Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Hikmet Çetinkaya

Hikmet Çetinkaya

Cumhuriyet gazetesinin tanınmış köşe yazarlarından olan Hikmet Çetinkaya aynı zamanda Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesidir.

74 yaşındaki Çetinkaya, 31 Ekim 2016 tarihinde Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerine yönelik bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan açıklamaya göre soruşturma Cumhuriyet Vakfı yöneticileri hakkında “PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir olduklarına, yönetim kurulu toplantısında alınan vakıf üyeliğine seçim kararının usulsüz olduğuna ve 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre öncesinde darbeyi meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçlarından” başlatıldı.

Savcılık ifadesinin ardından Çetinkaya yaş durumu ve sağlık sorunları gerekçe gösterilerek adlî kontrol şartıyla serbest bırakılma talebiyle İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Hâkimlik savcılık talebi doğrultusunda, 5 Kasım günü Çetinkaya’nın adlî kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

İddianamede Çetinkaya hakkındaki terör suçlamasına dayanak olan belli başlı deliller ise şöyle sıralandı: ByLock kullanıcısı ya da terör soruşturması geçiren toplam yedi kişiyle iletişim kaydının bulunması; resmi olarak “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü” olarak nitelenen ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardında olmakla suçlanan Fethullah Gülen grubuna yakınlığıyla bilinen kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın bir kahvaltı organizasyonuna katılması ve vakfın eski başkanıyla “kol kola” fotoğraf çektirmesi; Gülen grubuna karşı eleştirel tavrının son zamanlarda değiştiğine dair tanık beyanları; 2013 yılından sonra yönetime gelen ve gazetenin yayın politikasında “radikal bir değişiklik” yapan diğer sanıklarla ortak hareket etmesi.

Vakıf Yönetim Kurulu üyeliği ile ilgili olarak ise Çetinkaya’ya “borca batık şirkete karşılıksız borç verilmesi” ve bir gayrimenkul satışı dolayısıyla şirketin zarara uğratılması suçlamaları yöneltildi. Bu suçlamalarla alakalı olarak Çetinkaya hakkında 2 yıldan 14 yıla kadar hapis istendi.

Cumhuriyet gazeteci ve yöneticileri hakkında hazırlanan iddianamenin tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir. 

Çetinkaya ve iddianamede sanık olarak geçen toplam 19 kişinin yargılanmasına 24 Temmuz günü İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.

Duruşmanın dördüncü günü, 27 Temmuz'da savunmasını yapan Çetinkaya, “İleri sürdüğüm görüşlerim nedeniyle Fethullah Gülen örgüt kurmak ve yönetmekten yargılandı. Şimdi geçmişi unutmuş savcıların iddianamesiyle FETÖ terör örgütüne yardım ve yataklıktan yargılanıyorum” dedi.

Beş günlük duruşma sonunda ara kararını açıklayan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 11'i Cumhuriyet çalışanı 12 tutuklu sanıktan yedisinin tahliyesine karar verdi. Mahkeme davayı 11 Eylül tarihine erteledi ve savunmasını yapan sanıkların sonraki duruşmalara katılma zorunluluğu olmadığına hükmetti.

Çetinkaya'nın tutuksuz olarak yargılandığı davanın ikinci duruşması 11 Eylül’de Silivri cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görüldü. Tahliye kararı çıkmayan duruşmayla ilgili habere buradan ulaşılabilir.

Davada üçüncü duruşma ise 25 Eylül günü Çağlayan’da görüldü. Üç tanığın dinlendiği duruşmanın sonunda Cumhuriyet köşe yazarı Kadri Gürsel tahliye edildi.

Davanın 31 Ekim'de görülen dördüncü duruşmasında adlî bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi ByLock kullanımıyla ilgili ifade verdi. Duruşmada mahkemeye soruşturma savcısınca gönderilen yeni bir belge sanık avukatlarının itirazına rağmen sunulurken yine tahliye kararı çıkmadı.

Davanın 25 ve 26 Aralık'ta görülmesi planlanan duruşması ise tutuklu sanıklardan Ahmet Şık'ın savunmasının "siyasi" olduğu gerekçesiyle kesilip Şık'ın salon dışına çıkarılmasıyla beklenenden kısa bir sürede sona erdi. Duruşmanın ilk günü mahkeme başkanının Şık'ı "duruşma düzenini bozma" gerekçesiyle salon dışına çıkarttırmasının ardından Cumhuriyet avukatları reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti bunun üzerine duruşmada dinlenmesi beklenen iki tanığın dinlenmesinin mümkün olmayacağına karar verdi ve ara karara geçildi. Mahkeme ara kararında tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin ve diğer sanıklara uygulanan adlî kontrol tedbirlerinin devam etmesine hükmederken, davayı 9 Mart 2018 tarihine erteledi.

Davanın 9 Mart’ta Silivri'de görülen altıncı duruşmasında mahkeme tutuklu üç gazeteci sanıktan Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve muhabir Ahmet Şık’ın tahliyesine karar verirken, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın tutukluluk hâlinin devamına hükmetti.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi ara kararında dava dosyasının esas hakkında mütalaa için savcıya gönderileceğini açıkladı ve bir sonraki duruşmanın 16 Mart’ta yine Silivri'de görülmesini kararlaştırdı.

Davanın 16 Mart’ta görülen yedinci duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı, aralarında Hikmet Çetinkaya'nın da bulunduğu 13 Cumhuriyet yazarı ve çalışanı hakkında “örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım suçundan” 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti.

Mahkeme, esas hakkında mütalaaya karşı savunmaların alınacağı bir sonraki duruşmanın 24-27 Nisan arasında dört gün boyunca Silivri’de görülmesini kararlaştırdı.

Davanın 25 Nisan günü sona eren karar duruşmasında mahkeme 14 gazete çalışan ve yöneticisine 8 yıl 1 ay 15 güne varan hapis cezaları verdi.

Davayı gören İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, yazar Hikmet Çetinkaya'yı “terör örgütüne yardım” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme tüm sanıkların “görev nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçlamasından beraatlerine karar verirken, mahkûmiyet alan tüm tutuksuz sanıklara adlî kontrol uygulanmasına karar verdi.

Davada haklarında yakalama kararı bulunan Can Dündar ve İlhan Tanır’ın dosyalarının ise ayrılmasına karar verildi.

İstinaf mahkemesi kararı 

İstinaf mahkemesi olarak görev yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 18 Şubat 2019 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını onadı.

Mahkeme, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında “usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu” gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verdi.

Kararın tam metnine bu bağlantıdan ulaşılabilir.

Karar, beş yılın altında hapis cezasına çarptırılan Kadri Gürsel, Bülent Utku, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Emre İper’in cezalarının kesinleştiği anlamına geliyor.

Beş yılın üzerinde hapis cezalarına çarptırılan Hikmet Çetinkaya, Ahmet Şık, Akın Atalay, Aydın Engin, Murat Sabuncu ve Orhan Erinç yönünden ise kararın Yargıtay’da temyiz yolu açık bulunuyor.

Yargıtay kararı 

Cumhuriyet davası kapsamında beş yıldan fazla hapis cezası alan Çetinkaya’nın, temyiz başvurusunu değerlendiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 Temmuz 2019 tarihinde hazırladığı tebliğnamede, Çetinkaya’ya, “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan verilen hapis cezasının bozulmasını ve beraatine karar verilmesini talep etti.

12 Eylül 2019 tarihinde dosyayı karara bağlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Çetinkaya hakkında “örgüte yardım suçunun” oluşmadığını ve beraatinin gerektiğini belirterek Cumhuriyet davasında verilen kararlar için bozma isteyen Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamesi doğrultusunda hüküm kurdu.

Karar, gerekçesi yazıldıktan sonra yeniden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek.
Yukarı