Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Güray Öz

Güray Öz

Cumhuriyet gazetesinin okur temsilcisi ve köşe yazarı olan Güray Öz, ayrıca Cumhuriyet Vakfı’nın Yönetim Kurulu üyesidir.

Öz, 31 Ekim 2016 günü sabah saatlerinde Cumhuriyet yönetici ve yazarlarına yönelik bir operasyon kapsamında Ankara’daki evinde gözaltına alındı, daha sonra soruşturmanın merkezi olan İstanbul’a gönderildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, soruşturmanın Cumhuriyet Vakfı yöneticileri hakkında “PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir olduklarına, yönetim kurulu toplantısında alınana vakıf üyeliğine seçim kararının usulsüz olduğuna 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre öncesinde darbeyi meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçlarından” başlatıldığı bildirildi.

Aralarında Öz’ün de bulunduğu toplam dokuz Cumhuriyet yönetici ve çalışanı 5 Kasım 2016 tarihinde İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararıyla tutuklandı.

Daha sonra hazırlanan iddianamede, Öz hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçlamalarından 8.5 yıldan 22 yıla kadar hapis cezası istendi.

Savcılık terör suçlamalarına dayanak olarak Öz’ün ByLock kullanıcısı bir kişiyle ve hakkında “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünden dolayı soruşturma bulunan” bir kişiyle telefon iletişim kaydının bulunmasını ve Cumhuriyet okur temsilcisi olarak gazetenin okurlarından gelen “tepki ve rahatsızlıkları yönetime aktarma adına bir girişimde bulunmamasını” gösterdi. Savcılığa göre, Öz, “2013 yılından sonra yönetime gelen ve radikal bir yayın politikası değişikliği yapan diğer şüphelilerle ortak hareket etti.”

Öz hakkında ayrıca Vakıf’tan bir şirkete verilen borçla alakalı olarak da “görev nedeniyle güveni kötü kullanma” suçlamasıyla 1 yıl ile 7 yıl arasında hapis cezası istendi.

Cumhuriyet gazeteci ve yöneticileri hakkında hazırlanan iddianamenin tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir. 

Öz, diğer Cumhuriyet yönetici ve çalışanlarıyla birlikte 24-28 Temmuz’da ilk kez hâkim karşısına çıktı. Duruşmanın ikinci gününde savunma yapan Öz, "Savcıların bir yayın politikası değişikliğinden söz etmeleri, bu davanın konusunun yazı, haber, makale kısaca gazetecilik olduğunun somut kanıtıdır. Zaten konu gazetecilik olduğu için de savcılar delil diye yalnızca haberlerden, yazılardan, manşetlerden söz etmektedirler" diye konuştu. Öz, iddianamede iletişim kaydı bulunduğu söylenen bir kişinin Çankaya'da bir pideci olduğunu, arada bir pide ısmarladığı pidecinin, hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilmesinin mümkün olamayacağını söyledi.

Öz'ün savunmasının tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Beş gün süren duruşmanın sonunda ara kararını açıklayan mahkeme aralarında Öz'ün de bulunduğu yedi tutuklu sanığın tahliyesine karar verirken dördü gazeteci beş kişinin ise tutukluluğunun devamına hükmetti.

Öz’ün tutuksuz olarak yargılandığı davanın ikinci duruşması 11 Eylül’de Silivri cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görüldü. Tahliye kararı çıkmayan duruşmayla ilgili habere buradan ulaşılabilir.

Davada üçüncü duruşma ise 25 Eylül günü Çağlayan’da görüldü. Üç tanığın dinlendiği duruşmanın sonunda Cumhuriyet köşe yazarı Kadri Gürsel tahliye edildi.

Davanın 31 Ekim’de görülen dördüncü duruşmasında adlî bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi ByLock kullanımıyla ilgili ifade verdi. Duruşmada mahkemeye soruşturma savcısınca gönderilen yeni bir belge sanık avukatlarının itirazına rağmen sunulurken yine tahliye kararı çıkmadı.

Davanın 25 ve 26 Aralık’ta görülmesi planlanan duruşması ise tutuklu sanıklardan Ahmet Şık’ın savunmasının “siyasi” olduğu gerekçesiyle kesilip Şık’ın salon dışına çıkarılmasıyla beklenenden kısa bir sürede sona erdi. Duruşmanın ilk günü mahkeme başkanının Şık’ı “duruşma düzenini bozma” gerekçesiyle salon dışına çıkarttırmasının ardından Cumhuriyet avukatları reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti bunun üzerine duruşmada dinlenmesi beklenen iki tanığın dinlenmesinin mümkün olmayacağına karar verdi ve ara karara geçildi. Mahkeme ara kararında tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin ve diğer sanıklara uygulanan adlî kontrol tedbirlerinin devam etmesine hükmederken, davayı 9 Mart 2018’e erteledi.

Davanın 9 Mart’ta Silivri'de görülen altıncı duruşmasında mahkeme tutuklu üç gazeteci sanıktan Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve muhabir Ahmet Şık’ın tahliyesine karar verirken, Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın tutukluluk hâlinin devamına hükmetti.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi ara kararında dava dosyasının esas hakkında mütalaa için savcıya gönderileceğini açıkladı ve bir sonraki duruşmanın 16 Mart’ta yine Silivri'de görülmesini kararlaştırdı.

Davanın 16 Mart’ta görülen yedinci duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı, Güray Öz dahil 13 Cumhuriyet yazarı ve çalışanı hakkında “örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım suçundan” 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti.

Mahkeme, esas hakkında mütalaaya karşı savunmaların alınacağı bir sonraki duruşmanın 24-27 Nisan arasında dört gün boyunca Silivri’de görülmesine hükmetti.

Davanın 25 Nisan günü sona eren karar duruşmasında mahkeme 14 gazete çalışan ve yöneticisine 8 yıl 1 ay 15 güne varan hapis cezaları verdi.

Davayı gören İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, yazar ve okur temsilcisi Güray Öz'ü “terör örgütüne yardım” suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme tüm sanıkların “görev nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçlamasından beraatlerine karar verirken, mahkûmiyet alan tüm tutuksuz sanıklara adlî kontrol uygulanmasına karar verdi.

Davada haklarında yakalama kararı bulunan Can Dündar ve İlhan Tanır’ın dosyalarının ise ayrılmasına karar verildi.

İstinaf mahkemesi kararı

İstinaf mahkemesi olarak görev yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 18 Şubat 2019 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını onadı.

Mahkeme, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında “usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu” gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verdi.

Kararın tam metnine bu bağlantıdan ulaşılabilir.

Karar, beş yılın altında hapis cezasına çarptırılan Güray Öz, Kadri Gürsel, Bülent Utku, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Emre İper’in cezalarının kesinleştiği anlamına geliyor.

Beş yılın üzerinde hapis cezalarına çarptırılan Ahmet Şık, Akın Atalay, Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya, Murat Sabuncu ve Orhan Erinç yönünden ise kararın Yargıtay’da temyiz yolu açık bulunuyor.

Güray Öz, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin (istinaf mahkemesi) kararı onamasının ardından cezasının infazının tamamlanması için 25 Nisan 2019 günü yeniden cezaevine girdi.

Anayasa Mahkemesi başvurusu

Aralarında Gürya Öz'ün de bulunduğu altı eski Cumhuriyet gazetesi çalışanının (Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara, Güray Öz, Musa Kart) başvurusunu 2 Mayıs 2019 günü karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, başvurucuların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlâl edilmediğine hükmetti.

Genel Kurul kararında, "Suçlamaya konu yazı, haber ve sosyal medya mesajlarında kullanılan dil, yayımlandıkları tarihlerde toplumda algılanışı ve insanlar üzerindeki etkisi, yazıların bağlamıyla birlikte dikkate alındığında soruşturma makamlarının başvurucuların suç işlediğine dair kuvvetli belirti bulunduğu yönündeki değerlendirmesinin keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez" denildi.

Kararın tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir.

Yargıtay kararı

Cezası beş yılın üzerinde olan eski Cumhuriyet çalışanlarının temyiz talebini 12 Eylül 2019 günü karara bağlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, davada verilen mahkumiyet kararlarını bozdu.

Daire, bozma kararının aynı suçtan yargılanan ancak mahkûmiyet hükümleri istinaf mahkemesinde kesinleşen Güray Öz, Bülent Utku, Önder Çelik, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör ve Kadri Gürsel'e de sirayet ettirilmesine hükmetti. Daire, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “Hükmün bozulmasının temyiz isteminde bulunmamış diğer sanıklara da uygulanacağı”nı düzenleyen 306. maddesi gereğince mahkûmiyet hükmünün kesinleşip infaza başlanmış olması nedeniyle ileride bir hak kaybına sebebiyet vermemek açısından bu kişilerin cezalarının infazının durdurulmasına karar verdi. Yargıtay’ın kararından sonra Güray Öz, Önder Çelik, Musa Kart, Hakan Kara ve Mustafa Kemal Güngör 12 Eylül 2019 günü tutuklu bulundukları Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi. Daire, sanıklar Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Bülent Utku hakkında yurtdışına çıkış yasağı uygulanmasına hükmetti.

Karar, gerekçesi yazıldıktan sonra yeniden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek.
Yukarı