Önver gözaltına alınamadı. El koyma kararı verilen evdeki materyallere de Önver evde olmadığı için el konulamadı. Gazeteci Önver, ikametgahının Yüksekova’da ailesinin kaldığı evde bulunduğunu, baskın yapıldığı sırada haber takibi için şehir dışına gittiği için evde olmadığını belirtti.

Önver, evine yapılan baskından sonra kaldırıldığı bilgisini verdi.

Haberin ayrıntıları için tıklayın.

MA muhabiri Ahmet Kanbal hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” soruşturması

Mezopotamya Ajansı (MA) Mardin muhabiri Ahmet Kanbal hakkında yaptığı haberler ile sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) iddiasıyla soruşturma açıldı.

Soruşturmaya ayrıca daha önce "takipsizlik" kararı verilen bir haber de gerekçe gösterildi. Ömeryan bölgesinde gerçekleştirilen askeri operasyon sırasında, HPG’li Musa Kahraman ile dayısı Lokman Görgün’ün öldürülmesine ilişkin haber, söz konusu soruşturmaya gerekçe yapıldı.

İrfan Uçar hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla dava açıldı

Gazeteci İrfan Uçar hakkında yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “örgüt üyeliği” (TCK 314) iddiasıyla dava açıldı.

Gaziantep’in Islahiye ilçesinde 6 Aralık 2023 tarihinde yapılan ev baskınıyla gözaltına alınan Uçar, adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, Uçar hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla iddianame hazırlamıştı.

İddianamede, Cengiz Kapmaz’ın 2011 yılında İstanbul’da evine yapılan baskında el konulan dijital materyallerdeki yazılarda Uçar’ın isminin geçmesi, suç delili olarak gösterildi. Uçar’ın, gazeteci-yazar Musa Anter ve 24 yıl önce Van’da öldürülen Özgür Gündem gazetesi ile Özgür Halk Dergisi dağıtımcısı Adnan Işık ile ilgili hazırladığı röportajlar da iddianamede suç delili olarak gösterildi.

İdris Yılmaz hakkında sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek dava açıldı

Gazeteci İdris Yılmaz hakkında, Van’da polislerin halka şiddet uyguladığına dair sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek "halkı kanunlara uymamaya tahrik" (TCK 217) ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" (TCK 216) suçlamalarıyla dava açıldı

Yılmaz, Abdullah Zeydan’ın Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmesine rağmen mazbatasının verilmemesi üzerine kentte gerçekleşen protestolar sırasında, polisin vatandaşları darp ettiğine dair bir paylaşım yapmıştı. Paylaşımda, "Van'da polislerin rastgele sivilleri darp ettiği iddia ediliyor" ifadelerine yer verdi. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı, bu paylaşımı dava gerekçesi yaptı.

İlk duruşma Erciş 4. Asliye Ceza Mahkemesinde 14 Kasım 2024 tarihinde görülecek.

Gazeteci Mehmet Murat Yıldırım hakkında yakalama kararı

Aydın 2. Sulh Ceza Hakimliği Mehmet Murat Yıldırım hakkında yakalama kararı çıkarttı.

Özgür Yurttaş Haber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Murat Yıldırım hakkında, 28 Mart 2024 tarihinde Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “örgüt propagandası” (TMK 7/2) iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı.

Yıldırım'ın yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle yürütülen soruşturma, yetkisizlik ile Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'na devredilmişti. Başsavcılığın talebi üzerine hareket geçen Aydın 2. Sulh Ceza Hakimliği ise yakalama kararı verdi.

Sefed Kabaş “Cumhurbaşkanına hakaret” davası sonucu tazminat ödedi

Gazeteci Sedef Kabaş, “Cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) suçlamasıyla açılan dava sonucu 115,000 TL tazminat cezası ödedi,.

Gelişmeyi 23 Eylül günü X hesabından duyuran Kabaş, “Saray’a bugün 115 bin TL tazminat ödedim… Bir atasözünden kendine hakaret çıkarıp beni hapsettirdiği yetmedi faiziyle birlikte tazminat talep etti… Yani halka gelince ‘Nas var, Nas’; kendisine gelince ‘faiz isterim bu para az”!” ifadelerini kullandı.

Kabaş 14 Ocak 2022 tarihinde Tele 1 kanalında katıldığı “Demokrasi Arenası” adlı programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında konuşulurken “Büyükbaş havyan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz ama o saray ahır olur” demişti.

Bu ifadeleri gerekçe gösterilerek hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla soruşturma açılan gazeteci Kabaş, 22 Ocak 2022 tarihinde sabaha karşı evinde polis tarafından gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından aynı gün adliyeye sevk edilen Kabaş tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Kırk dokuz gün tutuklu kalan Kabaş, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” (TCK 125) suçlamalarıyla yargılandığı davanın 11 Mart 2022 günü İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesine görülen ilk duruşmasının sonunda mahkeme, “kamu görevlisine hakaret” suçlamasından Kabaş’ın beraatına hükmetmiş, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasından ise 2 yıl 4 ay hapis cezası ile birlikte tahliyesine karar vermişti.

Aynı ifadeler nedeniyle, Kabaş hakkında bir de tazminat davası açılmıştı. İstanbul 23. Asliye Mahkemesinde 22 Eylül 2022 günü görülen karar duruşması sonucunda Kabaş 115,000 TL tazminat ödemeye mahkûm edilmişti. Karar istinafa taşınmış, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi de 27 Haziran 2024 tarihli kararında verilen tazminat cezasını onamıştı.

“Boğaziçi sergi davası”nda savcı “dini değerleri aşağılama” suçlamasından ceza istedi

Boğaziçi Üniversitesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan Rektör Melih Bulu’ya karşı düzenlenen protestolar çerçevesinde yapılan sergideki bir görsel nedeniyle, yedi öğrenciye “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” (TCK 216/1) suçlamasıyla açılan davanın 12. duruşması 27 Eylül 2024 günü İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Sanıkların katılmadığı duruşmada avukatları hazır bulundu. P24 duruşmayı takip etti.

Sanıklardan Doğu Demirtaş’ın avukatı, “Bilirkişi raporu adeta sayın mahkemenin yerine geçip, hüküm beyan etmiştir. Bu nedenle bilirkişi raporu hatalıdır ve kabul etmemiz mümkün değildir. Bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasını ve kamu barışının bozulup bozulmadığı hususunda yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep ediyoruz” dedi.

Mahkeme, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve iddia edilen eylemle ilgili olarak, açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkıp çıkmadığı veya kamu barışının bozulup bozulmadığı hususunun değerlendirmesinin kendisine ait olduğunu belirterek, yeniden bilirkişi raporu alınmasına yönelik talebin reddine karar verdi.

Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, her ne kadar sanıklar hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan dava açılmış ise de sanıkların eyleminin “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” (TCK 216/3) suçuna girdiğini belirterek, yedi öğrencinin bu suçlama yönünden cezalandırılmalarını istedi.

Sanık avukatları esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep etti.

Talebi kabul eden mahkeme, davayı 21 Şubat 2025 gününe erteledi.

Evrim Kepenek’in “soruşturmanın gizliliğini ihlal” davasında dosya savcılığa gönderildi

Bianet muhabiri Evrim Kepenek'in, iki yaşındaki bir çocuğun “cinsel istismar nedeniyle öldüğü” iddiasına ilişkin haberi gerekçe gösterilerek "soruşturmanın gizliliğini ihlal" (TCK 285) suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 27 Eylül 2024 günü Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Kepenek ve avukatı Emine Özhasar duruşmada hazır bulundu.

Kepenek, “Mesleğim boyunca basın meslek ilkelerine bağlı kalarak, özellikle kadın ve çocukların sesini duyurmaya çalıştım. Mesleğimin temel ilkesi olarak, mağdurların haklarını gözetir ve onları yeniden mağdur etmeden, topluma doğru ve etik bir şekilde seslerini duyururum” dedi.

Avukat Özhasar, "İddianame suç isnadı açısından yeterince belirgin değildir. Müvekkil Evrim Kepenek bu haberi yapmamış olsaydı, gazetecilik mesleğini icra etmemiş olacaktı. Haberin iddialara dayandığını kendisi açıkça ifade etmiştir. İki yaşındaki çocuğun şüpheli ölümü kamu yararına bir meseledir. Müvekkil, ifade özgürlüğü ve haber verme hakkını kullanmıştır. Bu davanın açılmaması gerekirdi. Beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" dedi.

Esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar veren mahkeme, davayı 24 Ocak 2025 tarihine erteledi.

Gazeteci İsmail Eskin yeniden yargılandığı davada beraat etti

Gazeteci İsmail Eskin’in sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamasıyla yeniden yargılandığı davanın ikinci duruşması 26 Eylül 2024 günü Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Eskin'in katılmadığı duruşmada, avukatı Resul Temur hazır bulundu.

Savcı, esas hakkındaki mütalaasını açıklayarak Eskin’in “örgüt propagandası” suçlamasıyla cezalandırılmasını talep etti.

Avukat Temur, savcının görüşüne katılmadıklarını belirtti ve Yargıtay'ın bozma kararının çok açık olduğunu vurguladı.

Mahkeme, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle Eskin’in beraatına karar verdi.

Gazeteci İsmail Eskin hakkında, kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri olarak 2015-2016 yıllarında Diyarbakır, Şırnak ve Mardin'de ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve IŞİD'in Kobanê'ye yönelik saldırıları sırasında yaptığı sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası” suçlamasıyla dava açılmıştı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 2017 yılında Eskin’i “basın ve yayın yoluyla örgüt propagandası yapmak” suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı. Eskin’in avukatının Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesine yaptığı istinaf başvurusu da 3. Ceza Dairesi tarafından onanmıştı. Yargıtay'ın kararı bozmasının ardından dava, yeniden görülmek üzere Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.

Mehmet Şah Oruç’un davası Ocak 2025’e ertelendi

Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Şah Oruç’un, gazetecilik faaliyetleri ve açık tanık ifadeleri gerekçe gösterilerek "örgüt üyeliği” (TCK 314) ve örgüt propagandası (TMK 7/2) suçlamalarıyla açılan davanın beşinci duruşması 26 Eylül 2024 günü Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Oruç ve avukatı duruşmaya katılmadı.

Dava 30 Ocak 2025 tarihine ertelendi.

Barış Pehlivan ve Ozan Alper Yurtoğlu’nun davası Kasım ayına ertelendi

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan ile eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ozan Alper Yurtoğlu’nun, “Cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) ve “kamu görevlisine hakaret” (TCK 125/3) suçlamalarıyla yargılandıkları davanın sekizinci duruşması 26 Eylül 2024 günü İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Pehlivan ve Yurtoğlu’nun katılmadığı duruşmada taraf avukatları hazır bulundu. P24 duruşmayı takip etti.

Mahkeme, Yargıtay 7. Ceza Dairesinde görev yapan müşteki Tekman Savaş Nemli için tebligat çıkarılarak, duruşmadan haberdar edilmesine karar verdi.

Dava 21 Kasım 2024 gününe ertelendi.

Sinan Aygül yeniden yargılandığı "yanıltıcı bilgiyi yayma" davasında beraat etti

Gazeteci Sinan Aygül’ün “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) suçlamasıyla yeniden yargılandığı davanın ilk duruşması 25 Eylül 2024 günü Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde görüldü.

Duruşmaya Sinan Aygül ve avukatı Diyar Orak, Tatvan Adliyesinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Yapılan kimlik tespitinin ardından mahkeme heyetinin söz verdiği Aygül, “Yerel mahkemede de savunma yapmayacağımı söylemiştim. Çünkü istinaf, yerel mahkemelerin onay makamı haline gelmiştir. Savunma yapsaydım, yasanın meşrulaştırılmasına olanak sağlamış olacaktım” dedi.

Savcının esas hakkındaki mütalaasını açıklayarak beraat istemesinin ardından, avukat Orak söz aldı. Orak, “Mütalaaya aynen katılıyoruz. Zaten Yargıtay da müvekkil lehine karar vermişti. Beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi.

Mahkeme heyeti beş dakika ara verdikten sonra kararını açıkladı. İstinaf mahkemesi, Aygül’ün üzerine atılı suçun “yasal unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle, Yargıtay kararına uyarak beraatına karar verdi.

Haberin ayrıntıları için tıklayın.

Yedi gazetecinin yeniden yargılandığı dava Aralık ayına ertelendi

Gazeteciler Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’ın yeniden yargılandıkları davanın 12. duruşması 24 Eylül 2024 günü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız ile avukatları salonda hazır bulundu. P24 duruşmayı takip etti.

20 Nisan 2024 günü sunmuş olduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı, eylemlerinin “süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz ettiği” gerekçesiyle Yakup Çetin, Yetkin Yıldız ve Ünal Tanık’ın “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) suçlamasından; Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun ise “örgüt hiyerarşisine dahil olduğuna ve örgüt üyesi olduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve somut delil elde edilemediği” anlaşıldığından “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” (TCK 314/3) suçlamasından cezalandırılmalarını talep etti.

Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun avukatı Ali Özsoy, müvekkilinin rahatsızlığı nedeniyle mahkemeye katılamadığını belirterek savunmasını yapması için süre talep etti. Süre talebini kabul eden mahkeme davayı 17 Aralık 2024 gününe erteledi.

İsmail Arı’nın “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla yargılandığı dava başladı

Gazeteci İsmail Arı hakkında, Nişantaşı Eğitim Vakfı kurucusu Levent Uysal’ın şikâyeti üzerine “hakaret” (TCK 125) ve “iftira” (TCK 267) suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması 24 Eylül 2024 günü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

İsmail Arı ve avukatının mazeret bildirerek katılmadıkları duruşmada müşteki Levent Uysal’ın avukatı hazır bulundu. P24 duruşmayı takip etti.

Müşteki Uysal’ın avukatı, şikayetlerinin devam ettiğini belirterek davaya katılma talebinde bulundu.

Mahkeme, katılma talebini kabul ederek davayı 6 Şubat 2025 tarihine erteledi.

Yeniden yargılanan İzel Sezer ve Doğan Ergün beraat etti

İstinaf mahkemesinin bozma kararının ardından, İleri Haber eski Genel Yayın Yönetmeni Doğan Ergün ve dönemin Sorumlu Müdürü İzel Sezer’in “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin basın ve yayın yoluyla hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” (TCK 133) suçlamasıyla yeniden yargılandıkları davanın ilk duruşması 24 Eylül 2024 günü İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

P24 tarafından takip edilen duruşmada İzel Sezer ve taraf avukatları hazır bulundu. Doğan Ergün ise duruşmaya katılmadı.

Kimlik tespitinin ardından söz alan Sezer, istinafın bozma ilamına ilişkin bir diyeceği olmadığını söyleyerek beraatını talep etti.

Katılan Mustafa Doğan İnal’ın avukatı Ali Büyüközdemir, gazetecilerin atılı suçtan üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.

Sezer ve Ergün’ün avukatı Özgür Urfa, “Bozma ilamında basın ve ifade özgürlüğü ayrıntılı şekilde tartışılmış ve müvekkillerin atılı suçu işlemediği belirtilmiştir. Müvekkillerin beraatına karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.

Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, suçun yasal unsurları oluşmadığından Ergün ve Sezer’in beraatlarına karar verilmesini istedi.

Mahkeme, atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından Sezer ve Ergün’ün ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.

Haberin ayrıntıları için tıklayın.

Hak savunucusu Şebnem Korur Fincancı’nın tazminat davası Ekim ayına ertelendi

Milli Savunma Bakanlığının şikâyeti üstüne eski Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında açılan tazminat davasının beşinci duruşması 24 Eylül 2024 günü Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü.

Savunmasında uluslararası bağımsız adli tıp uzmanlarından oluşan bir grubun üyesi olduğunu belirten Fincancı, “Bu kurum, dünyanın her yerinde hak ihlallerini belgeleyen bir kurum. Bizler bu tarz olaylarda uzman olarak görüş bildiriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Millî Savunma Bakanlığı’nın alınganlık gösterip onları aşağıladığım duygusuna kapılması ilginç. Ne kadar kötüleseler de dünyanın en önemli adli tıp uzmanlarından biriyim ben” dedi.

Mahkeme, tarafların esasa ilişkin son savunmalarını almak için duruşmayı 17 Ekim 2024 gününe erteledi.

Korur Fincancı, Medya Haber’in canlı yayınında Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin yaptığı değerlendirmeler nedeniyle yargılanıyor.

Abdullah Kaya’nın “terör” suçlamalarıyla yargılandığı dava Kasım ayına ertelendi

Gazeteci Abdullah Kaya’nın “örgüte yardım” (TCK 314/3) ve “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamalarıyla yargılandığı davanın 31. duruşması 24 Eylül 2024 günü Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmaya tutuksuz yargılanan Kaya katılırken, avukatları mazeret bildirdi.

Kaya, savunmasında gazeteci olduğunu ve gazeteciliğin suç olmadığını belirtti.

Mahkeme, Kaya’nın Yargıtay’da bulunan dosyasından çıkacak kararın sonucunun beklenmesine karar verdi. Dava 21 Kasım 2024 tarihine ertelendi.

Evrim Kepenek hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” suçlamasıyla açılan dava başladı

Gazeteci Evrim Kepenek hakkında, 6 Şubat depremlerinde yaptığı bir paylaşım gerekçe gösterilerek “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması 23 Eylül 2024 günü İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmada Kepenek ve avukatı Deniz Yazgan Şenay hazır bulundu.

Duruşmada savunmasını sunan Kepenek, 15 Şubat günü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde yardım çadırlarına, jandarmanın "tüm yardımlar AFAD tarafından yapılacak" diyerek el koyduğunu anlatan sosyal medya paylaşımının, teyitli bir video ile sunulduğunu ifade etti. Bir gazeteci olarak teyitli bir bilgiyi kamuoyuna sunmakla görevli olduğunu ifade eden Evrim Kepenek, paylaşımının halk arasında “endişe, korku yayma, kamu düzenini tehdit etme gibi dezenformasyon suçunun” oluşma koşullarını da sağlamadığını hatırlattı.

Avukat Şenay ise savunmasında, Kepenek hakkında açık kaynak araştırma raporuna dayanılarak yapılan soruşturmanın yetki aşımıyla gerçekleştiğini söyledi. Bunun yanı sıra, 2018 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle “AFAD’a el koyma yetkisi” verildiğini belirten Şenay, Kepenek’in beraatını talep etti.

Dava konusu paylaşımdaki video ile Cumhurbaşkanlığı kararlarının sunulması için avukatlara süre veren mahkeme, davayı 24 Şubat 2025 tarihine erteledi.

En az 26 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde 

27 Eylül 2024 itibarıyla, Türkiye’de en az 26 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor. 

Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir. 

Yukarı