Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Onlarca ülkeden pek çok kişinin off-shore yatırımlarını konu alan Paradise Papers belgelerinin haberleştirilmesi Türkiye’de biri mahkûmiyetle sonuçlanan üç davaya sebep oldu CANSU PİŞKİN, İSTANBUL Tüm dünyadan siyasetçi ve iş insanlarının vergi cennetlerindeki off-shore yatırımlarını konu alan Paradise Papers (Cennet Belgeleri) haberleri 2016’da ilk yayımlandığında dünya kamuoyunda büyük ilgi uyandırmıştı. Aynı haberler, Türkiye’de ise iki gazeteci hakkında üç ayrı dava açılmasıyla sonuçlandı. Eski Başbakan Binali Yıldırım ve oğullarıyla Bakan Berat Albayrak ve kardeşi Serhat Albayrak’ın belgelerle ilgili haberlere dair şikayetleri nedeniyle Cumhuriyet gazetesi eski muhabir ve editörü Pelin Ünker ve Evrensel gazetesi eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çağrı Sarı hakkında “hakaret ve iftira” suçlamalarıyla davalar açıldı. Ancak aynı suçlamalarla açılan üç davada gazeteciler hakkında, birbirinden farklı üç karar verildi. Ünker, yargılandığı iki davadan birinden ceza alırken, diğer dosyası için mahkeme düşme kararı verdi. Sarı’nın davası ise beraatle sonuçlandı. Hapis ve para cezası Cumhuriyet gazetesinin finans editörü olarak çalıştığı Kasım 2017’de yaptığı Paradise Papers yazı dizisinin ardından dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ve oğullarının şikâyetiyle Ünker hakkında “hakaret ve iftira” suçundan dava açıldı. Ünker hakkında hazırlanan iddianamede şu ifadeler yer aldı: “Haber içeriğinin genel itibarıyla basın özgürlüğünün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay içtihatlarıyla somutlaştırılmış sınırları çerçevesinde vücut bulduğu, ancak şüphelinin 07 Kasım 2017 tarihinde Başbakan Binali Yıldırım'ı hedef alarak kendisi ve ailesi lehine hukuka aykırı eylemlerde bulunduğu izlenimi oluşturacak şekilde dile getirdiği ve herhangi bir somut veriye dayanmayan ‘Hükümetin başı vergiden kaçıyor’ şeklindeki ifadenin basın özgürlüğü sınırları kapsamında vücut bulduğunun kabul edilemeyeceği, eylemin tahkir kastı taşıdığı, bu suretle de atılı suçun işlendiğine dair kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte şüphe oluştuğu anlaşılmıştır.” İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda Ünker’e, “iftira” suçundan 1 yıl 1 ay 15 gün ay hapis, “hakaret” suçundan da 8 bin 660 TL para cezası verildi. 8 Ocak 2019 günü görülen karar duruşmasında hükmünü açıklayan mahkeme, Ünker’in “gözlemlenen herhangi bir pişmanlığı olmaması” ve “duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulduğunda yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmadığı” gerekçeleriyle cezayı ertelemedi. Karar hakkında daha sonra yorumda bulunan Ünker, davaya konu haberlerinde iftira ya da hakaret unsuru olmadığını, Yıldırım’ın da haberde geçen şirketlerin varlığını zaten kabul ettiğini belirtti. Ünker, “Hem kabul edip şirketlerin varlığını, ondan sonra dava açıp bir de ceza almak dünyada bir ilk oldu aslında. Burada aslında gazetecilik faaliyeti cezalandırılmış oldu" dedi. Ünker’in avukatlarının itiraz ettiği karar şu an, istinaf mahkemesinde. Avukatların itirazının reddedilmesi durumunda Ünker hakkındaki karar kesinleşecek.
Beraat
Evrensel gazetesinin eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çağrı Sarı hakkında da gazetede 8 Kasım 2017 tarihli “Paradise Papers kayıtlarından Albayrak ve ağabeyi de çıktı” ve 9 Kasım 2017 tarihli “Paradise Papers: Kendilerine cennet halka cehennem” başlıklı haberler nedeniyle dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak ve kardeşi Serhat Albayrak’ın şikâyetiyle yine “hakaret ve iftira” suçundan dava açıldı.
Sarı hakkında hazırlanan iddianamede, “Soruşturmaya konu haberdeki konuların somut verilere dayanmadığı, haber içeriğinde kullanılan ifadelerin içerikleri ve iki gün üst üste tekrarlanmak suretiyle bir algı oluşturmaya yönelik olduğu, özellikle haber içeriğinde yapılan işlemlerin vergi ödemekten kaçınmaya yönelik olduğu iddiasının da aynı algıyı oluşturmaya yönelik olduğu; haber içerikleri, kullanılan ifadeler, müştekilerin görev ve konumları birlikte değerlendirildiğinde eylemin iftira ve hakaret suçlarını oluşturduğu anlaşılmış olmaktadır.” denildi. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Albayrak kardeşlerin şikâyetiyle yargılanan Sarı, 19 Mart’taki karar duruşmasında beraat etti. Mahkeme, Sarı’nın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığına hükmetti. Düşürme kararı Ünker hakkında “Paradise Papers” konulu diğer bir dava ise Cumhuriyet’te yine Kasım 2017’de yayımlanan, “Off-Shore Kardeşler… Kayıtlardan damat bakan Albayrak ile kardeşi de çıktı”, “Enerji Bakanı Albayrak ve kardeşi de bir dönem Malta’yı tercih etmiş Off-Shore Kardeşler” başlıklı haberlerden sonra dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak ve kardeşi Serhat Albayrak’ın şikâyetiyle açıldı. Hazırlanan iddianamede, “Gazete ve internet sitesinde yayımlanan yazı dizisinde eser sahibi olan şüpheli tarafından ‘Off-Shore Kardeşler’ başlığı altında Paradise Papers kaynak gösterilerek Off-Shore kullanmanın meşru olmadığı, yolsuzluğun, kara para aklamanın önüne geçilmesi, vergi adaletinin sağlanması ve küresel eşitsizliğin engellenmesi için vergi yasalarının yeniden gözden geçirilmesi hususlarına değinilerek kurumlar vergisinin dolanılması suretiyle yurtdışında kurulan cazip vergi indirimi bulunan ülkelerdeki şirketler aracılığıyla vergi mevzuatının aşıldığı ve bu şekilde kamuoyunun yönlendirilerek müştekilere izafe edilebilecek eylemlerin kaleme alındığı, yapılan habere karşılık olarak müştekilerin şeffaf olarak kurulan ve yönetilen şirketlerin bulunduğu ülke mevzuatına uygun şekilde hareket ettiği, Off-Shore olarak adlandırılan yapılar dahilinde olmadığı belirtilmiştir. Sonuç olarak vergi ziyağı, vergi kaçakçılığı, kara para aklama gibi nitelendirilebilecek eylemlerin isnadının basın özgürlüğünü aştığı ve atılı suçun oluşmasına sebebiyet verecek yeterli şüpheyi oluşturduğu anlaşılmıştır” ifadeleri yer aldı. Davanın 21 Şubat’ta yine İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında söz alan Ünker, “Paradise Papers” belgelerinin 47 ülkeden politikacı ve iş insanlarını kapsadığını belirterek dünyada bu belgeleri haber yapan kişilere sadece iki politikacı tarafından dava açıldığını ve bu iki politikacının da Türkiye'de olduğunu belirtti. 28 Mart’taki karar duruşmasında ise Ünker’in avukatları Çağrı Sarı’nın beraat kararını hatırlattı ve aynı haber nedeniyle bir mahkemenin beraat kararı verirken başka bir mahkemenin mahkûmiyet kararı vermesinin hukuk ilkelerine aykırı olacağını söyledi. Duruşma sonunda kararını açıklayan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi, Basın Kanunu 26/1 maddesi uyarınca haberlerin tarihi ve iddianamenin kabulü arasında dört aylık zaman aşımı süresinin dolduğunun “maalesef” tespit edildiğini söyleyerek davanın düşürülmesine hükmetti.