Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Avukat Benan Molu tarafından hazırlanan uzman görüşünde gazeteci Fırat Can Arslan hakkında açılan dava uluslararası hukuk ve Avrupa insan hakları hukuku ilkeleri çerçevesinde inceleniyor
Punto24 Bağımsız Gazetecilik Derneği (P24), gazeteci Fırat Can Arslan’ın sosyal medyada paylaştığı bir haber nedeniyle Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 6/1 maddesinde düzenlenen “terörle mücadelede görev almış kamu görevlisini hedef göstermek” suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davaya ilişkin bir uzman görüşü hazırladı.
Avrupa insan hakları hukuku ve Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru hukuku üzerine uzmanlaşmış, İstanbul 1 Numaralı Barosu’na kayıtlı avukat Benan Molu tarafından kaleme alınan uzman görüşü, Fırat Can Arslan’ın avukatı Resul Temur’un talebi üzerine hazırlandı.
Arslan, Diyarbakır’da Haziran 2022’de gözaltına alınan ve 15’i tutuklanan 18 gazetecinin iddianamesini hazırlayan savcı ile gazetecilerin yargılandığı davaya bakan mahkeme heyetinde yer alan hâkim eşinin tayinine ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararnamesini paylaştığı için 25 Temmuz 2023 günü gözaltına alınmış, aynı gün tutuklama talebiyle sevk edildiği hâkimlikçe “kaçma şüphesi” bulunduğu ve adli kontrolün yetersiz kalacağı gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Arslan’ın 31 Ekim 2023 tarihinde görülen ilk duruşması öncesinde Avukat Resul Temur tarafından dosyaya sunulan uzman görüşü, Arslan’a yöneltilen suçlamayı ifade ve basın özgürlüğü hakkını düzenleyen ve uluslararası hukuk gereği Türkiye için de bağlayıcı olan, başta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları olmak üzere uluslararası hukuk ve Avrupa insan hakları hukuku çerçevesinde inceliyor.
Arslan’ın dava konusu paylaşımının gazeteci meslektaşlarının tutukluluğuyla ilgili olduğu vurgulanan uzman görüşünde, “Arslan, gazeteciler hakkında iddianame hazırlayan ve bu iddianameyi kabul eden bir hâkim ve bir savcının tayin edilmelerine ilişkin HSK kararnamesinin ekran görüntüsünü koymak ve bu kişilerin tayin edildiklerini belirtmek dışında hiçbir yorumda bulunmamıştır” tespitine yer veriliyor.
Uzman görüşünde, gazetecilerin yaptıkları haberler sebebiyle susturulmak ve cezalandırılmak amacıyla yargısal süreçlerle karşı karşıya bırakılmalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesiyle bağlantılı olarak 18. maddesini de ihlal edebileceği yorumuna yer veriliyor.
TMK 6/1’in “doktrinde, kanunilik ilkesi bakımından sorun yaratabilecek biçimde belirsiz bir lafzı olduğu ve ifade ve basın özgürlüğünü ihlal edebilecek biçimde geniş yorumlandığının değerlendirilmekte olduğu” vurgulanan uzman görüşünde şu ifadeler yer alıyor:
“Söz konusu davada … TMK’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının yorumlanış ve uygulanış biçimi, mağdurun terörle mücadelede görev almış kamu görevlisi olması ve bu kişiye karşı bir suç çağrısı yapılması gerekliliği şartlarını karşılamamaktadır. Bu sebeple, doktrindeki görüşlere, Yargıtay da dahil olmak üzere yerel mahkeme kararlarına ve AİHM kararlarına göre gazetecilik faaliyeti kapsamında ifade ve basın özgürlüğü altında korunan bu paylaşımların TMK’nin 6. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen suçun unsurlarını taşımayabileceği düşünülmektedir.
“Söz konusu davada Arslan tarafından atılan tweet bakımından Arslan’ın ifade ve basın özgürlüğü hakkı ile söz konusu hâkim ve savcının güvenliği meşru sebebi arasında bir çatışma olduğu görülmektedir. Ancak işbu görüşte yer verilen ilkeler doğrultusunda, Arslan’ın kötü niyet ile hareket ettiğini ya da topluma ulaşması için kendisini zorunlu hissettiği konular dışında herhangi bir amaç güttüğünü gösterecek bir bulgu bulunmadığı sürece, P24, burada baskın olan meşru amacın gazetecilik faaliyeti kapsamında kalan kamu yararı olduğu görüşündedir.”
Uzman görüşünün tam metnine buradan ulaşılabilir.
Davanın 31 Ekim 2023 günü görülen ilk duruşmasının sonunda hükmünü açıklayan Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle Fırat Can Arslan’ın beraatına ve tahliyesine karar verdi. P24 tarafından takip edilen duruşma ile ilgili ayrıntılı bilgiye bu haberden ulaşılabilir.