Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü - 212

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü - 212

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılanan gazeteci Canan Coşkun beraat etti, video aktivist Kazım Kızıl’a ceza verildi; gazeteci Harun Çümen’in tutukluluğuna devam kararı verildi

 

Hakkı Boltan’a “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dava açıldı

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) Sözcüsü Hakkı Boltan hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamalarıyla dava açtı.

2016’da Şırnak’ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde bir binanın bodrum katında mahsur kalan Azadiya Welat gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş hakkında yaptığı bir basın açıklamasına yönelik soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Boltan’ın Kürtçe yaptığı konuşmadaki sözleri suçlama konusu ediliyor. Boltan hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret”ten 1 yıldan 4 yıla kadar, “Kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret”ten ise 3 aydan 2 yıla kadar olmak üzere, toplam 6 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Boltan hakkında açılan davanın ilk duruşması 14 Kasım 2019 günü Diyarbakır 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Osman Akın için ilk duruşmada ceza talep edildi

Yeni Yaşam gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Osman Akın, hakkında gazetenin açlık grevlerine dair haberleri gerekçe gösterilerek açılan davanın 20 Haziran 2019 günü görülen ilk duruşmasında hâkim karşısına çıktı.

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mütalaasını veren savcı, Akın’ın “zincirleme örgüt propagandası yapmak” suçundan cezalandırılmasını talep etti.

P24’ün izlediği duruşma ile ilgili habere bu bağlantıdan erişilebilir.

Canan Coşkun, “Cumhurbaşkanına hakaret” davasında beraat etti

Gazeteci Canan Coşkun’un 2015 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir haber nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 20 Haziran 2019 günü İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Coşkun, hakkındaki suçlamadan beraat etti.

P24 tarafından izlenen duruşma ile ilgili habere bu bağlantıdan erişilebilir.

Hak savunucularının duruşmaları Ekim ayına ertelendi

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attıkları için yargılanan akademisyenlere destek olmak amacıyla kendilerini savcılığa ihbar eden 18 hak savunucusu arasında bulunan Arat Dink ve Bülent Deniz’e “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla açılan davaların görülmesine 20 Haziran 2019 tarihinde İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.

Mahkeme, Deniz ve Dink’in derhal beraat ve heyetin davadan çekilmesi taleplerini reddederek her iki davayı da Ekim ayına erteledi.

P24 tarafından izlenen duruşmalar ile ilgili habere bu bağlantıdan erişilebilir.

Ahmet Altan’a Demirel’in şikâyetiyle açılan dava ertelendi

Tutuklu roman yazarı ve gazeteci Ahmet Altan’ın 2010 yılında Taraf gazetesinde yayımlanan “Ölüm babanın emri” başlıklı yazısıyla ilgili Süleyman Demirel’in şikâyeti üzerine “düzeltme ve cevabın yayımlanmaması” suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması 19 Haziran 2019 günü Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

P24’ün takip ettiği duruşmaya Ahmet Altan, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlandı. Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu mahkemede hazır bulundu. Mahkeme, müdahil Süleyman Demirel’in tebligat yapılamayan mirasçıları olduğunu tespit etti. Altan ve avukatı şu aşamada bir beyanları olmadığını söyledi. Mahkeme, tebligat yapılamayan mirasçılara yeniden tebligat yapılarak davadan haberdar edilmelerine karar vererek duruşmayı 30 Ekim 2019 tarihine erteledi.

Taraf “MGK manşeti” davası Eylül ayına ertelendi

Kapatılan Taraf gazetesinin eski muhabiri Mehmet Baransu ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Şevki Çoban'ın, Kasım 2013’te yayımlanan “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’da alındı” başlıklı haber nedeniyle yargılandıkları davanın görülmesine 19 Haziran 2019 günü Kartal’daki Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Baransu ve Çoban, davada “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme,” “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri basın ve yayın yoluyla ifşa etme” ve “MİT’in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgiyi basın yoluyla ifşa etme” suçlamalarıyla 26 ila 52’şer yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

P24 tarafından izlenen 19. duruşmaya daha önce savunmasını yapan Çoban katılmazken, Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Baransu jandarma eşliğinde salona getirildi. Duruşmada, Baransu’nun avukatı Yahya Engin ve Çoban’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu ile MİT ve Milli Güvenlik Kurulu avukatı Serhat Karğın hazır bulundu.

Duruşma savcısı, dosyaya yeni atandığını belirterek hem görev yönünden hem de esas hakkında mütalaada değişiklik yapılmasına binaen dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesini istedi. MİT ve MGK’yı temsilen duruşmaya katılan avukat Karğın, davanın 2016 yılında açıklanan esas hakkında mütalaa doğrultusunda karara bağlanmasını talep etti.

Daha sonra söz alan Baransu, aynı suçlamayla daha önce de yargılanıp beraat ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istedi: “Ben bu davadan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde daha önce yargılanmış ve beraat etmiştim. Bitmiş bir davadan yargılanıyorum. Bu nedenle öncelikle davanın reddine karar verilmesini talep ediyorum.” Basın Kanunu’ndaki 4 aylık sürenin aşılmasından sonra açılan davaya ilişkin düşme kararı verilmesini talep eden Baransu, “Benzer dava Erdem Gül hakkında da açılmış ve yerel mahkeme mahkûmiyet vermişti. Ancak Yargıtay, zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilmeli diyerek mahkûmiyeti bozmuştu” dedi.

Ardından Çoban’ın avukatı Çalıkuşu söz alarak, iddianamenin 4 aylık zaman aşımı süresi dolduktan sonra hazırlandığını ve eser sahibinin belli olması sebebiyle müvekkilinin bir sorumluluğu olmadığını belirtti. Çalıkuşu, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmayı daha sonra sunacaklarını beyan etti.

Mahkeme, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar vererek duruşmayı 24 Eylül 2019 tarihine erteledi.

Harun Çümen, üçüncü duruşmada da tahliye edilmedi

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Zaman gazetesinin eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Harun Çümen’in “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklu olarak yargılandığı davanın üçüncü duruşması 19 Haziran 2019 günü görüldü.

İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen davada Çümen, üç diğer sanıkla birlikte yargılanıyor.

P24’ün izlediği duruşmada sanıklardan ikisi hazır bulunurken, Çümen 1 yılı aşkın süredir tutuklu bulunduğu Balıkesir Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanarak savunmasını yaptı.

Mahkeme başkanı, Çümen’e mahkemeye ulaşan dijital inceleme raporunda kendisine ait olduğu iddia edilen mesaj içeriklerinde kaçma planı yapıldığı yönündeki ifadelere ilişkin beyanını sordu.

Çümen, 7-8 kişi ile birlikte gözaltına alındığını, el konulan telefonların karışmış olabileceğini belirterek, “Söz konusu mesajlaşmaların bulunduğu telefon bana ait değildir. Suçlamaları kabul etmiyorum.” dedi.

Tahliye talebine ilişkin de beyanda bulunan Çümen, “Tam 473 gündür FETÖ üyeliğinden tutukluyum. Sadece gazetecilik yaptım. FETÖ terör örgütü mensubu olma özelliklerini taşımıyorum. Bank Asya hesabım Zaman gazetesinde çalışmamın sonucudur.” diye konuştu.

“Yargı reformu paketinde, ‘Tutuklama bir cezalandırma yöntemi değildir’ diyor. Gözaltına alınmadan evvel hakkımda herhangi bir soruşturma bulunmuyordu. Büyük bir mağduriyet yaşıyorum” diyen Çümen, tahliyesini talep etti.

Çümen’in avukatı Gökçen Yaşar da, dijital inceleme raporunun hatalı olduğunu, söz konusu telefonun ve mesajların müvekkiline ait olmadığını söyledi. Avukat Yaşar, “Örgütle iltisakı bulunmayan müvekkilin tahliyesini talep ediyoruz” dedi.

Duruşma savcısı ise Çümen’in tutukluluk hâlinin devamını talep etti. Savcının talebi doğrultusunda Çümen’in tutukluluk hâlinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 18 Temmuz’a erteledi.

Gözaltına alınan ETHA çalışanları serbest bırakıldı

Atılım gazetesinin “İstanbul Sokakta” adlı eki hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 15 Haziran 2019 günü Etkin Haber Ajansı’nın (ETHA) İstanbul’daki ofisine düzenlenen baskın sırasında gözaltına alınan beş ETHA editör ve muhabirinin de aralarında bulunduğu 14 kişi, adlî kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

ETHA çalışanları ile baskından bir gün sonra gözaltına alınan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 14 kişi, 19 Haziran günü İstanbul Adliyesi’nde savcılığa ifade verdi.

“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla gözaltına alınan 14 kişi, savcılık sorgularının ardından adlî kontrol tedbiriyle serbest bırakılmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edildi.

Hâkimlik, İsminaz Temel, Havva Cuştan, Serdal Işık, Deniz Bakır, Ozancan Sarı, Gülçin Aykul ve Mehmet Acettin’in yurtdışına çıkış yasağı ile serbest bırakılmalarına karar verdi. Şahin Tümüklü, Ezgi Bahçeci, İlknur Çetin, Özge Doğan, Zeynep Güler Gerçek, Yaren Tuncer ve Hüseyin İldan ise yurtdışı yasağı ile birlikte 15 günde bir karakolda imza atma şartıyla serbest bırakıldı.

Kazım Kızıl’a “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla ceza

Belgeselci ve video aktivist Kazım Kızıl’ın “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 11. duruşması 19 Haziran 2019 günü İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Kızıl ve avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşma sonunda hükmünü açıklayan mahkeme, Kızıl’ın, “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçundan beraatine, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan ise 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Cezayı ertelemeyen mahkeme, Kızıl’ın dava kapsamında cezaevinde geçirdiği süreyi göz önünde bulundurarak cezanın kalanının infaz edilmemesine hükmetti.

Özgür Gündem baskınında gözaltına alınan gazetecilerin davası ertelendi

Özgür Gündem gazetesine 2016 yılında düzenlenen polis baskını sırasında darp edilerek gözaltına alınan 22 gazetecinin “hakaret” ve “görevi engellemek için direnmek” suçlamalarıyla yargılandığı davanın görülmesine 19 Haziran 2019 günü devam edildi. 

İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesince görülen davanın dördüncü duruşmasına sanıklardan katılan olmazken, avukatlar mahkemede hazır bulundu. P24 duruşmayı takip etti.

Bir kısım sanıklar müdafii avukat Özcan Kılıç, baskın sırasında Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından el konulan materyallerin iadesini talep etti. Kılıç, “Baskın sırasında hem İMC TV yayındaydı, hem de Güvenlik Şube kayıt alıyordu. İMC TV görüntüleri emniyette. Karar vermeden önce o görüntüleri incelemenizi istiyoruz.” diye konuştu.

Duruşma sonunda ara kararlarını açıklayan mahkeme, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak el konulan telefonlarla ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığının sorulmasına ve el konulan malzemelerin nerede olduğuna dair mahkemeye ivedilikle bilgi verilmesinin istenmesine karar verdi. Sanıklar Amine Demirkıran, Günay Aksoy, Bayram Balcı ve Ersin Çaksu hakkında çıkarılan yakalama emirlerinin infazının beklenmesine karar veren mahkeme, davayı 5 Kasım 2019 tarihine erteledi.

Atakan Sönmez hakkında “zincirleme propaganda” suçundan ceza talebi

Cumhuriyet gazetesi internet eski Haber Müdürü Atakan Sönmez’in, Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonuna ilişkin haberler nedeniyle “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın görülmesine 18 Haziran 2019 günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

P24 tarafından izlenen üçüncü duruşmada gazeteci Sönmez ve avukatı Buket Yazıcı hazır bulundu.

Celse arasında esas hakkındaki mütalaasını sunan duruşma savcısı, Sönmez’in “zincirleme şekilde örgüt propagandası yapmak” suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Sönmez’in avukatı Yazıcı, mütalaanın ellerine duruşma günü geçtiğini belirterek esasa ilişkin beyanda bulunmak için süre talep etti. Süre talebini kabul eden mahkeme, davayı 19 Temmuz 2019 tarihine erteledi.

Gazeteci Ozan Kaplanoğlu, denetimli serbestlikle tahliye edildi 

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davada hapis cezasına çarptırılan Bursamuhalif.com internet sitesi editörü Ozan Kaplanoğlu, tutuklu bulunduğu cezaevinden 15 Haziran 2019 günü tahliye edildi.

Mayıs 2017’de tutuklanan Kaplanoğlu, 3 ay sonra tahliye edilmişti. Yargılandığı davada verilen 11 ay 20 günlük hapis cezasının 31 Mayıs’ta onanması neticesinde yeniden tutuklanan Kaplanoğlu, Bursa E Tipi Açık Cezaevine gönderilmişti. On altı gün cezaevinde kalan Kaplanoğlu, denetimli serbestlik tedbiri ile tahliye edildi.

Adil Demirci’nin yurtdışına çıkış yasağı kaldırıldı

Şubat ayında cezaevinden tahliye edilen Türkiye ve Almanya vatandaşı gazeteci Adil Demirci’nin yurtdışına çıkış yasağı kaldırıldı. Sosyal hizmetler uzmanı olan ve Etkin Haber Ajansı’na (ETHA) çeviri yapan Demirci, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla 10 ay tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşmasının sonunda İstanbul il dışına çıkış yasağı ile tahliye edilmişti.

Cezaevindeki gazeteciler ve medya çalışanları listesi 

21 Haziran 2019 tarihi itibarıyla Türkiye’de en az 142 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.

Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.

 
Yukarı