Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
İki gün süren duruşmada davanın tek tutuklu sanığı Mehmet Baransu savunmasına devam etti. Bir sonraki duruşma 27-28-29 Ağustos tarihlerinde görülecek
CANSU PİŞKİN, İSTANBUL
Kapatılan Taraf gazetesinin eski yöneticileri ile muhabiri Mehmet Baransu’nun “Egemen Harekât Planı” adlı belgenin gazetede yayımlandığı iddiasıyla yargılandıkları davanın görülmesine 11 ve 12 Temmuz 2019 tarihlerinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
P24 tarafından izlenen 18. duruşmanın ilk gününde Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan davanın tek tutuklu sanığı Mehmet Baransu ve avukatı ile davaya katılma talebinde bulunan müştekiler Ahmet Yavuz, Suat Aytın, Dursun Çiçek ve Hüseyin Hançer mahkemede hazır bulundu.
Dava kapsamında tutuksuz yargılanan Taraf eski yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur vareste tutuldukları için duruşmaya katılmadı. Duruşmada Çongar ve Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu ile Oğur’un avukatı da hazır bulundu.
“Savcı evrakta sahtecilik yapmış”
İki gün süren duruşma boyunca Baransu savunmasına devam etti. Savunmasının ilk kısmında, iddianameyi hazırlayan savcı Gökalp Kökçü’yü “yalan söylemekle” ve “evrakta sahtecilikle” suçlayan Baransu, “İddianameyi hazırlayan Gökalp Kökçü keşke burada olsaydı. Savcının bu yalanları neden attığını sormak isterdim. Savcılık ve polis baltayı taşa vurdukları için savcı beni karşısına alıp soru sormaya cesaret edemeden tutuklamaya sevk etti. Evimde Balyoz CD’si diye boş bir CD çıktı. O CD’yi polisler koydu. O polislerin dinlenmesini istiyorum. ‘Egemen harekât planını yok ettin’ diyorlar. Doksanın üzerinde gizli belge imha etti yalanı var iddianamede. Odatv haberine dayanarak imha ettiğim iddia ediliyor. Belgeleri 26 Ocak’ta yok etmişim 29 Ocak’ta [üç gün sonra] bavulu savcıya vermişim. İmha ettiğim şeyi nasıl vermişim peki? Yalanları ortaya çıkınca iddianamede 26 Ocak tarihini daha sonra el yazısıyla 26 Şubat yapmışlar. Savcı evrakta sahtecilik yapmış” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Evrakta sahtecilik varsa Cumhuriyet Başsavcılığına yazacaksın. Baransu, sen topluma kahraman olarak lanse edildin o dönem darbe planını ortaya çıkardın diye. Ya sen sahte kahramansın, ya da darbe planı var” dedi.
“Belgeleri savcılığa teslim ettim”
Baransu, suçlamaya konu edilen haberleri yapmadan dokuz gün önce çocuğunun ciddi sağlık sorunlarıyla dünyaya geldiğini anlattı. Çocuğunun sağlık sorunlarının anne karnındayken başladığını ve doğar doğmaz ameliyata alındığını söyleyen Baransu, “Çocuğum böyle olacak ve ben kumpaslara katılacağım öyle mi?” diye sordu. Eski eşinin kendisine iftira attığını söyleyen Baransu, “‘Senden intikam alacağım’ demişti ama bu kadar hain olacağını tahmin etmezdim” dedi.
Oğlunun hastane masrafları nedeniyle Taraf gazetesine gittiğini ve belgeleri veren kişiyle görüştüğünü anlatan Baransu, belgeleri getiren kişinin kendisini Birinci Ordu’dan emekli bir asker olarak tanıttığını söyledi. Baransu elinde CD ve bir valizle gelen bu şahıstan yalnızca CD’leri aldığını anlattı. CD’lerin içinde ses çözümleri ve sunumlar olduğunu aktaran Baransu, haberleştirme sürecinde çocuğunun hastalığı nedeniyle gazetede olmadığını söyledi.
Haberin çıktığı gün bir grup aydının cuntaya karşı suç duyurusunda bulunmak için Beşiktaş Adliyesi’ne gittiklerini anlatan Baransu, haber takibi için adliyeye gittiği sırada savcı Turan Çolakkadı’nın kendisinden CD’leri istediğini aktardı. Baransu, aynı gün CD’leri tutanakla teslim ettiğini söyledi. Baransu, “Haberden sonra Balyoz tartışılmaya başladı. Ayın 29’uydu. Gazetenin karşısında kahve almaya giderken CD’leri getiren adamı gördüm. ‘Sana tüm evrakları vermek istiyorum’ dedi. Gazetenin karşısındaki çay bahçesinde konuştum ve valizi aldım. Savcı Çolakkadı, ‘Gazetenize gelen bir şey olduğunda bize de gönder’ demişti. Bavulu alıp gazeteye gelince Beşiktaş Adliyesindeki savcılığı aradım ve savcıyla görüşmek istedim. Beni başka bir savcıya bağladılar; soruşturma ona devredilmiş. Konuştum, ‘Bavulu bize getir’ dedi. Bavulu götürmeden önce arşiv kaydı olsun diye gazetede fotoğrafını çektik. Sonra da adliyede savcı Mehmet Berk’e teslim ettik tutanak altında” diye konuştu.
Baransu, eski eşinin iddialarına yanıt verdi
Duruşmanın 12 Temmuz günü gerçekleşen ikinci oturumunda savunmasına devam eden Baransu, “Devletin güvenliğine ilişkin çok gizli bilgileri elde ettiğime nasıl kanaat getirdi savcı iddianamede, bunu merak ediyorum. Gizli belgelerin orijinallerini imha ettiğimiz bilgisi nerede var?” diye sordu.
Baransu, eski eşi Esra Konur’un 3 Mart 2015 tarihli ifadesine ilişkin de beyanda bulundu: “Eski eşim, Tuncay Opçin’le Bugün gazetesinde buluştuğumu söylemiş. Ben Kanaltürk’te spor programı yapıyordum. Ve Bugün ile Kanaltürk aynı binadaydı. Eski eşim ifadesinde benim için ‘FETÖ içinde yer aldı’ iddiasında bulundu. Ben Türkçe Olimpiyatları hariç hiçbir yere gitmedim. Oraya da mecburen gittim, çünkü o dönem Başbakan Erdoğan da olimpiyatlara gidiyordu ve sarı basın kartı olmayanlar başbakanı takip edemiyordu.”
Tahliye talebine ilişkin beyanda bulunan Baransu, 4 buçuk yıldır bu davadan tutuklu bulunduğunu hatırlattı ve “Eşim ve avukatımın hatırı için tahliye talep ediyorum” dedi. Baransu ayrıca, “terör örgütü üyeliği” suçlaması yönünden savunma yapmayacağını belirterek, bu suçlama yönünden hakkındaki dosyanın ayrılmasını talep etti.
“Bu dava Balyoz haberleriyle ilgili değil”
Sonrasında Altan ve Çongar’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu beyanda bulundu. Davanın konusu ile ilgili kafa karışıklığı olduğunun altını çizen avukat Çalıkuşu, “Karşı tarafta halen bir yanlış algı var. Bu dava Taraf’ta yayımlanan Balyoz haberleri ile ilgili değil. Bu davanın konusu Balyoz’la ilgili CD’ler değil. Zaten TSK da kabul etmiyor, sahte diyor. Bu dava 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Balyoz davasına konu edilmeyen belgelerle ilgili. Anayasa Mahkemesi bunu karar altına aldı” diye konuştu.
Çalıkuşu sözlerine şöyle devam etti: “‘Egemen harekât planı’ 2008’de kozmik odada saklanan bir belge. Bu raporun çalındığı ve Yunan basınına sızdırıldığı söyleniyor. Fakat zaten aynı yıl bu belgenin imha edildiği söyleniyor TSK tarafından. Bunlar Taraf gazetesinde haberleştirilmedi. Ne zaman CD’ler ve bavul savcılığa teslim edildi, o zaman bu yargılamalar başladı.”
Davanın bir diğer tutuksuz sanığı Oğur’un avukatı da Çalıkuşu’nun beyanlarına katıldığını ve bu davanın Balyoz davası olmadığının altını çizdi. Oğur’un avukatı ayrıca katılma talebinde bulunan müştekilerin taleplerinin reddini istedi.
Baransu hakkında suç duyurusu talebi
Duruşma savcısı, atılı suçun vasıf ve mahiyeti göz önünde bulundurularak Baransu’nun tutukluluk hâlinin devamını istedi. Savcı ayrıca Baransu’nun savunması sırasındaki “savcının zeka geriliği var” ifadesi nedeniyle “kamu görevlisine hakaret” suçundan hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Daha sonra Baransu’nun avukatı Yahya Engin söz alarak, “Müvekkilim başka dosyadan tutuklu. Dolayısıyla tutukluluğun devamı için hukuki gerekçe kalmıyor. Bu sebeple de tahliye edilmesini talep ediyorum” dedi.
Duruşmaya verilen kısa aranın ardından ara kararlarını açıklayan mahkeme, Baransu’nun tutukluluk hâlinin devamına karar verdi.
Baransu hakkındaki dosyanın “örgüt üyeliği” suçlaması yönünden ayrılmasına hükmeden heyet, dosyanın Baransu’nun Mersin’de yargılandığı dosya ile birleştirilmesi için Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.
Sanıklardan Tuncay Opçin hakkında çıkarılan yakalama kararının infazının beklenmesine karar veren heyet, ayrıca Baransu’nun eski eşi Esra Konur’un tanık olarak dinlenilmesine karar verdi.
Davanın bir sonraki duruşması, 27, 28, 29 Ağustos tarihlerinde üç oturum halinde görülecek.