Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Cumhuriyet davasında Murat Sabuncu ve Ahmet Şık tahliye edildi; 26 sanıklı medya davasında 25 gazeteci hapis cezasına çarptırıldı
Cumhuriyet gazetesi davasının 9 Mart 2018 günü görülen altıncı duruşmasında yaklaşık 500 gün Silivri’de tutuklu kalan gazetenin genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu ve muhabir Ahmet Şık tahliye edildi.
P24 tarafından mahkeme salonunda izlenen duruşmayla ilgili ayrıntılı habere buradan ulaşılabilir.
Seda Taşkın hakkında iddianame hazırlandı
22 Ocak tarihinde tutuklanan Mezopotamya Ajansı muhabiri Seda Taşkın hakkında Muş Cumhuriyet Savcılığı tarafından iddianame hazırlandı.
“Terör örgütü propagandası” ve “örgüt üyeliği” iddialarıyla hazırlanan ve Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen 47 sayfalık iddianamede Taşkın’ın haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları suç olarak değerlendiriliyor.
Taşkın’ın ilk duruşması 30 Nisan’da görülecek.
Taşkın, Muş’ta 20 Aralık 2017 tarihinde “hakkında ciddi ihbar var" denilerek gözaltına alınıp, “adlî kontrol” şartı ile serbest bırakılmış, savcılığın bir üst mahkemeye yaptığı itiraz üzerine Ankara’da 22 Ocak günü yeniden gözaltına alınmış ve SEGBİS aracılığıyla Bitlis Sulh Ceza Hâkimliği tarafından ifadesi alındıktan sonra “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanmıştı.
Taşkın o günden bu yana Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.
Yargıtay: Dündar hakkında “casusluk” suçlamasıyla hüküm kurulmalı
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin haber ve fotoğrafları gazetede yayımladıkları gerekçesiyle “gizli belge ve bilgileri açıklamak” suçundan Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a 5 yıl 10 ay, Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e 5 yıl hapis cezası veren yerel mahkeme kararını bozdu.
Davanın temyiz incelemesini tamamlayan Yargıtay, Dündar hakkında 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören “gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme” suçundan hüküm kurulması gerektiğine karar verdi. Kararda, Erdem Gül’ün beraat etmesi gerektiği belirtildi.
Kararda şöyle denildi: “Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 2015 tarihli nüshasında, devletin güvenliği veya siyasal yararları bakımından devlet sırrı niteliğindeki bilgileri yayımlamak suretiyle açıklanmasından sonra, Suriye Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği tarafından Güvenlik Konseyi başkanı ve genel sekreterine 5 Haziran 2015 tarihli, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni şikâyet eden özdeş mektup sunduğunun da anlaşılması karşısında, anılan bilgileri doğrudan siyasal casusluk kastı ile temin ettiğinin kabulü gerekebileceğinden ve eyleminin bu hâliyle basın yoluyla işlenmesi de mümkün olmayan TCK 328’inci maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği gözetilerek, bu belgenin Dışişleri Bakanlığı’ndan temini ile 5271 Sayılı CMK’nın 217’nci maddesi gereğince taraflara okunup tartışılmasından sonra sanığın hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekir.”
Erdem Gül’e ilişkin değerlendirmede ise, “Devlet sırrı niteliğindeki gizli bilgileri hususi gayretle temin ettiğine veya sanık Can Dündar’ın eylemine iştirak ettiğine dair cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, ispat edilemeyen suçtan beraatine karar verilmesi gerekir,” ifadelerine yer verildi.
İki gazeteciye üçer yıl hapis cezası verildi
Adana'da Özgür Toplum dergisi dağıttıkları gerekçesiyle yargılanan iki gazeteciye, 9 Mart 2018 günü görülen duruşmada, “örgüte yardım ve yataklık etme” iddiasıyla 3 yıl 1 ay 15’er gün hapis cezası verildi.
Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Özgür Toplum dergisi ve Özgürlükçü Demokrasi gazetesi dağıtımcısı Murat Karakaş ile Leyla Yıldız’a toplamda 6 yıl 3 ay hapis cezası çıktı.
Gazetecilerin katılmadığı duruşmada, avukatları Tugay Bek hazır bulundu. Bek, atılı suç unsurunun oluşmadığını, dergi ile ilgili bir yasaklama kararının olmadığını, müvekkillerinin gözaltına alınması ardından dergiler hakkında toplatma kararı alındığını belirterek, müvekkillerinin beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti, iki gazetecinin “örgüte yardım ve yataklık etme” iddiasıyla 3 yıl 1 ay 15’er gün hapisle cezalandırılmasına karar verdi.
26 sanıklı medya davasında sadece 1 beraat kararı
“FETÖ'nün medya yapılanmasında” yer aldıkları iddiasıyla gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın da aralarında bulunduğu büyük çoğunluğu gazeteci 26 kişinin “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandıkları davanın 8 Mart 2018 günü görülen karar duruşmasında, sanıklardan yalnızca biri beraat ederken, diğer tüm sanıklar, farklı suçlamalarla 2 yıldan 7 yıl 6 aya kadar değişen sürelerde hapis cezasına çarptırıldı.
P24 tarafından iki gün boyunca mahkeme salonunda izlenen duruşmayla ilgili ayrıntılı habere buradan ulaşılabilir.
Şerife Oruç 4. duruşmada da tahliye edilmedi
Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Şerife Oruç, “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davanın 7 Mart 2018 günü Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen dördüncü duruşmasında yine tahliye edilmedi.
Davada, Oruç ile birlikte 21 ay önce tutuklanan kuzeni Emrullah Oruç ve bulundukları aracın sürücüsü Muzaffer Tunç hakkında 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Yirmi bir aydır tutuklu bulunan Oruç, SEGBİS'te yaşanan bağlantı sorunu nedeniyle Elazığ Cezaevi'ne bağlantı yapılamaması nedeniyle duruşmaya bağlanamazken, duruşmada sadece Muzaffer Oruç'la Patnos Cezaevi'nden bağlantı kurulabildi.
Muzaffer Tunç ve Emrullah Oruç’un avukatları Şehmus Bayhan, Mesut Aydın ve Semra Balyan duruşmada hazır bulunurken duruşmayı gazeteci Şerife Oruç'un arkadaşları ve ailesi izledi.
Şerife Oruç ise duruşmada avukat Mesut Aydın tarafından temsil edildi. Aydın, Oruç’un tutuklandığından bu yana “delil olmadan haksız bir şekilde tutuklu bulunduğuna” vurgu yaptı. “Aleyhte tanıklık edenlerin nerede olduğu belli değil. Bu duruşmaya da iki gün kala Devran Çakır adında biri ortaya çıkıyor ve bu kişinin de Şerife'nin tutuklanmasının bir gün sonra teslim olup Şerife aleyhine tanıklık ettiği belirtiliyor. 9 Temmuz 2016 tarihli bir fotoğraf teşhis tutanağı vardır. Şerife bir gazetecidir ve muhalif bir basın yayın organının muhabiridir. Şerife'nin gazeteci kimliğinden dolayı bu dosyada özel olarak ilgilenildiğini düşünüyoruz,” şeklinde savunma yaptı.
Verilen kısa aranın ardından mahkeme ayrı ayrı tutukluluğun devamı kararı verirken davayı 8 Mayıs 2018 tarihine erteledi.
Oruç halen, Ocak ayında Mardin E Tipi Cezaevi’nden sevk edildiği Elazığ T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.
Gazeteci Hayri Tunç kısa süreli gözaltına alındı
7 Mart gecesi saat 23:20 sıralarında evinde yapılan baskın sonucunda polis tarafından gözaltına alınan gazeteci Hayri Tunç, 8 Mart günü savcılıktaki ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Evde arama yapan polisin Tunç’u “Van’dan şikayet olduğu” gerekçesiyle gözaltına aldığı bildirilmişti.
Ankara’da 8 Mart öncesi kadınlara sosyal medya gözaltısı
Ankara polisi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün hemen öncesinde sosyal medya paylaşımları gerekçe göstererek birçok kişinin evine baskın yaptı. Operasyonda sadece kadınların gözaltına alındığı bildirildi.
Kaldıraç Dergisi okurları Bütül Koca, Sibel Göktaş ve Duygu Doğan adlı kadınlar gözaltına alındı. İHD Ankara Şube çalışanı Sevinç Koçak ve Melike Şahin'in de evinde arama yapıldığı öğrenildi.
Barış imzacısı 4 akademisyen hâkim karşısına çıktı
Barış için Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yargılanan ve aralarında Evrensel gazetesi yazarı akademisyen Ceren Sözeri’nin de olduğu dört akademisyen 8 Mart günü ilk duruşmaları için hâkim karşısına çıktı. Duruşmalar ertelendi.
Çağlayan’daki İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmalarda Sözeri ve diğer üç akademisyen Prof. Dr. Naz Çavuşoğlu, Yrd, Doç. Dr. Verda İrtiş ve Araştırma Görevlisi Can Soylu hazır bulundu.
Duruşmalarda akademisyenler suçlamaları reddederek derhal beraat talebinde bulundu. Avukatların derhal beraat ve birleştirme taleplerini reddeden mahkeme, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dört akademisyenin yargılandığı dava dosyasındaki iddianame, duruşma tutanakları ve Adalet Bakanlığı ile yapılan yazışmaların istenmesine karar verdi.
İrtiş ve Sözeri'nin duruşması 9 Ekim'e, Soylu ve Çavuşoğlu'nun duruşması ise 10 Ekim'e ertelendi.
P24 cezaevindeki gazeteciler listesini güncelledi
P24, açık kaynaklardan derlediği bilgilerle oluşturduğu, tutuklu veya hükümlü gazeteciler listesini güncelledi.
5-11 Mart 2018 haftasında önce 26 sanıklı medya davasının karar duruşması, ardından ise Cumhuriyet davasının altıncı duruşmasında mahkemelerin verdiği kararlar ışığında güncellenen listeye göre, 13 Mart 2018 itibariyle Türkiye’de en az 153 gazeteci cezaevinde bulunuyor.
Türkiye’de tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunan tüm gazetecilerin, Olağanüstü Hâl kapsamında kapatılan basın yayın kuruluşları, vakıf ve derneklerin listelerine buradan erişebilirsiniz.