Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü - 189

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü - 189

Hasan Cemal 2015’teki yazısı nedeniyle hâkim karşısına çıktı; Esra Solin Dal hakkında iddianame hazırlandı; İdris Yılmaz’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi

Ekim ayında Diyarbakır merkezli dokuz ilde gazeteci ve siyasetçilere yönelik başlatılan “KCK/TM” operasyonu kapsamında gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Esra Solin Dal hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yürütülen soruşturmanın tamamlanmasının ardından iddianame hazırlandı.

Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Dal’ın haber kaynaklarından aldığı randevu talepleri “örgüt faaliyeti,” “Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı ağır itham” ve “devlet karşıtı gazetecilik” suçlaması kapsamına alındı.

Dal’ın “KCK’nin Basın Komitesine bağlı çalıştığı” savunulan iddianamede, gazetecinin 15 yıla kadar hapsi isteniyor.

Ahmet Altan’ın avukatından AYM’ye her gün dilekçe eylemi 

2016 yılının Eylül ayından bu yana Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan edebiyatçı ve gazeteci Ahmet Altan’ın avukatı, Altan adına 2016 yılında yapılan bireysel başvurunun karara bağlanması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne her gün dilekçe verme eylemi başlattı.

Avukat Figen Çalıkuşu tarafından kaleme alınan dilekçede, geçtiğimiz Şubat ayında aralarında kardeşi iktisat profesörü ve köşe yazarı Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu 5 diğer sanıkla birlikte “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Ahmet Altan’ın 846 gündür özgürlüğünden yoksun bırakıldığına dikkat çekildi.

Avukat Çalıkuşu’nun dilekçe eylemi ile ilgili habere bu bağlantıdan ulaşılabilir.

Akpınar ve Gezen’in itirazları reddedildi 

Bir televizyon kanalındaki sözleri nedeniyle haklarında soruşturma açılan ve savcılığa verdikleri ifadenin ardından sevk edildikleri mahkemece haklarında yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza şeklinde adlî kontrol hükümleri uygulanan oyuncular Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in adlî kontrol kararının kaldırılması için mahkemeye yaptıkları başvurular reddedildi.

İtirazları değerlendiren İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliği, adlî kontrol kararını veren İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararını yerinde buldu.

Hasan Cemal 2015’teki yazısı nedeniyle hâkim karşısına çıktı

T24 yazarı ve P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği Kurucu Başkanı Hasan Cemal, 2015 yılında kaleme aldığı bir yazı nedeniyle açılan davanın 3 Ocak günü İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında hâkim karşısına çıktı.

Cemal, 4 Aralık 2015'te T24'te yayınlanan “Silvan’dan: Bizi acılara, ölümlere o kadar alıştırdılar ki...” başlıklı yazısı nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanıyor.

Avukat Fikret İlkiz, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu yazılı dilekçede Hasan Cemal’in yazısında Silvan’a giderek Gülsuma Güçer, Mehmet Ali Dünser ve dönemin Silvan Belediye Eş Başkanı Zuhal Tekiner’le yaptığı görüşmeleri ve gözlemlerini anlattığını belirtti.

İlkiz, yazıda ismi geçen Güçer ve Tekiner’in soruşturma konusu suçlamadan Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada beraat ettiğini ifade ederek, Hasan Cemal hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.

Duruşmada hazır bulunan Hasan Cemal de ifadesinde üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek şöyle konuştu:

“Ben Kürt sorunu konusunda dört kitap, binlerce makale ve yazı yazdım. Bu yazı da onlardan biriydi. Barışı savunan, acıları ve ölümleri kınayan bir yazıydı. Yazının tamamı gazetecilik faaliyeti ve ifade özgürlüğünün parçası içinde yer almaktadır. Gazetecilik de ifade özgürlüğü gibi suç değildir. Bugüne kadar hiçbir terör örgütünün propagandasını yapmadım. İfade özgürlüğü sınırları içinde yer alan bu yazıdan ötürü beraatimi talep ediyorum.”

Avukat İlkiz ise, yayın tarihi bakımından Basın Kanunu hükümlerine göre yazı hakkında dava açma süresinin geçmiş olduğunun dikkate alınmasını istedi ve derhal beraat kararı verilmesini talep etti.

Savcı mütalaasında, “sanığa atılı eylemin suç oluşturup oluşturmadığının hukuki tayini ve takdirinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle” derhal beraat kararı verilmesi talebinin reddini ve Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyadan duruşma zabıtları ile gerekçeli karar örneğinin istenmesini talep etti.

Heyet, “sanığın üzerine atılı eylemin suç oluşturup oluşturmadığının yapılacak yargılama ile tespit edileceği anlaşıldığından” derhal beraat kararı verilmesi talebini reddetti. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak duruşma zabıtlarının, verilmiş ise gerekçeli kararın, kesinleşmiş ise kesinleşme suretinin istenilmesine karar veren mahkeme, davayı 16 Nisan 2019 tarihine erteledi.

Tutuklu gazeteci İdris Yılmaz’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi

Tutuklu gazeteci İdris Yılmaz, “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davanın 3 Ocak günü Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Yılmaz, Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonu ile ilgili sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek, geçtiğimiz Ocak ayında “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” iddiasıyla tutuklanmıştı. Yılmaz’ın bu dosyadaki tutukluğu 16 Mayıs tarihinde sona erdi ancak Yılmaz, hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla açılan dosya kapsamında tekrar tutuklandı.

Yılmaz’ın avukatları davanın son duruşmasında gazetecinin mahkemeye getirilerek savunma yapmasını talep etti ancak mahkeme talebi reddetti. Duruşmaya tutuklu bulunduğu Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinden SEGBİS ile katılan Yılmaz, savunmasında haberleri nedeniyle bir çok kez hedef gösterildiğini ve tehdit edildiğini ifade etti ve bu davada gazetecilik mesleğinin hedef alındığını söyledi.

Yılmaz’ın sözünün mahkeme başkanı tarafından sık sık kesildiği ve SEGBİS sisteminde yaşanan aksaklıklar nedeniyle Yılmaz’ın sesinin sağlıklı duyulamadığı bildirildi.

Yılmaz’ın avukatı Zelal Pelin Doğan, Evrensel gazetesine yaptığı açıklamada, Yılmaz’ın özgürlük ve güvenlik hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlâl edildiği gerekçeleriyle 31 Aralık günü Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını aktardı.

Bir akademisyene daha “propaganda” suçlamasıyla ceza

Barış İçin Akademisyenler’in 2016 yılındaki bildirisini imzaladıkları için “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerden birine daha ceza verildi. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 Ocak günü görülen duruşmada bir akademisyene 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi ve hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Tutuklu TV10 yöneticileri 1 yıldır iddianame bekliyor

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan TV10’un geçtiğimiz Ocak ayında tutuklanan Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ve programcısı Veli Haydar Güleç, tam bir yıldır iddianamelerinin hazırlanmasını bekliyor.

“Terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan Büyükşahin ve Güleç’in de aralarında bulunduğu 15 kişi, BDP siyaset akademilerine yönelik 2014 yılında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.

Aradan geçen bir yıla rağmen iddianameleri hazırlanmayan tutuklular için Silivri Cezaevi önünde 3 Ocak günü basın açıklaması yapıldı. Tutuklu yakınları ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) üyelerinin katılımıyla gerçekleşen açıklamada Büyükşahin, Güleç ve başka bir dosya kapsamında tutuklanan kameraman Kemal Demir’in ortak mesajı da okundu.

Akademisyen Bülent Şık hakkında yazı dizisi nedeniyle dava açıldı

Bianet yazarı akademisyen Bülent Şık hakkında “Yasaklanan gizli bilgileri açıklama (TCK 258),” “yasaklanan gizli bilgileri temin etme (TCK 334)” ve “göreve ilişkin sırrı açıklama (TCK 336)” suçlamalarıyla dava açıldı.

İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede Şık, Cumhuriyet gazetesinde geçtiğimiz Nisan ayında yayınlanan, toplum sağlığı ile ilgili dört günlük yazı dizisi nedeniyle suçlanıyor.

Şık’ın “Türkiye’yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi” başlıklı yazı dizisinin ardından Sağlık Bakanlığı tarafından “Halkta infiale neden olduğu,” “dış alımları etkilediği” gerekçeleriyle Şık hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

İddianamede Şık’ın 5 yıldan 12 yıla kadar hapsi isteniyor. 

Özgür Gazeteciler İnisiyatifi 2018 yılı raporunu açıkladı

Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ), 2018’de gazetecilere yönelik hak ihlâlleri raporunu açıkladı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubesinde 2 Ocak günü Kürtçe ve Türkçe olarak gerçekleştirilen açıklamada, şu detaylara yer verildi:

Türkiye’de 2018 yılında 141 gazeteci gözaltına alındı; 64 gazeteci tutuklandı; 71 gazeteciye dava açıldı; 521 gazeteci yargılandı; 121 gazeteciye hapis veya para cezası verildi; 2 televizyon kanalına para cezası, 1 kanala program cezası, 1 kanala reklam cezası verildi; 14 ajans ve gazeteye erişim BTK tarafından engellendi; 4 basın-yayın kurumu kapatıldı; 1 gazeteye ve 1 matbaaya kayyum atandı; 1 gazeteci sınır dışı edildi; 54 gazeteci işten atıldı; 1 gazeteci öldürüldü; 42 gazeteci serbest bırakıldı.

ÖGİ’nin listesine göre, Türkiye’de 171 gazeteci ve medya çalışanı hâlen tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.

Evrensel yazarına açılan davanın reddine yapılan itiraz reddedildi

Evrensel yazarı Özcan Yaman hakkında Bilal Erdoğan’a “hakaret ettiği” iddiasıyla açılan davanın reddedilmesi üzerine yapılan itiraz, Yargıtay tarafından reddedildi.

Yaman’ın 4 Nisan 2014’te çıkan bir yazısına “Bilal Erdoğan’a hakaret ve soruşturmanın gizliliğini ihlâl etmek” iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma sonucunda dava açılmasına gerek görülmemiş, ancak Erdoğan, Yaman hakkında İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 50 bin TL’lik manevi tazminat davası açmıştı. Davanın reddedilmesi üzerine Erdoğan ailesinin avukatı Ahmet Özel, kararı Yargıtay’a taşımıştı.

5 Kasım 2015 tarihinde yapılan başvuruyu değerlendiren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Erdoğan’ın başvurusunu oy çokluğu ile reddederek, mahkemenin kararını “usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesi ile onayladı.

2018’de sosyal medyada 18 bin kişi hakkında işlem yapıldı

İçişleri Bakanlığı, 1 Ocak-31 Aralık 2018 tarihleri arasında yürütülen operasyonlara ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Bakanlığın resmî web sitesinde 31 Aralık günü yayımlanan açıklamanın “siber suçlarla mücadele” başlığında yer alan bilgilere göre, 2018 yılında “Terör örgütü propagandası yapan, bu örgütleri öven, terör örgütleri ile iltisaklı olduğunu alenen beyan eden, halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevk eden, devlet büyüklerine hakaretlerde bulunan, devletin bölünmez bütünlüğüne ve toplumun can güvenliğine kast eden, nefret söylemleri içeren” 42 bin 406 sosyal medya hesabı ile ilgili çalışma yapıldı ve 18 bin 376 kişi hakkında yasal işlem yapıldı.

Cezaevindeki gazeteciler ve medya çalışanları listesi 

4 Ocak 2019 tarihi itibariyle Türkiye’de en az 161 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunmakta.

Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.

 
Yukarı