Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Seyhan Avşar hakkında, yaptığı haberler gerekçe gösterilerek iki ayrı dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazetede 6 Mart 2019 tarihinde yayımlanan “Sözcü Savcısı Sabıkalı Çıktı” başlıklı haber nedeniyle Avşar hakkında soruşturma başlattı.
Sözcü gazetesinin yazar ve yöneticileri hakkındaki ilk iddianameyi hazırlayan savcının daha önce yargılandığı ve kesinleşen cezasına rağmen savcılık görevini sürdürdüğünü yazan Avşar hakkındaki soruşturma hızla tamamlandı. Soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından düzenlenen 12 Temmuz 2019 tarihli iddianamede, Avşar’ın “terörle mücadelede görev almış kamu görevlisini hedef gösterme” suçundan cezalandırılması istendi. Avşar'ın haberine atıfla Sözcü gazetesinde yayımlanan haber nedeniyle Sözcü gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Necdet Önemli'nin de sanık olarak yer aldığı iddianame, İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Davanın ilk duruşması 9 Ocak 2020 tarihinde görüldü. Savunmasında, mesleki faaliyetleri sebebiyle sanık sandalyesinde olduğunu söyleyen Avşar, ayrıca yargılamaya konu haberi yaptıktan sonra iktidara yakın bir gazete tarafından hedef gösterildiğini ifade etti. Hakkında önce “hakaret” suçlamasıyla iddianame düzenlendiğini söyleyen Avşar, iddianamenin daha sonra değiştirildiğini ve Terörle Mücadele Kanunu uyarınca yargılanabileceğini yazan gazete haberindeki kanun maddesi ile suçlandığı ikinci bir iddianame hazırlandığını söyledi.
7 Ekim 2020 tarihinde görülen üçüncü duruşmada mahkeme, dava dosyasının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcıya gönderilmesine karar verdi.
Davanın 11 Mart 2021 tarihinde görülen üçüncü duruşmasında mütalaasını sunan savcı, Avşar ve Önemli’nin “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklama” (TMK 6) suçundan cezalandırılmalarını istedi.
Davanın karar duruşması 16 Mart 2021 tarihinde İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Önemli’nin katılmadığı duruşmada Avşar ve sanık avukatları hazır bulundu. Duruşma sonunda hükmünü açıklayan mahkeme, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle Avşar ve Önemli’nin ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
“Kamu görevlisine hakaret” davası
Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “FETÖ Borsası mı” (17 Mart 2019) ve “FETÖ borsasındaki rüşvet çarkı” (22 Mart 2019) başlıklı haberleri nedeniyle Avşar hakkında “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında görevli iki savcının “FETÖ iddiası ile açılan soruşturmalarda para karşılığı takipsizlik kararı verdikleri” iddialarını haberleştiren Avşar hakkındaki soruşturma, haberde adı geçen savcılardan birinin şikâyetiyle başladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan 19 Eylül 2019 tarihli iddianamede Avşar’ın, “savcıları rüşvet karşılığında işlem yapan kamu görevlileri olarak lanse ederek, kamu görevlisine hakaret suçunu işlediği” öne sürüldü. Savcı Avşar’ın, “zincirleme şekilde kamu görevlisine alenen hakaret” suçundan cezalandırılmasını istedi.
İddianameyi kabul eden İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi davanın ilk duruşmasını 16 Ocak 2020 tarihinde gördü.
Avşar’ın katılmadığı duruşmada avukatı Buket Yazıcı savunma yaptı. Davanın Basın Kanunu’na aykırı olarak haberin yayın tarihini takip eden dört ay içinde açılmadığını belirten Yazıcı, Avşar’ın beraatını istedi.
Şikâyetçi olan savcının avukatı Aydın Meydan ise, “kamu görevlisine hakaret suçunda Basın Kanunu’nun değil Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun öngördüğü zaman aşımı süresinin işletilmesi gerektiğini” savunarak Avşar’ın cezalandırılmasını talep etti.
Basın Kanunu’nun 26. maddesine göre günlük süreli yayınlar yönünden dava açma süresinin dört ay olarak belirlendiğini hatırlatan mahkeme, Avşar hakkındaki davanın bu süre içinde açılmadığını belirterek davanın düşmesine karar verdi.
Avşar’ın haberlerinde “FETÖ soruşturmalarında rüşvet karşılığında takipsizlik kararı verdiklerini ve bu yüzden görevlerinden uzaklaştırıldıklarını” iddia ettiği savcılar ise Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) kararı ile meslekten ihraç edildi. Savcılar hakkındaki ihraç kararı ile Avşar hakkındaki davanın düşme kararı aynı gün verildi.
Meslekten ihraç edilen savcılardan birinin, sanıklar arasında Şahin Alpay, Mümtazer Türköne, Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç gibi isimlerin de olduğu “Zaman gazetesi davasının” iddianamesini hazırlayan savcı olduğu öğrenildi.