Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Bülent Utku

Bülent Utku

Cumhuriyet gazetesinin avukatlarından olan Bülent Utku aynı zamanda Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinden. Utku, 31 Ekim 2016 tarihinde Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarına yönelik olarak "PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir oldukları" gerekçesiyle başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alındı.

Utku ve 31 Ekim’de gözaltına alınanlardan sekiz diğer kişi İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 5 Kasım 2016 tarihinde “terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak” suçlamasıyla tutuklandı.

Utku ve Cumhuriyet gazetesinin diğer yazar ve yöneticileri hakkında daha sonra hazırlanan iddianame İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede Utku’ya yöneltilen suçlamalar “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma.” Bu suçlamalar temelinde Utku hakkında 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası istendi.

Suçlamalara dayanak olarak gösterilen bulgular arasında iddianamedeki diğer sanıklar hakkında olduğu gibi HTS kayıtları bulunuyordu. İddianamede, Utku’nun 15 Temmuz darbe girişiminin ardında olmakla suçlanan ve “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü” olarak adlandırılan Fethullah Gülen grubunun gizli mesajlaşma programı olan ByLock kullanıcısı olduğu iddia edilen yedi kişiyle ve “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünden dolayı” hakkında soruşturma bulunan altı kişiyle iletişim kaydı bulunduğu iddia ediliyordu.

Savcılık, Cumhuriyet gazetesinin yayın çizgisinde “radikal bir değişiklik” olduğunu, ve Utku’nun bu değişikliği yapan diğer şüphelilerle ortak hareket ettiği ve yayın politikasından hukuken sorumlu olduğunu savunuyordu.

Utku hakkında vakıf yönetimiyle ilgili olarak da vakfı zarara uğratma suçlamasıyla 2 yıldan 14 yıla kadar hapis istendi.

Cumhuriyet gazeteci ve yöneticileri hakkında hazırlanan iddianamenin tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir. 

Utku ve iddianamede sanık olarak geçen 11’i tutuklu toplam 19 kişinin yargılanmasına 24 Temmuz günü İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmanın ikinci gününde savunma yapan Utku, "Gazetenin yayın politikasının değişip değişmemesi savcıları değil, okuyucuları ilgilendiren bir husustur," dedi. Utku, "güveni kötüye kullanma" suçlamasıyla ilgili yargılamaların asliye ceza mahkemelerince yapılması gerekirken ağır ceza mahkemesinin önüne getirildiğini de söyledi.

Utku'nun mahkemede yaptığı savunmayı buradan okuyabilirsiniz.

Duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme, aralarında Utku'nun da bulunduğu yedi tutuklu sanığın serbest bırakılmasına hükmetti.

Utku'nun tutuksuz olarak yargılandığı davanın ikinci duruşması 11 Eylül’de Silivri Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görüldü. Tahliye kararı çıkmayan duruşmayla ilgili habere buradan ulaşılabilir.

Davada üçüncü duruşma ise 25 Eylül günü Çağlayan’da görüldü. Üç tanığın dinlendiği duruşmanın sonunda Cumhuriyet köşe yazarı Kadri Gürsel tahliye edildi.

Davanın 31 Ekim’de görülen dördüncü duruşmasında adlî bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi ByLock kullanımıyla ilgili ifade verdi. Duruşmada mahkemeye soruşturma savcısınca gönderilen yeni bir belge sanık avukatlarının itirazına rağmen sunulurken yine tahliye kararı çıkmadı.

Davanın 25 ve 26 Aralık’ta görülmesi planlanan duruşması ise tutuklu sanıklardan Ahmet Şık’ın savunmasının “siyasi” olduğu gerekçesiyle kesilip Şık’ın salon dışına çıkarılmasıyla beklenenden kısa bir sürede sona erdi. Duruşmanın ilk günü mahkeme başkanının Şık’ı “duruşma düzenini bozma” gerekçesiyle salon dışına çıkarttırmasının ardından Cumhuriyet avukatları reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti bunun üzerine duruşmada dinlenmesi beklenen iki tanığın dinlenmesinin mümkün olmayacağına karar verdi ve ara karara geçildi. Mahkeme ara kararında tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin ve diğer sanıklara uygulanan adlî kontrol tedbirlerinin devam etmesine hükmederken, davayı 9 Mart 2018’e erteledi.

Davanın 9 Mart’ta Silivri'de görülen altıncı duruşmasında mahkeme tutuklu üç gazeteci sanıktan Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve muhabir Ahmet Şık’ın tahliyesine karar verirken, vakıf İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın tutukluluk hâlinin devamına hükmetti.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi ara kararında dava dosyasının esas hakkında mütalaa için savcıya gönderileceğini açıkladı ve bir sonraki duruşmanın 16 Mart’ta yine Silivri'de görülmesini kararlaştırdı.

Davanın 16 Mart’ta görülen yedinci duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı, aralarında Bülent Utku'nun da bulunduğu 13 Cumhuriyet gazetesi çalışanı hakkında “örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti.

Mahkeme, esas hakkında mütalaaya karşı savunmaların alınacağı bir sonraki duruşmanın 24-27 Nisan tarihleri arasında dört gün boyunca Silivri’de görülmesini kararlaştırdı.

Davanın 25 Nisan günü sona eren karar duruşmasında 14 gazete çalışan ve yöneticisine 8 yıl 1 ay 15 güne varan hapis cezaları verildi.

Davayı gören İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, gazetenin avukatlarından Bülent Utku'ya “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla 4 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Mahkeme tüm sanıkların “görev nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçlamasından beraatlerine karar verirken, mahkûmiyet alan tüm tutuksuz sanıklara adlî kontrol uygulanmasına karar verdi.

Davada ayrıca haklarında yakalama kararı bulunan Can Dündar ve İlhan Tanır’ın dosyalarının ayrılmasına karar verildi.

İstinaf mahkemesi kararı 

İstinaf mahkemesi olarak görev yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 18 Şubat 2019 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını onadı.

Mahkeme, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında “usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu” gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verdi.

Kararın tam metnine bu bağlantıdan ulaşılabilir.

Karar, beş yılın altında hapis cezasına çarptırılan Bülent Utku, Kadri Gürsel, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Emre İper’in cezalarının kesinleştiği anlamına geliyor.

Beş yılın üzerinde hapis cezalarına çarptırılan Ahmet Şık, Akın Atalay, Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya, Murat Sabuncu ve Orhan Erinç yönünden ise kararın Yargıtay’da temyiz yolu açık bulunuyor.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin (istinaf mahkemesi) kararı onamasının ardından, cezaları beş yılın altında olan eski Cumhuriyet çalışanlarından Güray Öz, Önder Çelik, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör ve Emre İper, cezalarının infazının tamamlanması için 25 Nisan 2019 günü yeniden cezaevine girdi.

Utku hakkında ise yakalama emri çıkarıldı.

Anayasa Mahkemesi başvurusu

Aralarında Bülent Utku'nun da bulunduğu altı eski Cumhuriyet gazetesi çalışanının (Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara, Güray Öz, Musa Kart) başvurusunu 2 Mayıs 2019 günü karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, başvurucuların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlâl edilmediğine hükmetti.

Genel Kurul kararında, "Suçlamaya konu yazı, haber ve sosyal medya mesajlarında kullanılan dil, yayımlandıkları tarihlerde toplumda algılanışı ve insanlar üzerindeki etkisi, yazıların bağlamıyla birlikte dikkate alındığında soruşturma makamlarının başvurucuların suç işlediğine dair kuvvetli belirti bulunduğu yönündeki değerlendirmesinin keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez" denildi.

Kararın tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir.

Yargıtay kararı 

Cezası beş yılın üzerinde olan eski Cumhuriyet çalışanlarının temyiz isteğini 12 Eylül 2019 günü karara bağlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bozma kararının aynı suçtan yargılanan ancak mahkûmiyet hükümleri istinaf mahkemesinde kesinleşen Bülent Utku, Önder Çelik, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Kadri Gürsel'e de sirayet ettirilmesine hükmetti. Daire, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “Hükmün bozulmasının temyiz isteminde bulunmamış diğer sanıklara da uygulanacağı”nı düzenleyen 306. maddesi gereğince mahkûmiyet hükmünün kesinleşip infaza başlanmış olması nedeniyle ileride bir hak kaybına sebebiyet vermemek açısından bu kişilerin cezalarının infazının durdurulmasına karar verdi. 

Önder Çelik, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara ve Mustafa Kemal Güngör’ün derhal salıverilmeleri için yazı gönderen Daire, hakkında yakalama kararı bulunan Bülent Utku'nun yakalama müzekkeresinin de kaldırılmasını kararlaştırıldı. Daire kararında Bülent Utku, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör ve Önder Çelik hakkında yurtdışına çıkış yasağı uygulanmasına hükmetti.

Karar, gerekçesi yazıldıktan sonra yeniden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek.

İlk derece mahkemesi Yargıtay kararına direndi

Cumhuriyet davası, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararının ardından İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 21 Kasım 2019 tarihinde yeniden görüldü.

Duruşma savcısı mütalaasında, Yargıtay’ın bozma ilamına direnme yönünde karar verilmesini ve sanıkların cezalandırılmasını istedi. Sanıklar ve sanık avukatları ise savcının mütalaasının hukuki dayanağı olmadığını belirterek Yargıtay kararına uyulmasını talep etti. Kadri Gürsel yönünden bozma ilamına uyarak beraat kararı veren mahkeme, diğer sanıklar yönünden Yargıtay kararına direndi.

Dosya, direnme kararının değerlendirilmesi için önce Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gidecek. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararında ısrar etmesi durumunda dosya nihai karar için Yargıtay Genel Kurulu’na gidecek.

Yukarı