Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü - 194

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü - 194

Atilla Taş tahliye edildi; Fatih Polat “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hâkim karşısına çıktı; Bülent Şık’ın yazı dizisi nedeniyle yargılandığı dava başladı; istinaf mahkemesi İdris Yılmaz’ın beraatine hükmetti 

Eski şarkıcı ve kapatılan Meydan gazetesinin köşe yazarı Atilla Taş, 8 Şubat günü cezaevinden tahliye edildi.

Taş, kamuoyunda “FETÖ’nin medya yapılanması davası” olarak bilinen davada “örgütün hiyerarşik yapısına dâhil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezanın istinaf mahkemesince onanması sonucunda ise Kasım ayında cezaevine gönderilmişti.

Taş, avukatlarınca yapılan denetimli serbestlik başvurusunun kabul edilmesi sonucunda tahliye edildi.

Taş’ın tahliyesinin ardından cezaevinde bulunan gazeteci ve medya çalışanı sayısı en az 160 oldu.

Fatih Polat “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hâkim karşısında

Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’ın bir köşe yazısında “cumhurbaşkanına hakaret edildiği” iddiasıyla açılan davanın görülmesine 7 Şubat günü başlandı.

Polat’ın 28 Mayıs 2017 tarihli “Erdoğan ailesiyle ilgili bu iddialara muhatapları ne diyor?” başlıklı köşe yazısı nedeniyle suçlandığı davada bir yıldan dört yıla kadar hapsi isteniyor.

Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Polat ve avukatları ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı hazır bulundu. 

P24 tarafından izlenen duruşmada Polat ve avukatları savunma yaptı.

Polat mahkemeye sunduğu yazılı savunmasında, “Gazetecilik soru sormakla başlıyor. Soru sormayı bıraktığınız zaman gazeteciliği de bırakmış oluyorsunuz. Soru sormaya devam edeceğim” dedi.

Polat’ın avukatlarından Devrim Avcı Özkurt, suçlama konusu haberin Avrupa’da 7-8 ülkede yayınlandığını, hâlâ da internet sitelerinde yayında olduğunu, ancak Türkiye’de yayınlandığında Polat hakkında bu davanın açıldığının altını çizdi.

Özkurt, Erdoğan'ı eleştiren tüm yayınlara dava açılmasının Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırı olduğunu ifade etti.

Polat’ın avukatlarından Gülşah Kaya da haberin asıl kaynağı olan sitenin hâlâ erişime açık olduğunu ve haberin Türkçe olduğunu kaydetti.

Erdoğan’ın avukatı ise söz konusu yazıda Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı olduğunu iddia ederek Polat’ın cezalandırılmasını talep etti.

Duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme, davayı 14 Mayıs 2019 tarihine erteledi.

Bülent Şık’ın yazı dizisi nedeniyle yargılandığı dava başladı

Akademisyen ve Bianet yazarı Bülent Şık hakkında Cumhuriyet gazetesinde geçtiğimiz Nisan ayında yayınlanan, toplum sağlığı ile ilgili dört günlük yazı dizisi nedeniyle açılan davanın görülmesine 7 Şubat günü başlandı.

Davada Şık, “Yasaklanan gizli bilgileri açıklama (TCK 258),” “yasaklanan gizli bilgileri temin etme (TCK 334)” ve “göreve ilişkin sırrı açıklama (TCK 336)” suçlamalarıyla 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

P24 tarafından izlenen duruşmada savunmasını yapan Şık, beraatini talep etti. Beraat talebini reddeden mahkeme davayı 30 Mayıs 2019 tarihine erteledi. 

Duruşma ile ilgili ayrıntılı habere bu bağlantıdan erişilebilir.

İstinaf mahkemesi İdris Yılmaz’ın beraatine karar verdi

Van'ın Erciş ilçesinde korucuların bir çocuğa şiddet uyguladığına dair görüntüleri haberleştiriği için hakkında “basın yoluyla iftira” suçlamasıyla açılan davada tutuklu gazeteci İdris Yılmaz’a Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 1 yıl 3 ay hapis cezası istinaf mahkemesince bozuldu.

Cezaya yapılan itirazı değerlendiren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi, suçlama konusu haberde iftira suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı, haberin basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinin anlaşıldığına karar verdi.

Yılmaz hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkûmiyet kararı verildiğini belirten mahkeme, Yılmaz'ın istinaf istemini yerinde gördüğünü belirtti. Mahkeme yeniden duruşma yapılmaksızın, sanık hakkında iftira suçundan verilen mahkumiyet kararını kaldırarak yerine sanığın üzerine atılı eylemin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle CMK’nın 223/1-a maddesi gereğince beraatine oy birliği ile karar verdi.

Yaptığı haberlerden dolayı “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davada Ocak ayında 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen Yılmaz, 22 Ocak 2018 tarihinden bu yana Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunuyor.

Barış Yarkadaş’a 10 ay hapis cezası

Gazeteci ve CHP eski milletvekili Barış Yarkadaş, eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın şikâyeti üzerine açılan davada “özel hayatın gizliliğini ihlâl’ suçlamasıyla 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Yarkadaş Gerçek Gündem isimli haber sitesinde 27 Mayıs 2014 tarihinde yayımlanan bir haber nedeniyle yargılanıyordu.

İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 7 Şubat günü görülen karar duruşmasında Yarkadaş ve avukatı ile şikayetçi Erdoğan Bayraktar’ın avukatı hazır bulundu.

Duruşmada savunmasını yapan Yarkadaş, iddianameye konu haberin o dönem sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Gerçek Gündem isimli siteden önce Cumhuriyet gazetesinde yayımlandığını belirterek, “Sitedeki haberde, haberin kaynağı belirtilmiştir. O dönem sitenin görevlisi olan arkadaş kamu yararı olduğunu düşünerek haberi yayınlamıştır. Kendisi bu davadan yargılanmıştır. Bu haberden dolayı yargılanan arkadaşımızın sorumluluğu bulunduğu için benim bir sorumluluğum yoktur. Ayrıca haber siteleri Basın Kanunu’na tabi değildir. Yapılan soruşturma ise Basın Kanunu’na tabi yürütülmektedir” dedi.

Yarkadaş’ın avukatı da Basın Kanunu hükümlerine göre müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını ifade etti.

Müşteki avukatı ise şikâyetlerinin sürdüğünü belirterek sanığın cezalandırılmasını istedi.

Duruşma sonunda kararını açıklayan hakim, “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan Yarkadaş’a 1 yıl hapis cezası verdi. Yarkadaş’ın cezası “iyi hâl” indirimi ile 10 aya düşürüldü ve ceza 5 yıl süre ile ertelendi.

Cumhuriyet muhabiri Alican Uludağ’a hapis cezası

Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ’ın 20 Mart 2017 tarihinde yayımlanan “Evetçi Savcı FETÖ toplantısında” başlıklı haberi gerekçesiyle “soruşturmanın gizliliğini ihlâl etmek” suçlamasıyla yargılandığı davada gazeteciye 10 ay hapis cezası verildi.

İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “suçun işleniş şekli, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen neticenin ağırlığı” gibi gerekçelerle Uludağ’a 1 yıl hapis cezası verdi. Cezayı 10 aya indiren yargıç, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

Tutuklu Azadiya Welat çalışanı bir yıl sonra ilk duruşmasına çıktı

Mardin’de 6 Şubat 2018 tarihinde kardeşi Sedat Kurşun’la birlikte gözaltına alındıktan 13 gün sonra tutuklanan, KHK ile kapatılan Azadiya Welat gazetesi çalışanı Çetin Kurşun hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 7 Şubat günü görüldü.

Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu Çetin Kurşun ile tutuksuz yargılanan kardeşi ve avukatları hazır bulundu.

Ciwannews.news adlı internet sitesiyle bağlantısı bulunduğu iddia edilen Çetin Kurşun savunmasında hakkındaki iddiaları reddederek tahliyesini talep etti.

Avukat savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Çetin Kurşun’un tutukluluğunun devamına karar vererek davayı 30 Nisan tarihine erteledi.

“KCK İstanbul ana davası” Mayıs ayına ertelendi

Aralarında yayıncı ve aktivist Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu 205 Kürt siyasetçinin yargılandığı “KCK İstanbul Ana Davası” duruşması 7 Şubat günü İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmada bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme, savunmalarının alınması için bazı sanıklar hakkında çıkarılan yakalama kararının ve Zarakolu hakkında çıkarılan kırmızı bültenin devamına karar verdi. Dava 28 Mayıs’a ertelendi.

Gazeteci Abdullah Kaya’nın davası Mayıs ayına ertelendi

KHK ile kapatılan DİHA’nın eski muhabiri Abdullah Kaya’nın “terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek, isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın altıncı duruşması 7 Şubat günü görüldü.

Rize L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kaya, Ağrı Dağı’nda 2014 yılında düzenlenen bir festivalde çektiği görüntüler gerekçesiyle yargılanıyor.

Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile bağlanan Kaya, savunmasında, haberci olarak takip ettiği etkinliğin valilik izniyle gerçekleştirildiğini ifade etti. Hakkındaki suçlamayı reddeden Kaya, beraatini talep etti.

Duruşma sonunda mahkeme davayı 13 Mayıs’a erteledi.

MİT TIR’ları davasında Can Dündar’ın dosyası ayrıldı 

Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun, MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin haberin gazetede yayımlanması gerekçesiyle “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan yargılanmasına 6 Şubat günü devam edildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde kapalı yapılan dokuzuncu duruşmada tutuksuz yargılanan Erdem Gül ve avukatı ile Berberoğlu ve Dündar’ın avukatları hazır bulundu.

Berberoğlu’nun milletvekili olması nedeniyle davanın durdurulması talepli 30 Ocak tarihli dilekçe tutanağa geçirildi. Taleple ilgili görüşü sorulan savcı, talebin reddine karar verilmesini istedi. Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, talebin reddine hükmetti.

Berberoğlu’nun avukatı Yiğit Acar, daha önce belirttikleri tanıkların dinlenilmesini isterken talebin reddi durumunda savunma için süre istedi. Dündar ve Gül’ün avukatları da savunma için süre talep etti.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Dündar’ın dosyasının bu davadan ayrılarak yeni bir esasa kaydedilmesine karar verdi.

Berberoğlu’nun tanık dinletme talebini, hukuki bir menfaat elde edilemeyeceği gerekçesiyle reddeden ve sanık avukatlarına savunmalarını hazırlamaları için süre veren heyet, davayı 15 Mayıs’a erteledi.

Dündar’ın, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini casusluk amacıyla açıklamak” suçundan yeniden yargılandığı davanın üçüncü duruşması da yine 6 Şubat günü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Kapalı olarak gerçekleşen duruşmada Dündar’ın avukatları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT Müsteşarlığı’nın avukatları hazır bulundu. Mahkeme, Dündar’ın, Almanya yetkili adlî makamlarına yapılan iade talebinin sonucunun beklenmesi ve eksik hususların tamamlanması için duruşmayı 15 Mayıs tarihine erteledi.

Mahkeme, Dündar’ın dosyasının, aynı mahkemede yargılandığı başka bir davayla aralarındaki hukukî ve fiilî irtibat nedeniyle birleştirilmesine hükmetti. Dündar’ın ayrıca aynı gün ikinci celsesi görülen ve YouTube’da yayımlanan bir videosunun şikâyet edilmesiyle açılan dava dosyası da bu dava dosyası ile birleştirildi.

Barış bildirisini imzalayan altı akademisyene daha hapis cezası

Barış İçin Akademisyenler’in 2016 yılındaki “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini  imzaladıkları için “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları bu hafta da devam etti.

7 Şubat günü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görülen akademisyen Alper Akyüz, TCK’nın 314/2, TMK’nın 5/1 ve TCK’nın 220/7 maddeleri kapsamında düzenlenen “örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme cezada indirim yapmadı. Verilen ceza 2 yılın üzerinde olduğu için hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanmadı. Ertelenmeyen cezayla ilgili son hükmü istinaf mahkemesi verecek.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşması görülen Huri Özdoğan hakkında ise “terör örgütü propagandası yapmak suçu sabit görülerek” 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Kararda hükmün açıklanması geri bırakıldı.

6 Şubat günü İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü duruşması görülen Sinem Aydınlı hakkında kararını açıklayan mahkeme, “terör örgütü propagandası yapmak” suçunu sabit görerek 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti. Kararda hükmün açıklanması geri bırakıldı.

5 Şubat günü ise İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, dördüncü duruşmaları görülen akademisyenler İnci Özkan Kerestecioğlu, Biriz Berksoy, ve Canay Şahin için kararlarını açıkladı. Her üç akademisyeni de “propaganda” suçlamasıyla 15’er ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

Taraf eski yöneticileri ve Baransu’nun yargılandığı dava Mart’a ertelendi

Kapatılan Taraf gazetesinin eski yöneticileri ile muhabiri Mehmet Baransu’nun “Egemen harekât plânı” adlı belgenin gazetede yayımlandığı iddiası ile yargılandıkları davanın görülmesine 4 Şubat günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

P24 tarafından izlenen duruşmaya Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan davanın tek tutuklu sanığı Mehmet Baransu sağlık sorunları nedeniyle katılmazken, duruşmalardan vareste tutulan sanıklar Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu ve Yıldıray Oğur’un avukatı Gülçin Avşar mahkemede hazır bulundu.

Davaya katılım talebinde bulunan müştekilerden Emekli Amiral Hasan Hoşgit ile Emekli Albaylar Cemal Temizöz ve Suat Aytın da duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada söz alan avukat Avşar, “Balyoz Planı” belgelerinin davaya konu olmadığını belirterek, müştekilerin bu gerekçeyle davaya katılım taleplerinin reddedilmesini istedi.

Avukat Çalıkuşu da iddianamede soruşturmanın konusunun Balyoz belgeleri olmadığının açıkça ifade edildiğini hatırlatarak, soruşturmanın, haber yapılmayan Egemen Harekât Planı’yla ilgili olduğunun altını çizdi. Çalıkuşu beyanında, Anayasa Mahkemesi’nin Mehmet Baransu ile ilgili kararında gazetecinin tutuklanma gerekçesinin Taraf gazetesinde yayımlanan haberler olmadığının belirtildiğine işaret etti.

Duruşma sonunda açıkladığı ara kararında mahkeme, Baransu’nun tutukluluğunun devamına hükmetti. Müştekilerin katılım taleplerinin savunmaların tamamlanmasının ardından karara bağlanacağını belirten mahkeme, Baransu’nun savunmasına devam etmesi beklenen bir sonraki duruşmanın 22 Mart ve 25 Mart tarihlerinde iki oturum şeklinde görülmesine karar verdi.

JinNews haber müdürü Alağaş hakkında yeni iddianame

JinNews Haber Müdürü Safiye Alağaş’ın sitede yayımlanan haberler gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 5 Şubat günü görüldü.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Alağaş avukatı Pirozhan Karali tarafından temsil edildi.

Duruşma sırasında heyet, JinNews’te yayımlanan haberlerde “örgüt propagandası yapıldığı” iddiasıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16 Ocak tarihinde hazırlandığını belirttiği iddianamenin mevcut dosyayla birleştirildiğini açıkladı. Birleştirme talepli iddianamenin, Alağaş’a tebliğ edildiği kaydedildi.

Alağaş’ın avukatı Pirozhan Karali ise, dosyaların birleştirilmesi nedeniyle müvekkilinin savunmasının yeniden alınmasını istedi. Karali’nin taleplerini kabul eden mahkeme, davayı 23 Mayıs’a erteledi.

Sertaç Kayar “propaganda” davasında beraat etti 

Gazeteci Sertaç Kayar’ın sosyal medya paylaşımları nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 5 Şubat günü görüldü.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Kayar hakkındaki suçlamadan beraat etti. Kararı Twitter hesabından duyuran Kayar, “Savcı mütalaa vererek ‘propaganda’ suçundan ceza istedi. Mahkeme heyeti ‘suçun sabit olmadığına’ hükmederek beraat kararı verdi” diye yazdı.

Çorlu’da bir kişi sosyal medya paylaşımları yüzünden tutuklandı

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde A.Y. isimli bir kişi, sosyal medya üzerinden “PKK’nın propagandasını yapmak” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla tutuklandı. Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro Amirliği ekipleri, A.Y.’yi evine düzenlenen baskınla yakalayarak gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerin ardından Çorlu Adliyesi’ne sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Cezaevindeki gazeteciler ve medya çalışanları listesi

8 Şubat 2019 tarihi itibariyle Türkiye’de en az 160 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor. 

Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan ulaşılabilir.

 
Yukarı