Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Karşı gazetesi davasında Eren Erdem ve Turan Ababey’e 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi; Pelin Ünker ve Orhan Erinç, Binali Yıldırım tarafından açılan davada tazminata mahkûm edildi; TRT’nin 40 eski çalışanı hapis cezasına çarptırıldı
Kapatılan Karşı gazetesinin bir dönem genel yayın yönetmenliğini yapmış olan CHP eski milletvekili Eren Erdem ile gazetenin imtiyaz sahibi ve çalışanlarının yargılandığı davanın 1 Mart günü görülen duruşmasında mahkeme hükmünü açıkladı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Erdem’in “örgüte üye olmamakla beraber bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmasına ve tutukluluğunun devamına hükmetti. Erdem’in “soruşturmanın gizliliğini ifşa etmek” ve “gizli tanığın ifşası” suçlarından ise beraatine karar verildi.
Gazeteciler Kutlu Esendemir ve Mehmet Bozkurt’un “örgüte yardım” suçundan beraatine hükmeden mahkeme, gazetenin imtiyaz sahibi Turan Ababey’in ise aynı suçtan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmasına ve tutuklanmasına karar verdi.
P24 tarafından izlenen duruşma ile ilgili habere bu bağlantıdan erişilebilir.
Mahkemeden Erdoğan Alayumat ve Nuri Akman’a beraat ve suç duyurusu
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Medya Haber Ajansı (Dihaber) muhabirleri Erdoğan Alayumat ve Nuri Akman’ın “casusluk” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandıkları davada haklarındaki suçlamalardan beraatine karar verildi.
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1 Mart günü görülen duruşmada Alayumat ve Akman’ın avukatı Tugay Bek hazır bulundu.
Duruşmada, Alayumat’ın çektiği bir haber fotoğrafında MİT karargâhı olduğu iddia edilen bir yerleşkeye ait görüntünün gizli kalması gereken nitelikte bir belge olup olmadığına dair Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen yazı okundu. Yazıda, çekilen fotoğrafın gizli kalması gereken nitelikte bir belge olmadığı belirtildi.
Alayumat ve Akman hakkında mütalaasını veren savcı, Akman’ın üzerine atılı suçlamalardan beraatine, Alayumat’ın ise “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askerî casusluk amacıyla temin etme” suçlamasından beraatini, “örgüt üyesi olmak” suçlamasından ise cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, Alayumat ve Akman’ın her iki suçlamadan da beraatlerine karar verdi. Ancak heyet, Akman hakkında sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla, Alayumat hakkında ise “askerî yasak bölgenin izinsiz fotoğraflarını çekmek” iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Ünker ve Erinç’e “Paradise Papers” haberleri nedeniyle tazminat cezası
Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Paradise Papers” konulu iki haberde “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” gerekçesiyle eski Başbakan Binali Yıldırım ve iki oğlu tarafından gazetenin eski finans editörü Pelin Ünker ve eski imtiyaz sahibi Orhan Erinç hakkında açılan manevi tazminat davasında mahkeme hükmünü açıkladı.
Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın Eylül ayında görülen duruşmasında “aynı yayınla ilgili şikâyet üzerine açılmış başka davalar ve soruşturmaların olduğu anlaşıldığından, dosyanın davadan çekilmesine ve ceza davalarının sonuçlanmasının beklenilmesine” karar vermişti.
Ünker, “Paradise Papers” haberlerinden dolayı İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yargılandığı davada 8 Ocak günü “iftira” suçlamasıyla 13 buçuk ay hapis cezasına, “hakaret” suçlamasıyla ise 8 bin 660 TL para cezasına çarptırıldı.
Ceza davasında verilen kararın onanmasını beklemeden Ünker ve Erinç hakkındaki dosyayı yeniden işleme alan Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı 28 Şubat günü karara bağladı.
Mahkeme, “davalıların eyleminin hukuka aykırı olduğu” gerekçesiyle, davacılar Binali Yıldırım, Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım adına 10’ar bin TL olmak üzere toplamda 30 bin TL manevi tazminatın, 6 Kasım 2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmetti.
Özgür Gündem dayanışma davasında ceza talebi
Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan nöbetçi genel yayın yönetmenliği kampanyasına katıldıkları için Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı ve akademisyen Şebnem Korur-Fincancı ve gazeteci-yazar Ahmet Nesin hakkında açılan davada mütalaa açıklandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Şubat günü görülen duruşmada savcı, bir günlük genel yayın yönetmeni oldukları gazetede çıkan bazı haberleri dayanak göstererek, Önderoğlu, Fincancı ve Nesin’in TCK 214/1 uyarınca “suça alenen tahrik,” TCK 215/1 uyarınca “suçu ve suçluyu övme” ve TMK 7/2 uyarınca “örgüt propagandası” suçlarından cezalandırılmalarını talep etti.
P24 tarafından izlenen duruşma ile ilgili habere bu bağlantıdan ulaşılabilir.
Cumhuriyet davasında istinaf kararına itiraz edildi
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin Cumhuriyet davasında verilen cezalar için verdiği onama kararına Yargıtay’da itiraz edildi.
Cumhuriyet davası avukatlarınca kaleme alınan 208 sayfalık temyiz dilekçesi, istinaf mahkemesi aracılığıyla Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderildi.
“Mahkûmiyet kararlarının açıkça hukuka aykırı olması nedeniyle bozulması gerektiği” vurgulanan dilekçede Yargıtay’dan beş yılın altında hapis cezası alanların da temyiz hakkının olduğunun kabul edilmesi ve bu isimler yönünden infazın ertelenmesi talep edildi.
Ahmet Kanbal’ın “propaganda” suçlamasıyla yargılandığı dava ertelendi
Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal’ın Afrin operasyonu hakkındaki sosyal medya paylaşımları nedeniyle “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın görülmesine 26 Şubat günü İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
P24 tarafından izlenen duruşmaya Kanbal SEGBİS üzerinden bağlandı.
Kanbal ve avukatı Erdal Kuzu savunma için savcının mütalaasının UYAP’a yüklenmesini isteyerek savunma için ek süre talebinde bulundu. Talebi kabul eden mahkeme davayı 19 Mart’a erteledi.
Barış akademisyenleri davalarında 7 mahkûmiyet
Barış için Akademisyenler’in 2016 yılındaki “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirisini imzaladıkları için “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin davalarında bu hafta da mahkûmiyet kararları çıktı.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Şubat günü görülen duruşmalarda akademisyenler Besime Şen ve S.S.’nin TMK Madde 7/2’de düzenlenen “örgüt propagandası” suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmalarına hükmetti. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.
26 Şubat günü farklı mahkemelerde duruşmaları görülen akademisyenlerden Özlem Beyarslan, Evren Erlevent, Z.S. ve İpek Yürekli’ye de “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla 15’er ay hapis cezası verildi ve kararların tamamında hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Aynı gün İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görülen Candan Badem’e de aynı suçlamayla 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verilerek hükmün açıklanması geri bırakıldı. Oy çokluğuyla verilen kararda muhalefet şerhi düşen bir üye hakim, görüşünde dosyada beraat kararı verilmesi gerektiğini ifade etti.
Rojhat Doğru ikinci duruşmada tahliye edildi
Gazeteci Rojhat Doğru hakkında “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” ve “kasten yaralama” suçlamalarıyla açılan davanın ikinci duruşması 26 Şubat günü görüldü.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, delillerin önemli ölçüde toplanmış olması, suç vasfının değişme ihtimali ve sanığın tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak tahliye edilmesine karar verdi. Mahkeme, Doğru için yurtdışına çıkış yasağı ve haftada bir imza atma şeklinde adlî kontrol uygulanmasına hükmetti.
TRT eski çalışanları davasında 40 kişiye hapis cezası, 1 beraat
TRT eski çalışanı 42 kişinin “Fethullahçı Terör Örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davada karar çıktı.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Şubat günü görülen duruşmada, yargılanan 42 sanıktan 39’unun “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay ile 8 yıl 9 ay arasında değişen sürelerde hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
Mahkeme ayrıca sanıklardan dördünün tutuklulukta geçirdikleri süre dikkate alınarak tahliye edilmelerine karar verdi.
Sanıklar Ahmet Özdemir, Ali Hancı, Ahmet Çat, Beşir Elmas, Abdullah Yeldan, Enes Bora, Evren Kara, Koray Demirci, Selçuk Çelik, Şaban Harman, Özkan Püsküllü, Hüseyin Arslan, Özgür Aksoy, Salih Üzer, Mehmet Kuş, Ali Suat Günek, Emrah Timuçin Yazıcı, Kubilay Süslü, Ertan Rıdha, Murat Karaca, Hamza Günerigök ve Ali Fuat Ayhan ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Sanıklar Cumali Çaygeç, Ayhan Baykara, İbrahim Öztürk, Sinan Güneş, Sezai Yavaş, Tuğrul Çakır, Serkan Canbaz, Yunus Ayhan, Şefik Cürebal, Hakan Karaca, Nurdan Ayşe Coşkun’a ayrı ayrı 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi.
Sanıklar Eşref Üzüm, Orhan Tokmak, Osman Taha Sirkeci ve Niyazi Özkan ayrı ayrı 7 yıl 6 ay cezaya çarptırılırken, Mehmet Akif Öztürk ve Eyüp Keser ise 8 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılan sanık Murat Kaban’a aynı suçtan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verildi ve hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Safiye Tokgöz’ün beraatine hükmedilirken, Sedat Turhan hakkındaki dosyanın ise ayrılmasına karar verildi.
Tutuklu sanıklar Cumali Çaygeç, Sezai Yavaş, Tuğrul Çakır ve Serkan Canbaz’ın adlî kontrol şartıyla tahliyelerine karar veren mahkeme, Orhan Tokmak, Osman Taha Sirkeci, Niyazi Özkan, Hamza Günerigök, Mehmet Akif Öztürk ve Eyüp Keser’in ise tutukluluklarının devamına karar verdi.
Zehra Doğan cezaevinden tahliye edildi
Gazeteci ve ressam Zehra Doğan, 24 Şubat günü cezaevinden tahliye edildi.
Doğan, hakkında “örgüt propagandası” suçlamasıyla açılan davada 2 Mart 2017 tarihinde verilen 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasının onanmasının ardından 12 Haziran 2017 tarihinde tutuklanarak Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilmişti.
Ekim 2018’de Mersin’deki Tarsus Cezaevi’ne nakledilen Doğan, cezasının tamamlanmasıyla birlikte 24 Şubat’ta Tarsus Cezaevi’nden tahliye edildi.
Cezaevindeki gazeteciler ve medya çalışanları listesi
Son tahliyelerin ardından 1 Mart 2019 itibarıyla Türkiye’de en az 150 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan ulaşılabilir.