Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Aydın Engin, 31 Ekim 2016 tarihinde evinde yapılan aramadan sonra gözaltına alındı.
Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerine yönelik olarak başlatılan bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan 76 yaşındaki Engin, evinden götürülürken neden gözaltına alındığını soran bir gazeteciye, “Cumhuriyet’te çalışıyorum, gözaltına alınmak için yetmez mi?” diye cevap verdi.
Gözaltına alındıktan altı gün sonra, 5 Kasım günü İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği’ne çıkarılan Engin, yaşı göz önünde bulundurularak adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Daha sonra hazırlanan iddianamede Engin hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” suçlamasıyla 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Hakkındaki suçlamalara kanıt olarak ise Engin’in çeşitli köşe yazıları gösterildi. Bu yazılarla “örtülü şekilde FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik eylemlere eleştirel bir tutum takındığı” ve 15 Temmuz “darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY ile mücadeleyi etkisiz kılmaya ve karalamaya çalıştığı” iddia edildi. Engin hakkında ayrıca ByLock kullanıcıları ya da terör soruşturmasına uğrayan kişilerle telefon kayıtlarının olması ve Fethullah Gülen grubuna yakınlığıyla bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından organize edilen Abant Platformu toplantılarına katılması da delil olarak gösterildi.
Engin savcılıktaki ifadesinde yazılarında darbe girişimini açıkça kınadığını, Abant toplantılarına da haber amaçlı olarak katıldığını belirtti.
Engin ve Cumhuriyet’in diğer yazar ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 18 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 24-28 Temmuz tarihleri arasında görüldü.
Duruşmanın dördüncü gününde konuşan Engin yaptığı kısa savunmada kendisinden önce savunma yapan Akın Atalay ve Bülent Utku’nun iddianameye gereken cevabı verdiklerini, kendisinin ekleyecek bir şeyi olmadığını söyledi. “İddianameye suç kanıtı gibi yerleştirilmiş ve yasal süre içinde basın savcılığınca herhangi bir soruşturmaya konu edilmemiş dokuz makalemle ilgili herhangi bir açıklama yapmayı da anlamsız buluyorum,” diyen Engin, savunmasını “Böyle bir iddianame ile benim ve arkadaşlarımın sanık iskemlesine oturtulmuş olmamız bana hukuk adına utanç, ülkem adına acı veriyor” diyerek bitirdi.
28 Temmuz'da ara kararını açıklayan mahkeme Cumhuriyet çalışanı yedi tutuklu sanığın tahliyesine karar verirken dördü gazeteci beş sanığın tutukluluğunun devamına hükmetti.
Engin’ın tutuksuz olarak yargılandığı davanın ikinci duruşması 11 Eylül’de Silivri cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görüldü. Tahliye kararı çıkmayan duruşmayla ilgili habere buradan ulaşılabilir.
Davada üçüncü duruşma ise 25 Eylül günü Çağlayan’da görüldü. Üç tanığın dinlendiği duruşmanın sonunda Cumhuriyet köşe yazarı Kadri Gürsel tahliye edildi.
Davanın 31 Ekim’de görülen dördüncü duruşmasında adlî bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi ByLock kullanımıyla ilgili ifade verdi. Duruşmada mahkemeye soruşturma savcısınca gönderilen yeni bir belge sanık avukatlarının itirazına rağmen sunulurken yine tahliye kararı çıkmadı.
Davanın 25 ve 26 Aralık’ta görülmesi planlanan duruşması ise tutuklu sanıklardan Ahmet Şık’ın savunmasının “siyasi” olduğu gerekçesiyle kesilip Şık’ın salon dışına çıkarılmasıyla beklenenden kısa bir sürede sona erdi. Duruşmanın ilk günü mahkeme başkanının Şık’ı “duruşma düzenini bozma” gerekçesiyle salon dışına çıkarttırmasının ardından Cumhuriyet avukatları reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti bunun üzerine duruşmada dinlenmesi beklenen iki tanığın dinlenmesinin mümkün olmayacağına karar verdi ve ara karara geçildi. Mahkeme ara kararında tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin ve diğer sanıklara uygulanan adlî kontrol tedbirlerinin devam etmesine hükmetti.
Engin'in tutuksuz olarak yargılandığı davanın 9 Mart 2018’de Silivri’de görülen altıncı duruşmasında mahkeme Ahmet Şık ve Murat Sabuncu’nun tahliye edilmelerine, Akın Atalay’ın ise tutukluluk hâlinin devamına hükmederek davayı 16 Mart tarihine erteledi.
Cumhuriyet davasının 16 Mart’ta Silivri’de görülen yedinci duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı, Aydın Engin dahil 13 Cumhuriyet gazetesi yazar ve çalışanı hakkında “örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep ederken, mahkeme, esas hakkında mütalaaya karşı savunmaların alınacağı bir sonraki duruşmanın 24-27 Nisan arasında dört gün boyunca Silivri’de görülmesine hükmetti.
Davanın 25 Nisan günü sona eren karar duruşmasında mahkeme 14 gazete çalışan ve yöneticisine 8 yıl 1 ay 15 güne varan hapis cezaları verdi.
Davayı gören İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi 77 yaşındaki köşe yazarı Aydın Engin'in "terör örgütüne yardım" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Mahkeme tüm sanıkların “görev nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçlamasından beraatlerine karar verirken, mahkûmiyet alan tüm tutuksuz sanıklara adlî kontrol uygulanmasına karar verdi.
Davada haklarında yakalama kararı bulunan Can Dündar ve İlhan Tanır’ın dosyalarının ise ayrılmasına karar verildi.
İstinaf başvurusu
İstinaf mahkemesi olarak görev yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 18 Şubat 2019 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını onadı.
Mahkeme, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında “usûle ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu” gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verdi.
Kararın tam metnine bu bağlantıdan ulaşılabilir.
Karar, beş yılın altında hapis cezasına çarptırılan Kadri Gürsel, Bülent Utku, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Emre İper’in cezalarının kesinleştiği anlamına geliyor.
Beş yılın üzerinde hapis cezalarına çarptırılan Aydın Engin, Ahmet Şık, Akın Atalay, Hikmet Çetinkaya, Murat Sabuncu ve Orhan Erinç yönünden ise kararın Yargıtay’da temyiz yolu açık bulunuyor.
Yargıtay kararı
Cumhuriyet davası kapsamında beş yıldan fazla hapis cezası alan Engin’in temyiz başvurusunu değerlendiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 Temmuz 2019 tarihinde hazırladığı tebliğnamede, Engin’e, “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan verilen hapis cezasının bozulmasını ve beraatine karar verilmesini talep etti.
12 Eylül 2019 tarihinde dosyayı karara bağlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Engin hakkında “örgüte yardım” suçunun oluşmadığını ve beraatinin gerektiğini belirterek Cumhuriyet davasında verilen kararlar için bozma isteyen Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamesi doğrultusunda hüküm kurdu.
Karar, gerekçesi yazıldıktan sonra yeniden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek.