Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü – 538

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü – 538

248 gün sonra tahliye edilen Ayşe Barım hakkında 24 saat sonra yeniden tutuklama kararı;Fatih Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi; NTV, ABD temsilcisi Hüseyin Günay'ın işine son verdi; Ergün Poyraz tutuklandı

 

Menajer Ayşe Barım 248 gün sonra tahliye edildi, 24 saat sonra yeniden tutuklama kararı verildi

Menajer Ayşe Barım’ın, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım” (TCK 312) suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşması 1 Ekim 2025 günü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

P24’ün takip ettiği duruşmada Barım ve avukatları hazır bulundu.

 

Tutukluluğa ilişkin beyanda bulunan Barım, ciddi sağlık sorunları olduğunu belirterek tahliyesini talep etti. 

 

Savcı, Barım’ın üzerine atılı suçun katalog suçlardan olması ve mevcut delil durumunu gerekçe göstererek tutukluluk halinin devamını istedi.

 

Mahkeme sağlık sorunlarını gerekçe göstererek, konutu terk etmeme ve yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirleriyle Barım’ın tahliyesine karar verdi. Dava 11 Şubat 2026 tarihine ertelendi.

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım’ın tahliye kararına itiraz etti. İtirazı değerlendiren İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tahliye kararında direndi. Bunun üzerine savcılığın itiraz talebi 2 Ekim günü bir üst mahkeme olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Savcılığın itirazını aynı gün kabul eden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi Barım’ın yeniden tutuklanmasına karar verdi.

 

Haberin ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz. 

 

Fatih Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi

Gazeteci Fatih Altaylı’nın, “Cumhurbaşkanı’nı tehdit” (TCK 310) suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması 3 Ekim 2025 günü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısındaki duruşma salonlarında görüldü.

 

Altaylı ve taraf avukatları duruşmada hazır bulundu. 

 

Altaylı savunmasında Cumhurbaşkanını tehdit ettiği iddiasıyla yargılanmanın kendisini şaşırttığını ve üzdüğünü söyledi. Üzerine atılı suçlamayı reddeden Altaylı, “Bugünün aydınlığının değerini göstermek için dünün karanlığını anlatmak tehdit olabilir mi? Eğer bugün beraat talebimi yerinde görürseniz, çocuklar ve gençler için onların geleceği için uğraşmaya devam edeceğim” dedi. 

 

Savcı, Altaylı'nın tutukluluk hâlinin devamını istedi. Mahkeme, kaçma şüphesi ve tutukluluk hâlinin "ölçülü" olması gerekçeleriyle Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dava 26 Kasım'a ertelendi. 

 

NTV, ABD temsilcisi Hüseyin Günay'ın işine son verdi

NTV'nin Washington D.C. temsilcisi Hüseyin Günay, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Oval Ofis'te görüştüğü sırada Beyaz Saray bahçesinde kullandığı ifadeler nedeniyle işten çıkarıldı.

 

Netanyahu-Trump görüşmesi sırasında Beyaz Saray bahçesinde bir meslektaşı ile özel bir sohbet gerçekleştiren Günay'ın konuşması, o sırada canlı yayındaki Associated Press (AP) kamerasına takılmıştı. 

 

Günay, işten çıkarılmasına neden olan konuşmada, Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplantısının Türkiye açısından iyi geçmediğini söylüyor ve Türkiye'ye F-35 savaş uçağı satışı için Rusya'dan doğalgaz alımının durdurulmasının şart koşulduğunu anlatmıştı. Günay konuşmanın devamında sözü, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yerli üretim KAAN savaş uçağı için gereken motorların ABD'den ithal edileceği ve Kongre onayının beklendiği açıklamasına getirmiş ve "Hakan Fidan'a oynuyorlar... Uçak motorlarını ağzından kaçırdı ya, kimse bilmiyordu... İçeride Bilal (Erdoğan), Hakan Fidan, damat kavgası var" ifadelerini kullanmıştı.

TMSF satışa çıkarmıştı: Flash Haber TV’de 150 kişi işsiz kaldı

 

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) satışa çıkardığı Flash Haber TV’de tüm çalışanların işine son verildi.

 

TMSF tarafından atanan yönetici Hakan Hastaoğlu, 26 Eylül günü kanal binasında çalışanları topladı. Hastaoğlu, burada yaptığı açıklamada, “Para kalmadı, bu nedenle herkesin iş akdi şu an itibarıyla son bulmuştur” ifadelerini kullandı.

 

Yaklaşık 150 çalışan bu kararla birlikte işten çıkarıldı.

 

Alınan kararın ardından Flash Haber TV’de yalnızca ana kumanda bölümünde görevli 3-4 kişilik bir ekibin kaldığı öğrenildi. Bu ekibin de kanalda banttan yayınların devamını sağlamakla yükümlü olacağı belirtildi.

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Flash TV'nin sahibi iş insanı Erkan Kork ve 58 kişi hakkında yasa dışı bahis örgütü liderliği iddiasıyla gözaltı kararı vermişti. Kork'un sahibi olduğu ve aralarında Flash TV, Bank Pozitif ve Payfix'in bulunduğu şirketlere de el konulma kararı çıkmış, şirketler TMSF’ye geçmişti.

 

Yazar Ergün Poyraz tutuklandı

Yazar Ergün Poyraz, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun evinin fotoğraflarını sosyal medyada paylaştığı gerekçesiyle tutuklandı.

 

Çerçioğlu’nun avukatları aracılığıyla yaptığı suç duyurusu üzerine, 2 Ekim 2025 günü sabah saatlerinde Poyraz'ın evine giden polisler, “kişisel verileri hukuka aykırı elde etmek ve yaymak” suçlamasıyla yazarı gözaltına aldı. Poyraz, sosyal medya hesabından "Şu an evimden beni gözaltına aldılar. Emniyete götürülüyorum. Ve beni ne için gözaltına aldıklarını da söylemiyorlar" yazılı paylaşımda bulundu.

 

Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Poyraz, çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanarak cezaevine gönderildi.

 

Gazeteci Aslıhan Gençay'ın Falyalı kasetleri haberine bir dava bir soruşturma

Gazeteci Aslıhan Gençay hakkında, 24 Nisan 2025 tarihinde P24’te yayımlanan ve erişim engeli kararıyla yayından kaldırılan “Falyalı’nın Kasetlerindeki İsimler” başlıklı haberi gerekçe gösterilerek, “hakaret” (TCK 125) suçlamasından dava; “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” (TCK 217/A) suçlamasından ise soruşturma açıldı.

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in suç duyurusu üzerine Gençay hakkında soruşturma başlatmıştı. Soruşturmayı tamamlayan savcılık, Gençay hakkında “sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret” suçlamasıyla iddianame düzenledi. İddianamede Milli Eğitim Bakanı Tekin müşteki olarak yer aldı. İddianame, Ankara 78. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşmasını 22 Ocak 2026’da görülecek. 

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da erişim engeli kararıyla yayından kaldırılan aynı haber nedeniyle Gençay hakkında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla bir soruşturma başlattı. 

 

Halk TV’de dört kameraman düşük ücret nedeniyle işten ayrıldı

Halk TV’de düşük ücretleri kabul etmeyen kameramanlar Murat Kibar, Gencer Keten, Yusuf Çakmak ve Özgür Keser işten ayrıldığını duyurdu.

 

İşten ayrıldıklarını yazılı bir açıklamayla duyuran kameramanlar, artan ekonomik zorluklara dikkat çekerek, haklarının karşılığını alamadıkları ve iyileştirilmeyen koşulları nedeniyle işten ayrılmak zorunda kaldıklarını söyledi. Açıklamada, "Patronun dayattığı sefalet ücretini kabul etmediği için işten ayrılmak zorunda kaldık" denildi.

 

Konuyla ilgili DİSK Basın-İş tarafından yapılan açıklamada, “Basın emekçileri alın terinin karşılığını istiyor. Ancak patronlar, meslektaşlarımızı güvencesizlik ve yoksullukla terbiye etmeye çalışıyor. Basın emekçileri köle değil. İnsanca yaşamak, insanca çalışmak hakkımız! Güvencesizliğe ve yoksulluğa karşı örgütlü mücadele etmek dışında çaremiz yok. Biz buradayız, yan yanayız!” ifadelerine yer verildi.

 

Gazeteci Evren Demirdaş saldırıya uğradı

Sözcü gazetesi Elâzığ Temsilcisi Evren Demirdaş, 1 Ekim 2025 günü Elâzığ Belediyesi Meclis Toplantısını takip ettikten sonra 3 kişinin saldırısına uğradı. Saldırıda Demirdaş'ın burnu kırıldı. Saldırının ardından başlatılan soruşturma kapsamında 3 saldırgan gözaltına alındı.

 

Saldırıya ilişkin açıklama yapan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC), Demirdaş'ın çeşitli tehditler aldıktan sonra saldırıya uğradığını belirtti. Açıklamada, saldırının yalnızca bir gazeteciye dönük olmadığı, ifade ve basın özgürlüğüne yönelmiş doğrudan bir tehdit olduğu vurgulandı: “Basın mensuplarına yönelik şiddet vakaları maalesef son yıllarda artarak devam etmektedir. Bu saldırıların cezasız kalması, yeni saldırıların önünü açmakta ve gazetecilerin güvenliğini tehdit etmektedir. Dolayısıyla yalnızca faillerin yakalanması değil, olayın en kapsamlı şekilde soruşturulması, arkasındaki zihniyetin de ortaya çıkarılması büyük önem taşımaktadır.” 

 

Gazeteci Murat Verim tahliye edildi

Gazeteci Murat Verim, infazını tamamlaması üzerine 2 Ekim 2025 tarihinde tutuklu bulunduğu Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinden tahliye oldu

 

29 Ekim 2016 tarihinde kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri ve Mart 2016’da kayyım atanana kadar Mardin’in Dargeçit ilçe Belediyesi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde çalışan Verim, Ocak 2023’te haber notları ve basın açıklamaları gerekçe gösterilerek tutuklanmıştı.

 

Midyat Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava kapsamında 16 ay cezaevinde tutulan Verim, 5 Nisan 2024’te tahliye edilmişti. Verim, hakkında verilen cezanın onanmasının ardından 15 Eylül 2024 tarihinde bir kez daha tutuklanmıştı. 

 

Gazeteci Furkan Karabay’a 9 gün tutuklu kaldığı davadan iki beraat, bir para cezası

Gazeteci Furkan Karabay’ın, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in soruşturma sürecine ilişkin yaptığı haber ve paylaşımları gerekçe gösterilerek "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" (TMK 6/1), "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" (TCK 125) ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" (TCK 217/A) suçlamalarıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 2 Ekim 2025 günü İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

Başka bir dosya kapsamında 15 Mayıs’ta tutuklanan Karabay, tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevinden jandarma eşliğinde duruşmaya getirildi. Karabay’ın avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. P24 tarafından takip edilen duruşmayı aralarında Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret’in de bulunduğu çok sayıda kişi izledi.

 

Savcı, 27 Mayıs tarihli ilk duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunmuş ve Karabay’ın üzerine atılı her üç suçlama yönünden de cezalandırılmasını istemişti.

 

Esasa karşı savunmasını yapan Furkan Karabay, “Bu duruşmaya gelme amacım hem hava değişimi hem de arkadaşlarımı görmekti. Vereceğiniz kararın bir hükmü yoktur” dedi.

Karabay’ın avukatları ise atılı suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat talep etti. 

 

Mahkeme, “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef göstermek”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” ve Şaban Yılmaz’a yönelik “kamu görevlisine hakaret” suçunun yasal unsurları oluşmadığından Karabay’ın beraatına karar verdi. Akın Gürlek’e “hakaret” yönünden ise Karabay’a 42 bin 500 TL adli para cezası veren mahkeme, hükmün açıklanmasını geriye bıraktı.

 

Haberin ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz. 

 

Ankara’da 11 gazetecinin istinaf dosyası ilk derece mahkemesine geri gönderildi

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Diren Yurtsever, Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli, Zemo Ağgöz ve Deniz Nazlım, JinNews muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer ile MA’nın eski stajyeri Mehmet Günhan’ın “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) suçlamasıyla yargılandıkları dosyada, istinaf incelemesini engelleyen eksiklikler bulunduğunu belirledi. Mahkeme, fezleke, gözaltı, yakalama ve ifade tutanaklarının dosyada yer almadığını tespit ederek, bu haliyle yargılamanın denetlenemeyeceğine hükmetti.

 

Mahkeme, 23 Eylül tarihli oybirliğiyle aldığı kararında, eksikliklerin tamamlanmasının ardından dosyanın yeniden istinaf incelemesine sunulabileceğini kaydetti.

 

Haberin ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz. 

 

Gazeteci Elif Akgül hâkim karşısına çıktı

Gazeteci Elif Akgül hakkında, “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 30 Eylül 2025 günü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

P24 tarafından takip edilen duruşmada Akgül ve avukatları hazır bulundu. Duruşmayı aralarında Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.

 

Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Akgül, herhangi bir terör örgütüne üye olmadığını belirterek üzerine atılı suçlamayı reddetti. Akgül hakkındaki yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını ve beraatını talep etti. 

 

Esas hakkındaki mütalaasını sunmak için dosyanın tarafına gönderilmesini isteyen savcı, “ölçülü olduğu” gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağının devamını talep etti.

 

Yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin devamına karar veren mahkeme, imajı alınmış dijital materyallerin iadesi talebini ise kabul etti. Dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine karar verildi. Dava 4 Aralık tarihine ertelendi.

 

Haberin ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz. 

 

Öldürülen meslektaşlarını anmak istedikleri için yargılanan 7 gazetecinin yurt dışı çıkış yasakları kaldırıldı

Gazeteciler Can Papila, Gülistan Dursun, Serpil Ünal, Hayri Tunç, Enes Sezgin, Osman Akın ve Pınar Gayıp hakkında, Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i anmak için yaptıkları basın açıklaması gerekçe gösterilerek, “örgüt propagandası” (TMK 7/2) ve “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” suçlamalarıyla açılan davanın dördüncü duruşması 2 Ekim 2025 günü İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

Yargılanan gazetecilerin katılmadığı duruşmada avukatları hazır bulundu. 

 

10 Temmuz tarihli duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaayı tekrar eden savcı, Papila, Dursun, Ünal, Tunç, Sezgin, Akın ve Gayıp’ın her iki suçlama yönünden de ayrı ayrı cezalandırılmalarını istedi.

 

Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapan sanık avukatları, 21 Aralık 2024’te Şişhane’deki basın açıklaması sırasında gazetecilerin ablukaya alınarak saatlerce bekletildiğini, slogan atmadıklarını propaganda suçunun unsurunun oluşmadığını söyledi.

 

Avukatlar ayrıca gazeteci ve siyasetçilere eylem yasağı kararının tebliğ edilmediğini, basın açıklaması yapılmadan polis ablukasına alındıklarını dolayısıyla müvekkillerinin 2911 sayılı kanuna muhalefet etmediklerini beyan etti.

 

Avukatlar, gazeteci Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkında örgüt üyeliğinden kesinleşmiş mahkûmiyet kararının olmadığını, iki gazetecinin masumiyet karinesinin ihlal edildiğini belirterek öldürülen gazetecilerin fotoğraflarını taşımanın “örgüt propagandası” suçunu oluşturmadığını söyledi.

 

Mahkeme, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmayan avukatların bir sonraki celse hazır bulunmasına ve tüm sanıklar hakkındaki yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasına karar verdi. Dava 4 Kasım 2025 tarihine ertelendi.

 

En az 28 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde 

Gazeteci Murat Verim’in tahliye edilmesinin ardından, 3 Ekim 2025 günü itibarıyla Türkiye’de en az 28 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.

 

Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.

Yukarı