Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
"Etki ajanlığı" yasa tasarısı Meclis'e sunuldu; Açık Radyo kapatıldı; Şırnak’ta 3 gazeteci haber takibi sırasında gözaltına alındı; Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya tazminat cezası; Ahmet Erkan Yiğitsözlü’ye hapis cezası
"Etki ajanlığı" yasa tasarısı Meclis'e sunuldu
Kamuoyunda "etki ajanlığı" olarak nitelendirilen yasa tasarısı, Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne konulan bir madde ile 18 Ekim günü Meclis'e sunuldu.
Teklifin 16. maddesiyle casusluk eylemleriyle daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla Türk Ceza Kanunu'nda yeni bir suç ihdas edildi.
Teklife ilişkin bilgi notunda, “Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenlerin üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı düzenlenmektedir. Böylelikle belge ve bilgi temini veya açıklanması dışında casusluk maksadıyla suç işlenmesi de ayrı bir suç olarak düzenlenmekte ve casusluk faaliyetleriyle daha etkin mücadele edilmesi amaçlanmaktadır” denildi.
Notta şu ifadelere yer verildi: "Fiilin savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış olması ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmektedir.”
Tasarı ilk olarak geçtiğimiz aylarda kamuoyunun gündemine gelmişti. Meclis tatile girmeden önce 9. Yargı Paketi'nin içinde Meclis'e sunulacağı öngörülen tasarı için AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, ise 9. Yargı Paketi'ne ilişkin çalışmalarda "etki ajanlığı" düzenlemesinin en başından beri bulunmadığını savunmuştu. 9. Yargı Paketi'ne ilişkin çalışmalara Kurban Bayramı sonrasında devam edeceklerini belirten Akbaşoğlu, ilgili teklifin de bayramdan sonraki süreçte Meclis Başkanlığına sunulacağını ifade etmişti.
Tasarıya ilişkin analiz için buraya tıklayın.
Tasarıya ilişkin söyleşi için buraya tıklayın.
Açık Radyo kapatıldı
Açık Radyo, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) şikayeti üstüne başlayan yargı sürecinin sonunda, 16 Ekim günü kapatıldı
RTÜK, 22 Mayıs 2024 tarihli kararında Açık Radyo’ya, idari para cezası ve Açık Gazete programının yayınını 10,11,12,13,14 Haziran 2024 günleri olmak üzere beş gün durdurma cezası vermişti. Kurul son aldığı kararda, yayın durdurma cezasına ilişkin tebligatın 31 Mayıs 2024 günü Açık Radyo tarafından okunduğunu ancak kanalın yayın yapmaya devam ederek 6112 sayılı Kanun’un 32. maddesini ihlal ettiğini açıklamıştı. Kurul, yayın durdurma cezasına uyulmadığı gerekçesiyle 3 Temmuz’da Açık Radyo’nun lisansını iptal etmişti. Bunun üzerine yapılan itiraz sonucu, Ankara 21. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermişti. RTÜK’ün, "yürütmeyi durdurma" kararına itirazı ise, Ankara Bölge 10. İdare Mahkemesinin 1 Ağustos tarihli kararıyla “yasaya aykırılık bulunmadığı” belirtilerek reddedilmişti.
Öte yandan 18 Ekim'de, aralarında P24'ün de olduğu 61 hak örgütü, Açık Radyo'nun lisans iptalini kınaya bir ortak açıklama yayımladı.
Ortak açıklamanın detayları için tıklayın.
Şırnak’ta 3 gazeteci haber takibi sırasında gözaltına alındı
Şırnak’ın Silopi ilçesinden düzenlenen "Savaşa hayır barış hemen şimdi" eylemine müdahale eden askerler, üç gazeteci ve çok sayıda Barış Annesi'ni gözaltına aldı.
Askerler, eylemi takip eden Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Zeynep Durgut ve Mahmut Altıntaş ile JinNews muhabiri Derya Ren’i gözaltına aldı.
Gözaltı alınanların darp edildiği bildirildi.
ETHA editörü Pınar Gayıp gözaltına alındı
Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Pınar Gayıp, 2022’de stajyere “cinsel saldırı” suçlamasıyla 3 yıl hapis cezasına çarptırılan avukat Sezgin Keleş'in yaptığı suç duyurusu nedeniyle 14 Ekim’de gözaltına alındı.
Gayıp, yine Keleş’in yaptığı suç duyurusuyla ilgili olarak Kocamustafapaşa Şehit Sinan Acar Polis Merkezi Amirliğine ifade vermeye gitmişti. Gayıp burada hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Gazeteci sağlık kontrolünün ardından Anadolu Adliyesine götürüldü.
Gayıp, ifade işlemlerinin ardından aynı gün serbest bırakıldı.
Gözaltına alınan DFG yöneticisi Serhildan Andan serbest bırakıldı
11 Ekim'de Diyarbakır’da yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan, aralarında Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Yönetim Kurulu üyesi Serhıldan Andan'ın da aralarında olduğu 15 kişi, 14 Ekim günü serbest bırakıldı.
Diyarbakır’da 13 Ekim günü yapılacak mitinge dair eylem yapacakları iddiasıyla, yapılan bir ihbar üstüne Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınan 15 kişi, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğündeki ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Gazeteci Öznur Değer hakkında "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" iddiasıyla soruşturma
JinNews Haber Müdürü Öznur Değer hakkında, 16 Temmuz 2024 günü yayımlanan “Nisêbîn’deki işkence faili komutan Kamil Aksoy hakkında suç duyurusu” başlıklı haberi gerekçe gösterilerek soruşturma açıldı.
Aksoy’un şikâyeti üzerine Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” (TMK 6/1) iddiasıyla başlattığı soruşturmanın dosyası, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
Öznur Değer 14 Ekim'de Diyarbakır Terörle Mücadele Müdürlüğünde (TEM) ifade verdi.
Haberin ayrıntıları için tıklayın.
Kayyum hakkında paylaşım yapan Oktay Candemir’e takipsizlik kararı
Gazeteci Oktay Candemir hakkında, X hesabından Van’a bağlı İpekyolu Kaymakamı ve İpekyolu Belediyesi kayyumu İhsan Emre Aydın’la ilgili yaptığı paylaşımlar gerekçe gösterilerek “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” (TCK 217/A) iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Candemir, 2 Mart 2023 tarihli sosyal medya paylaşımında hem kaymakam hem de kayyum olan Aydın’ın birden fazla yerden maaş aldığını yazmıştı.
Candemir paylaşımında, “Kaymakamlık maaşı 40 bin olan İhsan Emre Aydın, İpekyolu kayyumu olarak belediyeden 60 bin TL maaş alıyor. Aydın ayrıca belediyeye bağlı iki şirkette başkan olarak 40 bin, meclisten huzur hakkı olarak 10 bin TL alıyor. Böylelikle toplamda 150 bin TL maaş alıyor” ifadelerini kullanmıştı. Bu paylaşımın altına yorum yapan üç X kullanıcısı ve gazeteci Candemir hakkında “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma açıldı.
Haberin ayrıntıları için tıklayın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski avukatından Birgün ve İsmail Arı’ya tazminat davası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal, BirGün gazetesi ile muhabiri İsmail Arı’ya 100 bin TL’lik tazminat davası açtı
İnal, 24 Eylül 2024 tarihinde BirGün’de "Bağırıp çağırdığı öğretmen ölüyordu!" başlığıyla yayımlanan haber ile "itibar suikastına" uğradığını iddia etti.
İnal, avukatı Ferah Yıldız aracılığıyla İstanbul nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçesinde, "Kamuoyunda nezdinde alenen küçük düşürülmeye çalışıldığını ve hedef gösterilmeye çalışıldığını" iddia etti.
Tazminata gerekçe olarak gösterilen haberde ise, "Erdoğan’ın eski avukatı İnal’ın okul müdürü olan kuzeni Necla İnal’ın azarladığı bir kadın öğretmen, fenalaşarak hastanelik oldu. Okul idaresi öğretmen için ambulans dahi çağırmadı, MEB soruşturma başlattı" ifadeleri yer alıyordu.
Oktay Candemir hakkında “özel yaşamı ihlal” iddiasıyla soruşturma açıldı
Gazeteci Oktay Candemir hakkında, Van’ın Çaldıran ilçesinde AKP’den Belediye Başkan Adayı olan Ferman Yıldırım’a dair yaptığı haber ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “özel hayatın gizliliğini ihlal” (TCK 134) iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
Candemir, 30 Mart 2024 tarihinde X hesabında yaptığı paylaşımda, “AKP’li Çaldıran Belediye Başkan Adayı, Antalya’da olan ikametgahını hâlâ değiştirmediği için 31 Mart seçimlerinde Çaldıran’da oy kullanamayacak, kendisine oy vermeyecek” ifadelerini kullanmıştı.
Ferman Yıldırım'ın şikâyeti üstüne açılan soruşturma kapsamında Candemir, 2 Nisan Polis Karakoluna giderek ifade verdi.
Mahkeme, Tuncay Özdamar’ın Maliye Hazinesine açtığı davayı kabul etti
WDR Cosmo Türkçe Yöneticisi Tuncay Özdamar’ın, Ankara Esenboğa Havaalanı’nda gözaltına alınıp 14 saat nezarette tutulması nedeniyle Maliye Hazinesine tazminat istemiyle açtığı davanın üçüncü duruşması 18 Ekim 2024 günü İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada Özdamar’ın avukatı Emine Özhasar hazır bulundu.
Avukat Emine Özhasar, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti. Duruşma savcısı da davanın kabulünü istedi.
Mahkeme davanın kabulüne karar vererek, Maliye Hazinesinin Özdamar’a 380 lira yedi kuruş maddi, bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetti.
Özdamar, 30 Eylül 2023'te, hasta annesini ziyaret etmek için Türkiye'ye geldiğinde, Ankara Esenboğa havaalanı pasaport kontrolünden geçerken, gece yarısı saat 01.30’da gözaltına alınmış, 14 saat havaalanı nezaretinde tutulduktan sonra, Ankara Adliyesinde Nöbetçi Savcılık tarafından ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Özdamar hakkındaki soruşturmada, 30 Kasım 2023 tarihinde takipsizlik kararı verilmişti.
Can Dündar'ın davası Ocak 2025'e ertelendi
Cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni Can Dündar’ın gazetede 29 Mayıs 2015 tarihinde yayımlanan “Suriye’ye gönderilen MİT TIR’ları” haberi gerekçe gösterilerek “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etmek” (TCK 328) ve "örgüte yardım" (TCK 314) suçlamalarıyla yargılandığı davanın 10. duruşması 17 Ekim 2024 tarihinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya Dündar ve avukatı katılmadı.
Mahkeme, Dündar hakkındaki yakalama emrinin infazına ve yurt dışından iade talebinin ikmallerinin beklenilmesine hükmederek davayı 10 Ocak 2025 tarihine erteledi.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı tazminata mahkum edildi
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu üyesi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi eski başkanı Fincancı’nın katıldığı bir canlı yayındaki sözleri gerekçesi ile Milli Savunma Bakanlığı'nın (MSB) ‘kişilik haklarına zarar verdiği ve küçük düşürdüğü’ gerekçesiyle hakkında açılan 100 bin TL'lik manevi tazminat davasının altıncı duruşması 17 Ekim 2024 günü Ankara Dışkapı Adliyesi 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü.
Fincancı ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı aralarında Türk Tabipler Birliği ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin de bulunduğu meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler takip etti.
Duruşmada ilk sözü alan Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüboğlu müvekkilinin suçlamaya gerekçe yapılan açıklamalarının bilimsel bir değerlendirme olduğunun altını çizerek savunmasına başladı. Fincancı’nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamındaki hakkını kullandığını belirterek, “Bir bilim insanının kendi uzmanlık alanında görüş beyan etmesinde, eleştiride bulunmasında tartışılacak bir durum yok. Müvekkil dijital verilere bakarak toksik gazların kullanılmış olabileceğini, bağımsız heyetlerin yerinde inceleme yapması gerektiğini belirtmiştir. Bunun adı tanı değil ön tanıdır. Burada manevi tazminatı gerektiren bir durum bulunmamaktadır” dedi.
TTB Hukuk Bürosu’ndan Avukat Hülya Yıldırım da savunmasına tüzel kişilerin kişilik hakkı olduğu ancak, “elem ve ızdırap duyma” imkanı olmadığına dikkat çekerek, MSB’nin manevi tazminat talep edemeyeceğini ama başka hukuki yollara başvurabileceğini söyledi.
Avukatların savunmalarının ardından taraflara son sözler soruldu ve Şebnem Korur Fincancı’nın Milli Savunma Bakanlığı'na 50 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verildi.
Emre Orman’a hapis cezası
2 Temmuz 2023 günü İstanbul Sancaktepe'de düzenlenen Madımak Katliamı anmasında darp edilerek gözaltına alınan gazeteci Emre Orman hakkında “polislere görevi yaptırmamak için direnmek” iddiasıyla açılan davanın üçüncü duruşması 17 Ekim 2024 günü Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Orman duruşmaya katılmazken, avukatı Emine Özhasar duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme, Orman'a alt sınırdan verdiği 5 ay hapis cezasını, 3 bin lira adli para cezasına çevirdi.
Beşi polis 12 kişinin yargılandığı Dink davasının karar duruşması Ocak ayında görülecek
Hrant Dink cinayeti sanıklarından beşi polis 12 kişinin “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs,” (TCK 309) “örgüt üyeliği” (TCK 314) ve “örgüt adına suç işlemek” (TCK 220/6) suçlamalarıyla yeniden yargılandıkları davanın onuncu duruşması 16 Ekim 2024 tarihinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Yasin Hayal, Erhan Tuncel, Zeynel Abidin Yavuz ve Tuncay Uzundal tutuklu bulundukları cezaevinden; tutuksuz sanıklar Ersin Yolçu, Ogün Samast ve Adem Sağlam ise ikamet ettikleri illerden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Önceki celse sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı, azmettiriciler Ahmet İskender, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz ve Ersin Yolçu ile tetikçi Ogün Samast hakkında “örgüt adına suç işlemek” suçlamasının zamanaşımından düşürülmesini talep etti. Savcı, dönemin Trabzon TEM şube müdürlüğü görevlisi Adem Sağlam’ın “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, “ihmali davranışla kasten öldürme” ve “kasten öldürme” suçlamaları yönünden beraatı, “örgüt üyeliği” suçundan ise cezalandırılması istenildi. Savcı, dönemin emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’in de “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan cezalandırılmalarını talep etti.
Dink ailesi avukatlarından Hülya Deveci, cinayette sorumluluğu olup beraat ettirilenler, tüm taleplerin reddedilmesi, resmi kurumların yanlış yönlendirmesi, hukuki hatalar, tetikçilerin sınırlı yargılanması ve yargılamanın zamana yayılarak zamanaşımından düşme talep edilmesinin somut gerçeği ortaya çıkarmadığını ve bu nedenle de mütalaaya katılmadıklarını söyledi.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan azmettirici Erhan Tuncel, Dink’in öldürüleceği bilgisini emniyet yetkililerine iletmesine rağmen cinayetin önlenmediğini belirterek kendisine komplo kurulduğunu iddia etti: “Cinayet hazırlığına dair rapor sundum ve Yasin’i engelleyemediğimi söyleyip ayrılmak istedim. Dönemin Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç göreve devam etmemi istedi ve ‘tedbir alıp suikasti engelleyeceğiz sen devam et’ dedi. Trabzon emniyeti Yasin Hayal’i korudu. Engin Dinç dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’i uyarmasına rağmen koruma yönetmenliği uygulanmadı. İstanbul ve Trabzon emniyeti ile Trabzon jandarma ortak hareket etmiş maddi gerçeğin üzeri örtülmüştür. İstihbarat gençleri yıllarca kullandı. Ben buna çomak soktuğum için hedef alındım. Beni tutuklatanlar bilsinler ki ben ne Çatlı’ya ne de Yeşil’e benzerim. Bütün bunların hesabı sorulacaktır.”
Başka bir suçtan tutuklu bulunan Tuncay Uzundal, “Ben Erhan Tuncel’in ev arkadaşıydım. Olayla herhangi bir bağlantım yoktur. Beraatımı talep ediyorum” dedi. Uzundal’ın avukatı da müvekkilinin olayla bir bağlantısı olmadığını belirterek beraat talep etti. Tutuksuz sanıklardan Adem Sağlam ve Ersin Yolçu ile tutuklu sanık Zeynel Abidin Yavuz, “FETÖ” ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını belirterek beraatlarını istedi. Tetikçi Ogün Samast da FETÖ üyesi olmadığını söyledi ve beraatını talep etti.
Mahkeme başkanı, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olan Ali Fuat Yılmazer’in avukatının olmaması sebebiyle savunmasının bu celse alınmayacağını söyledi. Yılmazer’e önümüzdeki duruşmaya kadar süre veren mahkeme başkanı, avukatının olmaması durumunda Yılmazer’e CMK’dan avukat atanacağını söyledi.
Dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, “İfademi yazılı olarak sundum, ekleyecek bir şeyim yoktur. Beraatımı talep ediyorum” dedi. Akyürek’in avukatı müvekkilinin cinayetin işlendiği tarihte İstihbarat Daire Başkanı olduğunu belirterek, cinayette Trabzon emniyeti, Trabzon jandarması ve İstanbul emniyetinin sorumluluğu olduğunu savundu. Akyürek’in avukatı, beraat talep ederek savunmasını tamamladı. Mahkeme başkanı, azmettirici Yasin Hayal’e esas hakkındaki mütalaaya karşı diyeceklerini sordu. Hayal, “Söyleyecek bir şeyim yok” dedi. Hayal’in avukatı beraat talebinde bulundu.
Ali Fuat Yılmazer ve avukatına esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için son kez süre veren mahkeme, davayı 10 Ocak 2025 tarihine erteledi.
KHK TV muhabiri Ahmet Erkan Yiğitsözlü’ye 6 yıl 3 ay hapis cezası
KHK TV muhabiri Ahmet Erkan Yiğitsözlü hakkında "örgüt üyeliği" (TCK 314) ve "terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet" suçlamalarıyla açılan davanın üçüncü duruşması 15 Ekim 2024 günü Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya Yiğitsözlü ve avukatı Günal Kurşun katıldı.
Savcı, esas hakkındaki mütalaasını sunarak, Yiğitsözlü’nün "örgüt üyeliği" suçlamasıyla cezalandırılmasını talep etti. Avukat Günal Kurşun önceki celselerde yaptığı savunmaları tekrarladı ve müvekkilinin suçsuz olduğunu belirterek, beraatını istedi. Yiğitsözlü de daha önceki beyanlarını tekrarlayarak, gazeteci olduğunu ifade etti ve beraatını istedi.
Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme, Yiğitsözlü'ye örgüt üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “örgüt üyeliği” ve “terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet” suçlamalarıyla yürütülen soruşturma kapsamında Yiğitsözlü, 15 Kasım 2022’de gözaltına alınmış ve 17 Kasım 2022’de çıkarıldığı Osmaniye Sulh Ceza Hakimliği tarafından serbest bırakılmıştı.
“Özgür Gündem dayanışma” davası Ocak ayına ertelendi
2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılması öncesinde Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla düzenlenen Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, hak savunucusu ve Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve gazeteci Ahmet Nesin’in “suç işlemeye tahrik,” (TCK 214) “suçu ve suçluyu övmek” (TCK 215) ve “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamalarıyla yeniden yargılandıkları davanın 11. duruşması 15 Ekim 2024 günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada, Erol Önderoğlu ve avukatı hazır bulundu.
Önderoğlu’nun avukatı Halil Kocabaş, eksik hususların tamamlanmasını talep etti.
Mahkeme, Ahmet Nesin'in savunmasının alınması için yurt dışına yazılan istinabe talimat cevabının dönüşünün beklenilmesine karar verdi. Dava 30 Ocak 2025 tarihine ertelendi.
Gazeteciler Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ve Erdoğan Alayumat hakim karşısına çıktı
Gazeteciler Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ve Erdoğan Alayumat hakkında “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 15 Ekim 2025 günü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24’ün takip ettiği duruşmada, Esra Solin Dal ve Erdoğan Alayumat ile avukatları hazır bulundu. Mehmet Aslan ise duruşmaya Ankara Adliyesinden SEGBİS ile bağlandı.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Mehmet Aslan, “Hakkımızda hazırlanan iddianamede yaptığımız haberler, mesleki faaliyetlerimiz suçlama konusu ediliyor. Dosyada benimle ilgili 41 haber suçlama konusu. Bu haberlerin çoğu belgelere dayalı yapılmış haberlerdir. Bir diğer kısmı da başkasına mikrofon uzatılarak yapılan haberlerdir. Hiç kimseden talimat almıyor, baskı görmüyoruz.istediğimiz konuyu istediğimiz şekilde ele alıyoruz. Haberlerde herhangi bir suç da yok. Tamamıyla gazetecilik faaliyeti çerçevesinde kalan çalışmalarımızdan yargılanıyoruz” dedi. Aslan beraatını talep etti.
Aslan’ın avukatı, müvekkilinin Ankara dışına çıkma yasağı şeklindeki adli kontrolün kaldırılmasını istedi.
Aslan’ın ardından savunmasını yapan Esra Solin Dal, “Gazetecilik faaliyetlerim nedeniyle yargılanıyorum. 65 haberim suçlama konusu yapıldı. Kadın cinayetlerine dair kadın örgütleriyle yapmış olduğum telefon görüşmeleri karşıma suç olarak çıkarılmış. SMA’lı bir çocuğun ailesiyle yaptığım telefon görüşmesi suç isnadı sayıldı” diyerek beraatını talep etti.
Dal’ın avukatı, müvekkilinin eylemlerinin basın özgürlüğü kapsamında kaldığını belirterek, unsurları oluşmayan suçtan beraat talep etti.
Erdoğan Alayumat da savunmasında, “Haberlerimizde Abdullah Öcalan hakkında yazdığımız için bu suçlama yöneltiliyor. Ama ben sadece Abdullah Öcalan ile ilgili haber yapmadım. Türkiye gündemini ilgilendiren pek çok konuda haber yazdım. Haberlerin hiçbiri suçlama konusu yapılamaz. Mesleğimiz asla kriminalize edilemez” diyerek üzerine atılı suçlamayı reddetti.
Alayumat’ın avukatı, müvekkilinin İstanbul’u terk etmeme şeklindeki adli kontrolü nedeniyle geçtiğimiz ay vefat eden babasının cenazesine gidemediğini söyledi ve adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını istedi.
Mahkeme, gazeteciler hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi. Erdoğan Alayumat ve Mehmet Aslan hakkında açık bir soruşturma bulunduğunu söyleyen mahkeme başkanı bu soruşturmanın sonucunun beklenmesine karar vererek davayı 11 Şubat 2025 tarihine erteledi.
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ve gazeteci Erdoğan Alayumat, İstanbul merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 23 Nisan 2024 tarihinde gözaltına alınmıştı. Üç gün boyunca gözaltında tutulan gazeteciler, savcılık ifadelerinin ardından tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmişti. “Örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan üç gazeteci 21 Mayıs 2024 tarihinde tahliye edilmişti.
Savcı, gazeteci Asuman Aranca’nın cezalandırılmasını istedi
Gazeteci Asuman Aranca hakkında, “Sinan Ateş cinayeti dosyasındaki bilirkişi raporuna T24 ulaştı: Ateş'in adresini Ülkü Ocakları Başkanı istemiş!” başlıklı haberi nedeniyle “soruşturmanın gizliliğini ihlal” (TCK 285) suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 15 Ekim 2024 günü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmaya, Asuman Aranca Ankara 52. Asliye Ceza Mahkemesinden SEGBİS ile bağlandı.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Aranca, “Haberimden sonra masumiyet karinesini ihlal eden hiçbir işlem yapılmamıştır. Haberin yapılmasındaki amaç maddi gerçeğin kamuoyuna yansıtılmasıydı. Herhangi birinin masumiyet karinesini ihlal etmedim. Dosyanın tarafı olmadığı için rapora doğrudan ulaşmam mümkün değil, dosya bana postayla geldi. Dosyada kısıtlama kararı olduğundan haberim yoktu, hakkımda soruşturma açılınca öğrendim” dedi.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, “haberin yapılış tarzı ile kamu yararı bulunmamamasına rağmen bilirkişi raporunun içeriğinin açıklanması nedeniyle basın özgürlüğü ve haber verme sınırlarının aşıldığını” iddia ederek, Aranca’nın üzerine atılı “gizliliğin ihlali” suçundan cezalandırılmasını istedi.
Aranca, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapmak için süre talep etti. Talebi kabul eden mahkeme, davayı 11 Mart 2025 tarihine erteledi.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın TCK 301 suçlamasıyla yargılandığı dava Ocak ayına ertelendi
Türk Tabipleri Birliği (TTB) önceki dönem Merkez Konseyi Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve devletin yargı organlarını aşağılamak” (TCK 301) suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 14 Ekim 2024 günü İstanbul 31 Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmaya Fincancı ve avukatı katılmadı. davayı takip ediyor. Duruşmayı TİHV, Uluslararası Af Örgütü ve Alman Konsolosluğu temsilcileri takip etti.
Mahkeme Fincancı hakkında zorla getirme kararı çıkararak davayı 27 Ocak 2025 tarihine erteledi.
Fincancı hakkındaki iddianame, kimlik bilgileri gizlenmiş bir şahıs tarafından CİMER üzerinden gönderilen ihbar üzerine düzenlendi. İddianamede, 6 Temmuz 2021 tarihinde YouTube’da yayınlanan bir programa konuk olan Fincancı’nın, işkence üzerine kullandığı ifadeler suçlamaya delil olarak gösterildi.
Gazeteci Ziya Çiçekçi’nin yargılandığı dava ertelendi
Gazeteci Ziya Çiçekçi’nin, “örgüt propagandası” (TMK 7/2), “suçu ve suçluyu övmek” (TCK 215), “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” (TCK 218) suçlamalarıyla yargılandığı davanın 17. duruşması 14 Ekim 2024 günü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmaya Çiçekçi’nin avukatı mazeret bildirerek katılmadı. Dava dosya üzerinden görülerek 17 Mart 2025 tarihine ertelendi.
Çiçekçi imtiyaz sahibi ve sorumu yazı işleri müdürü olduğu Özgür Gündem gazetesinin, 11 Aralık 2011 tarihli 252. Sayısında yer alan “Utanmaları bile yok”, “HPG’li Mirza’yı binler uğurladı” ve “Öcalan’a tecrid kaosa götürür” başlıklı haberler nedeniyle yargılanıyor.
En az 26 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde
18 Ekim 2024 itibarıyla, Türkiye’de en az 26 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.