Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Mahkeme, Binali Yıldırım ve oğullarının şikâyetçi olduğu davada Ünker’i “iftira” ve “hakaret” suçlarından mahkûm etti, ceza ertelenmedi
Gazeteci Pelin Ünker, “Paradise Papers” belgelerine ilişkin olarak Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haberlerinden dolayı İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yargılandığı davada “iftira” suçlamasıyla 13,5 ay hapis cezasına, “hakaret” suçlamasıyla ise 8 bin 660 TL para cezasında çarptırıldı.
8 Ocak 2019 günü görülen karar duruşmasının sonunda hükmünü açıklayan mahkeme, Ünker’in “gözlemlenen herhangi bir pişmanlığı olmaması” ve “duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulduğunda yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmadığı” gerekçeleriyle cezayı ertelemedi.
Ünker’in Cumhuriyet gazetesinin finans editörü olduğu dönemde yayımlanan belgelerde, dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın oğulları Erkam ve Bülent Yıldırım’a ait denizcilik şirketlerinin Malta’da kayıtlı olduğu ortaya çıkmıştı.
Her ne kadar Yıldırım haberleri yalanlamasa da, avukatları gazeteci hakkında “iftira” ve “hakaret” iddiasıyla şikâyette bulundu.
Karar duruşmasında Ünker ve avukatları suçlamaları reddederek davada verilecek bir cezanın basın özgürlüğüne yönelik kabul edilemez bir müdahale olacağını ifade etti. Ünker’in avukatlarında Tora Pekin, “Paradise Papers” belgelerinin dünyanın birçok ülkesinde önde gelen basın kuruluşları tarafından yayımlandığına dikkat çekti. Pekin ayrıca belgeler hakkında yapılan haberlerin Yıldırım’ın siyasi kariyerine zarar vermediğini, aksine belgelerin yayımlanmasının ardından yeniden milletvekili olup TBMM Başkanı seçildiğini, ardından da partisi tarafından Mart ayındaki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için aday gösterildiğini vurguladı.
Pekin, “Haber doğru. Suç teşkil etmiyor ama bir başbakanın oğullarının bu şirketlere sahip olması etik açısından tartışma konusudur. Dolayısıyla haber değeri vardır,” ifadelerini kullandı.
Pekin ayrıca davanın Ünker’in cezalandırılması suretiyle bir örnek oluşturmayı amaçladığını söyledi. Pekin sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıldırım ailesi, ‘Bu haberi yapan hapis cezasına çarptırılsın, bir daha böyle haberlerle uğraşmayalım’ istiyor. Ama böyle bir karar hukukî olmaz.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin basın özgürlüğünü ve gazetecilerin siyasetçileri eleştirme hakkını güvence altına alan çok sayıda kararına da değinen Pekin, “Kamuoyunun kendi görüşlerini oluşturması için bu haberleri yapmak zorunludur ve engellenemez” dedi.
Duruşma sırasında Ünker’in avukatları haberlerin hiçbirinde offshore şirket sahibi olmanın suç olduğuna dair bir ifade bulunmadığını yineledi.
Avukat Abbas Yalçın da, Yıldırım’ın avukatları tarafından verilen şikâyet dilekçesinde Ünker’in yazmadığı ve yazı dizisinde bulunmayan haberler olduğunu belirtti. Bunlar arasında “Hükümetin başı vergiden kaçıyor” başlığının Ünker ya da gazete tarafından atılmadığını ve belgeler üzerine CHP milletvekili Murat Emir’in yaptığı açıklamanın haberi olduğunu yeniden vurgulayan Yalçın, “Pelin Ünker’i ne yazmadığı haberlerden ne de dile getirmediği iddialardan sorumlu tutabilirsiniz” dedi.
Duruşmada kısa bir beyanda bulunan Yıldırım ailesinin avukatı Muhammed Gök ise suçlama konusu haberlerin Yıldırım hakkında “algı oluşturduğu” gerekçesiyle Ünker’in cezalandırılmasını talep etti. Gök, “Müvekkilimin kişilik hakları ihlâl edilmiştir. Kendisine hakaret edilmiş ve iftira atılmıştır. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Son sözleri sorulan Pelin Ünker ise sadece mesleğini yaptığını söyledi. Haberler yayımlanmadan önce Binali Yıldırım’ın avukatlarını bilgilendirdiğini ve kendilerine sorular yönelttiğini belirten Ünker, “Bunu kamuoyuna duyurmak bir gazetecilik görevidir” ifadesini kullandı.
Kısa bir aranın ardından kararını açıklayan hâkim Nursel Bedir, Ünker’i “iftira” ve “hakaret” suçlarından 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına ve 8 bin 660 TL para cezasına çarptırdı.
Karar tutanağına göre hâkim, pişmanlık duymadığı ve “aynı suçu” yeniden işleyebileceği sebebiyle cezada ertelemeye gitmedi. İstinaf mahkemesinin itirazı reddetmesi hâlinde karar kesinleşecek.